Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayının nasıl birisi olması gerektiğini söylüyor ve isim öneriyorum…

Muhalefete Dair Düşüncelerim
Oluşan siyasal zemin ve iktidardan kaçmaya başlayan zamanın ruhu, muhalefet için avantajlı bir ortam oluşturmasına rağmen Kılıçdaroğlu ve Akşener'in ciddi handikapları var ve çok benzeşik…
Her iki partide de, galiba ekonomik gidişatın da etkisiyle garip bir rehavet hakim…
"Erdoğan'ı her şekilde yeneriz" havasındalar…
Ama unutulmasın ki, konu iç siyaset olunca; Erdoğan tam bir kurt ve din-vatan-beka gibi enstrümanları çok iyi kullanabilen müthiş bir popülist.
Üstelik devlet denen aygıt hala onun elinde ve kontrolünde.

Tablo böyleyken SPP (Sedat Peker Partisi) ve EP'nin (Enflasyon Partisi) iktidarda açtığı gedik, düşüş ve yıpranışı muhalefet kendi çaba, gayret ve siyasetlerinden sanıyorlar, ki; hayati bir yanılgıdır ve ivedilikle bu halet-i ruhiyeden çıkmaları gerekir.
Bunun yanında,
Kılıçdaroğlu ve onun gibi düşünüp ona destek veren bazı parti yöneticilerine rağmen, CHP statükocu ve şehirli elitizm refleksinden bir türlü vazgeçemiyor.
Bu ise, üstenci bir bakış ürettiği gibi, merkez sağ ve muhafazakar seçmende yerleşik (oluşmuş veya oluşturulmuş yahut da bilinçli şekilde fobikleştirilmiş olabilir) CHP kodlarını hatırlatıp, antiCHP'ci bilinçaltını hortlatıp ürküntü yaratıyor.
Son zamanlarda bunun işaretlerini çokça görmeye başladık.
Mesela,
İzmir Belediye Başkanı'nın "Hain Vahdettin" söylemli anti Osmanlıcı yaklaşımı.

Yahu kardeşim,
Velev ki dediğin gibi bile olsa, (ki, bu konu oldukça sübjektiftir) bu tartışma ne getirecek, ne kazandıracak veya hangi sorunu çözecek!
Tam tersi, sebep olduğundan hareketle AKP üzerinden şikayet edilen kutuplaşma ve kamplaşmayı artıracak ve sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın içinden geçtiği kritik süreçte nostaljik bir gündemden öteye geçemeyip, tam da AKP'nin istediği gibi bir oyalaşma ortamı oluşturacak, gerçek ve çok acil sorunlarla dolu gündemi daha bir içinden çıkmazlaştıracaktır!
İşte, bu ve benzeri yırtık eldivenden çıkar gibi çıkışlar Kılıçdaroğlu'nun şahsi çabalarıyla oluşturduğu pozitif ivmeyi baltalıyor ve yavaşlatıcı bir etkiye sebebiyet veriyor!

Akşener ve İYİ Partiye gelince;
Akşener partisini büyük bir çaba ve gayretle Merkez Sağ formatına sokmaya çalışıyor.
Ki, doğru yapılan bir hamle ve yapılması gereken en doğru tercihtir diye düşünüyorum.
Fakat parti kadrolarında görülen ve biraz fazlaca hale gelen aykırı sesler bu durumu zedeliyor.
Akşener'in insanüstü çabasına rağmen, ne yazık ki, bu hedefe ulaşma noktasında parti bir patinaj içinde.
Partinin bu politikasını realize etmek ve destek tabanını genişletmek için, Genel Sekreter Uğur Poyraz ve başka bazı isimlerin Akşener'e sonsuz destekleri mevcut olsa da; bunun yetersiz kaldığını ve bu noktada Akşener'in yalnız bırakıldığını düşünüyorum.
Tıpkı CHP'de kimi isimler gibi, İYİ Parti'de de, "küçük olsun benim olsun" havasında olan ve halen karar mekanizmasında yer alan oldukça fazla isim var.
Tüm bunlar, "seçime beş kala" muhalefetin aşması gereken ciddi sıkıntılar…

Muhalefetin Adayı Kim Olmalı?
Altılı Masa başta olmak üzere bütün muhalefet ve seçmen tabanının hiç olmazsa en az defans yapacağı birisi olmalı.
Önerim İlhan Kesici.

