Ömründe bir defa Emevi Camii’nde namaz kılmak

MİT Başkanı Şam’a gitmiş,
Ve Emevi Camiinde namaz kılmış…
Kılabilir,
Gayet de normal…
Namaz ibadetini ifa eden birisi için bundan daha doğal ne olabilir ki…
Burada asıl dikkat edilmesi gereken başka bir boyut var.

Birincisi:
İbrahim Kalın sade bir vatandaş değil.
Adı üstünde; Türk İstihbaratının başkanı…
Onun görüntü verdiği bir aksiyon Türkiye’yi de bağlar.
“Zaten biz de, o biçim bir mesaj vermek için o görüntüyü verdik” denebilir.
Ama sanki biraz aceleye gelmiş,
Yarın-birgün ortaya çıkması muhtemel kompozisyonlar pek de dikkate alınmamış,
Ve uluslararası boyutta bir risk analizi yapılmamış gibi…
Dikkat edin,
Amerika ve Avrupa ülkeleri HTŞ lideri Colani’yle ilgili ince bir çizgide hareket ediyor.
Her an, meşru bir komutan da diyebiliriz,
Terör örgütü lideri de diyebiliriz gibi…
Böyleyken,
Önümüzdeki bir-iki yıl içinde,
Ortadoğu’da hakim ve belirleyici güç konumundaki bu ülkeler, Suriye’de bir kimlik ve mezhep çatışması başlatırsa,
Ve Colani denen adamı, Radikal İslamcı olarak lanse edip,
HTŞ’yi de İŞİD gibi bir terör örgütü kategorisine sokarsa ne yapacaksınız?
Bu görüntüler ve bazı söylemler Türkiye’yi müttehem duruma düşürmek için “teröre yardım ve yataklık” iddiasıyla karşımıza çıkar mı çıkmaz mı?
Muhtemel göç dalgasını saymıyorum bile…

Amerika ve Batı bunu yapar mı?
Defalarca yaptılar ve hiç kuşkunuz olmasın yine yapmakta bir an bile tereddüt etmezler!

İkincisi:
Emevi Camii’nde namaz kılmayı bir sembolizm,
Bir ritüel haline getirmek ne kazandırdı?
Üstelik de kıldığınız namaz, olsa olsa 13 sene önce kılamadığınız namazın kazasından başka bir şey değil.
Yahu,
Davutoğlu AKP’den ayrıldı ama AKP içinde hala ne kadar çok Davutoğlu varmış da haberimiz yokmuş…
Arkadaş!
Sanki İslam’ın şartlarından birisi de, hiç olmazsa ömründe bir defa Emevi Camii’nde namaz kılmak…
Gerçekten merak ediyorum:
Emevi Camii ile Ankara-Hacı Bayram Veli Camii’nin,
İstanbul’da Ayasofya Camii’nin, Fatih Camii’nin,
Hatay’da Habib-i Neccar Camii’nin,
Bursa’da Ulu Camii’nin ne farkı var?
Orada kılınan namazın bir rekatı bin rekata mı bedel arkadaş?
Orada namaz kılmayan bir Müslümanın, cennetteki köşkünün altından ırmak akmayacak mı?
Nedir yani? Sebebi neydi ki?
Bu arada caminin ismine dikkat çekmek istiyorum.
Dört halife sonrası başlayan Emevi Hanedanlığından geliyor.
Emeviler İslam Dini’ni bir ritüele çeviren,
İslamik sembolizmi öne çıkartan,
Ve Hz. Peygamber’in torununu katlederken bile dini referans olarak göstermekten imtina etmeyen mütekebbir muktedirlerdir.
Maalesef bugün görmekte olduğumuz Siyasal İslamcılığın da referansı bana göre Emevilerdir.
Değil diyenler,
-Ki hemen olacaktır-
Bir kendilerine, bir de Emevi pratiklerine iyi baksınlar.
Şöyle söyleyeyim;
İslam Dinini, siyasal iktidar ve istikbali için kullanmaktan imtina etmeyenlerin,
Ve bugün bile yaptığı yanlışlara “Bize bunu Allah yaptırdı” diye –haşa- suçu Allah’a atanların da, temel referans yine Emevilerdir.
O yüzden de “Emevi Camii’nde namaz ve fazileti” demeden önce bir daha düşünün derim.

