Muhafazakâr riyakarlık ve kronik nankörlük!

Kâhya gelir;
"Ağam senin parti poku yemiştir,
Bir oy çıkmıştır..." der.
Ağa delirir;
"Ne diyosun lan sen,
Kaç kişi vardır benim köyde!..
Olmaz öyle şey; bir oy ha…"
Çizmeleri boyayan maraba "benim oyumdur ağam" diye koşar.
Kâhya atılır; "hayır, benim oyumdur ağam…"
Daha da deliren Ağa, adamın yakasına sarılır ve der ki;
"Ula gavatlar! Bir oyu ikiniz verdiniz de benim oyum nereye gitti!..."
 
Öküz öldü ortaklık bozuldu ya,
Seçim bitti, alan alacağını aldı fatura kel hasana kaldı ya;
Millet İttifakı'nın muhafazakar partileri zafer kazanmış muzaffer bir komutan edasıyla konuşmaya başladı.
Bu durum bana bu film enstantanesini hatırlattı…
O halde yanlış olan neydi?
Aslında teoride yanlış olan bir şey yoktu.
Kılıçdaroğlu, olması gerekeni yaptı ve farklı fikirdeki partileri bir araya getirerek teorik demokrasiden güzel bir örnek sundu.
Fakat bir şeyi gözden kaçırdı,
Bu ise en büyük hatası idi!
Muhafazakar Riyakarlık…
Nasıl?
Hile-i Şeriye diye Tanrı'yı bile kandırmaya çalışanların,
Takiyye olgusunu genelleştirenlerin,
Domuzdan bir kıl koparmak dahi kârdır düşüncesiyle CHP'ye zarar vermenin sevap olduğuna inananların demokrasi havariliğini ve sempati reveranslarını gerçek sandı.
Aslında itiraf edeyim ki, ben de öyle sanmıştım ama yanılmışım!
Can çıkar huy çıkmaz derler.
Hele de söz konusu muhafazakar riyakarlar ve tatlı su Müslümanlığı yapanlar ise, akrep akrepliğinden hiç vazgeçmiyor!
 
Adamlara bakar mısınız;
Yüzde 6-7 civarı oy katkısında bulunduk diyorlar.
Yahu,
Zaten CHP'nin ölüsünün yüzde 25 gibi bir oyu var.
Eğer siz, yüzde 7'lik bir oy katkı sunduysanız; CHP oyları nereye gitti o halde!..
Tüm anketlerde topunuzun oyunun yüzde 2 bile etmediğini kendiniz de gördünüz.
Ve bunu bildiğiniz için kendi başınıza bile seçime giremediniz!
Maçanız yemedi çünkü!..
Ama böyledir işte bunlar…
CHP ve Kılıçdaroğlu sayesinde meclise girerler,
Parti yerine koyulurlar,
Gururla o rozetleri takarlar,
Ama hakkaniyet adına dahi olsa; bir teşekkür etmedikleri gibi; üstüne üstlük, kerameti kendinden menkul büyük büyük lakırdı ederler.
Vicdanları bile sızlamaz bunların.
Çünkü onlar için CHP, "hep-daima ve sürekli" zayıflatılması gereken hedef kitledir!
Düşman kalesidir,
Ve yaptıkları riyakarlık, kaleyi içten fethetmek gibi kutsal bir eylemdir.
Onlara göre harpte hile caizdir!
Maalesef söylenecek bir şey de yok…
Olan oldu; vekilliği alan meclise girdi!
Ama kaybolmuş gibi görünen ama hiç eksilmeyen o acı gerçek kendini yeniden hatırlattı;
Körlüğün tedavisi vardır ama nankörlüğün yoktur!
Hele de muhafazakar soslu, dinsel makyajlı ve takiyye maskeli nankörlüğün hiç tedavisi yoktur!
OGÜNhaber