Gerekçelerime gelince;
—Halen CHP milletvekili olması hasebiyle partisinin en az ihtilafla destek vereceği kişi,

—Merkez Sağ kökenli, muhafazakar/milliyetçi hassasiyeti olan birisi olması nedeniyle İYİ Parti-DEVA Partisi-Gelecek Partisi-Demokrat Parti ve seçmenlerinin hatta şimdiye dek AKP ve MHP'ye oy vermiş ama artık Erdoğan'dan ve Bahçeli'den memnun olmayan ama mevcut muhalefet partilerine de oy verecek kadar sempati oluşturmamış kararsız seçmenin, daha az rahatsızlıkla oy verebileceği birisi,

—Bir de HDP seçmeni var ve bence neredeyse anahtar konumda…
Seçimlerde iyi organize olabilen ve özgül ağırlığının farkında bir kitle.
Bu bağlamda, doğal olarak mevcut liderlere göre siyasi polemiklerden uzak kalmış ve "HDP terörist mi değil mi; sen önce bunu söyle" gibi bir soruyla iktidar baskısına maruz kalmamış olan İlhan Kesici, diğer muhtemel adaylara göre, HDP seçmenin daha yüksek oranda "yetmez ama evet" diyebileceği birisidir.

—Altılı masadan birisi aday olsa, diğeri "neden ben değil de o oldu" gibi bir negatif yaklaşımda olabilir. Veya bir küskünlük, kırgınlık, burukluk oluşabilir.
Ama Kesici olursa, "ben de olamadım ama masadan başka biri de olmadı" diyerek, bu durumun hem hazmedilmesi ve hem de seçmenlere anlatması daha kolay olacaktır.

Bunların yanında,
Şaibesiz geçmişi, bürokrasiyi iyi bilmesi ve üst düzey devlet deneyimi, siyasi tecrübeleri ve eriştiği siyasal olgunluk, rövanşist olmayacak kadar soğukkanlı davranabilme özelliği seçmen tercihinde ve eğer kazandığı takdirde yaşanacak restorasyon sürecinde önemli bir artıdır.

—Bir siyasetçinin yaşının ilerlemiş olması normalde dezavantaj olurken bu seçimin özel ve öznel niteliği gereği avantaj olabilir.
Çünkü Cumhurbaşkanı seçilirse partilerle temel prensipler üzerinde mutabakat oluşturduktan sonra; partiler mecliste ve sokakta siyasetlerini yaparken, Kesici, adeta partiler üstü şekilde ülkenin en kritik günlerini daha az hasar ve ciddi ve radikal reformlarla yönetebilir.
Diğer partiler de bilirler ki; Kesici bundan sonra siyaset yapmayacak ve Cumhurbaşkanlığı görevini kişisel siyasetini konsolide etmek için kullanmayacaktır.
Bir nevi herkesin "abisi" ve Fransa'da başlayan Beşinci Cumhuriyet sürecinin "De Gauille"ü pozisyonunda olabilir.
Ki, bu rol Kesici'de eğreti de durmaz,
Ve, paydaş partilere der ki;
"Ben bir dönem görevimi yapacak ve kenara çekileceğim.
İleriye dönük herhangi bir siyasi hesabım yoktur.
Bu nedenle de, uygulayacağım politikaları tabir caizse siyaset üstü olarak telakki etmeli ve pratiğe geçirmede desteğinizi esirgememelisiniz.
Çünkü aciliyet kesbeden ve zaman kaybına asla tahammülü olmayan sorunlarla yüz yüzeyiz!"

Bu arada, en önemlisi ve son olarak;
Olağanüstü bir ekonomik kriz ortamındayız.
Ülkenin en birinci ve hatta yüzde 80'lere varan oranda gündemi ekonomik krizdir.
Ahali yakıcı, yıkıcı, yoksullaştırıcı bir hayat pahalılığı ve alım gücünün düşmesiyle muzdariptir.
Hal böyleyken ve ana konu ekonomiyken,
Kesici'nin sahip olduğu ekonomik bilgi, birikim ve deneyimi,
Dünyayı tanıması ve yurtdışıyla olan iyi iletişimi,
Soğukkanlı, sakin ve aynı zamanda kararlı; ne yaptığını/yapacağını bilen birisi olması "neden İlhan Kesici" dediğimin gerekçeleridir…

Muhalefet Blokuna Bir İkaz
Eğer bu seçimi kazanmak,
Erdoğan'ı yenmek, iktidara gelmek istiyorsanız,
Sakın ola ki; içinizdeki aklı evvellerin veya kendi akıldane sananların fikrine kanıp da, "ilk turda herkes kendi adayını çıkartsın veya her parti başkanı aday olsun, sonra da en çok oy alan, Cumhur İttifakı adayı ile ikinci tura girsin" gibi bir stratejiye girmeyin!
İşte o zaman Cumhur İttifakının tuzağına ve kucağına düşmüş olursunuz.

Unutmayın,
Yukarıda belirttim; devleti yöneten hala AKP ve Erdoğan.
İki tur arasındaki sürede öyle şeyler olabilir, yaşanabilir, yapılabilir ki; aklınız şaşar ve daha ne olduğunu anlamadan bir de bakmışsınız ki; Cumhur İttifakı adayı kazanıvermiş veya seçim başka bahara kalıvermiş!
OGÜNhaber