Son olarak:
Aslına bakarsanız MİT Başkanı’nın malum görüntüyü isteyerek verdiğini düşünmüyorum.
Bana göre Kalın’ın iki boyutu var.
Biri akıl, biri duygu.
Bu noktada aklıyla hareket edebilecek birisi olduğuna eminim.
Ama içinden geldiği muhafazakar damar ve belki de birlikte olduğu  siyasanın baskısıyla, duygu boyutunu öne çıkartan böyle bir görüntüyü vermek zorunda kalmış olabileceğini düşünüyorum.

**********************

Bir Vali
Osman Bilgin.
Şırnak ve Kırklareli valiliği yapmış,
7 Şubat Depreminde Maraş-Antep bölgesine koordinatör vali olarak gönderilmiş birisi…
Deprem bölgesinde şöyle demişti:
“Herkes z malının yüzde 10’unu bu süreç için bağışlasınlar.
10 liramızın bir lirasını bu sürece bağışlayalım.
Memurlarımız, işçilerimiz bir aylık maaşını almasınlar; n’olcek aç kalmayız.”

İşte bu vefakar, alicenap (!) valinin,
98 milyon liralık mal varlığı varmış.
Ve verdiği mal beyanı ile gerçek değer arasında 78 milyoncuk bir fark olduğu için soruşturma başlatılmış.
Ele verir talkını kendi yutar salkımı…

**********

Yıldız Teknik Üniversitesi ve Yılbaşı Ağacı

Öğrencilerden bir kısmı Yılbaşı ağacı süslüyor,
Bir kısmı ise Allahüekber çekiyor, engellemeye çalışıyor ve ağacın önünde namaz kılıyor.
Bir kesim “Yıldız laiktir laik kalacak” diye bağırıyor,
Diğer kesim “Hristiyan adetidir” diye susturmaya çalışıyor.
İki şey var,
Ve birincisi:
Yılbaşı çamı ile laiklik arasında nasıl bağ kurulabildi?
İlle bir bağ kurulacaksa, laiklik, Avrupa’da kilisenin tasallutuna karşı ortaya çıkan bir pratik olmasıyla kurulabilir.
İkincisi:
Hristiyan adetidir diye gelip engellemeye çalışıyorsun,
Ama cebinde Hristiyan icadı telefon var,
Ve yaptığın protestoyu bir gavur(!) icadı olan sosyal medya üzerinden yaymakta bir beis görmüyorsun.
Burada ağaç süsletmezsin,
Ama ziyaretgâh der gidersin,
Allah’ın ağacına,
Bez-çaput bağlar dua edersin,
Yılbaşı ağacına gelince; gavur geleneği diye engellemek istersin!
Bu konuda Neyzen’in “İnsanoğlu gariptir/Her lafı kaldıramaz…” diye başlayan dörtlüğü aklıma geldi de; söylemeyeceğim…
“Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan tutarsızlık
Nerden baksan ahmakça!..”

************

Bursa’da Bir Esnaf
Diyor ki:
“10’a yakın çalışanım var yarısı Suriyeli,
Giderlerse ciddi sıkıntı olacak,
Üretim sektörü ve ekonomi ciddi sıkıntı yaşayacak.
Bizim yerli insanlar maalesef çalışmak konusunda çok nazlı.
Belki bazı işyerleri kapanacak,
Belki ben bile kapatmayı düşüneceğim.”
Yapma emmi,
Gözünü seveyim yapma…
Suriyeliler 2011’de gelmeye başladılar,
Ve kayda değer boyutta 2015’lerden sonra çalışma hayatına katıldılar.
Şuanda ekonomi ne halde?
Berbat…
Suriyeliler gelmeden veya çalışma hayatına dahil olmadan önce Türk ekonomisi nasıldı?
En azından, şimdikinden çok daha iyi olduğu aşikar.
Bu durum,
Şu çıkarsamayı da akla getirmez mi:
“Suriyeliler gelmeden önce ekonomi iyi idi.
Şimdi Suriyeliler çalışma hayatındalar ama ekonomi kötü.
O halde kötü ekonominin sebeplerinden birisi de Suriyeliler.”

Asla böyledir demiyorum,
Çünkü işin aslı böyle değil.
Ama konuşurken, biraz dikkatli konuşacaksın.
Sırf partizanlık nedeniyle, düşünü söylerken oynaşını söyler pozisyona düşmeyeceksin!
Diğer bir husus:
Zaten kötü olan ekonomimiz,
Eğer Suriyeliler gidince,
Esnaf Emmi’nin dediği gibi sıkıntıya düşecek ve kepenk kapatacaksa,
Biz zaten en baştan naneyi yemişiz demektir!

OGÜNhaber