Millet nedir?
Çoğunlukla aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğu…
(TDK tarafından yapılmış tanım. Ben yapmadım tanımı.)
Bu tanımdaki ana vurgu nedir?
Birlik'leşmişlik…
Yani birlik ve beraberlik,
Yani, tasada ve kıvançta birlik,
Bir ve beraber olabilirlik,
Yani tanımda da dile getirilen ana konularda ötekileşmemişlik-kutuplaşmamışlık-ayrışmamışlık…
Buraya kadar her şey iyi-hoş-güzel!..
Pratiğe bakarsak,
Yani eyleme-fiiliyata,
Yani uygulamaya bakarsak;
Galiba "aynı topraklar üzerinde yaşamak ve dil birliği" haricindekiler tatile çıkmış!..
Veya, sadece tanımda kalmış,
Yahut da, demodeleşmiş!..
Tarih birliği mi; hak getire,
Osmanlı'da mı birlik yoksa Selçuklu'da mı,
Yoksa Emeviclik revaçta, Asr-ı Saadet tukaka mı..
Yahut hayaller Osmanlı, gerçekler Türkiye Cumhuriyeti mi,
"Tarih birliği" derken; yoksa siz, Osmanlılaştıramadıklarımızdan mısınız…
Yoksa "Tarih birliği", Türkiye Cumhuriyetinde yaşayıp Abdulhamitcilik yaparken Atatürk'ü görmezden gelmek mi!..
Ülkü'de birlik; hangi ülkü/kimin ülküsü,
Ülkü, birilerinin m-ülkü mü olmuş yoksa…
Gelenek/görenek birliği;
Kimin geleneği,
Hangimizin atasının göreneği; çünkü atalarımızı bile farklılaştırdık,
Ata/Türk'te bile ihtilaftayız.
Göreneğimizin kaynağı hangi ata,
Kim ata-kimin atası daha ata!..
"Senin atan yere bata, benim atam daha ata-en ata-en öz ata" mı yoksa!..
Yok yok…
Elde kala kala aynı topraklarda yaşamak kalmış…
Galiba o da, imkansızlıktan dolayı,
Gidecek yeri olmaması nedeniyle,
"Öz yurdunda garipsin, öz yurdunda parya.." olma pahasına,
Üvey evlat'laşmaya rağmen…
Güya milletmişiz; unsurları yok olmuş,
"Birlik" paydası, payandaya dönüşmüş; siyasi dolgu malzemesi olmuş,
Hamasetin sacayağı haline gelmiş,
Atılan nutukların "ulviyet" enstrümanına dönüşmüş tarihsel bir nostaljiden ibaret bir "birlik"…
Hayaller "birlik-beraberlik" gerçekler ayrılık-gayrılık!..
Ama, sözde milletiz,
Hem de mismilletiz,
Tanımı başka, pratiği bambaşka bir millet..
Kimse kızmasın ama galiba milletin m'sini kaybettik biz...
İlletteyiz,
Nifak-ihtilaf-ayrışma illetine düçar olmuşuz,
Umarım uyanırız ve illetten zillete geçmeyiz!...
Mehmet Akif bile, galiba bugünleri görüp "millet"i anlatan beytinde, özellikle "…miş'li geçmiş zaman" kipini kullanmış…
"Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz dünyaya milliyet nedir öğretmişiz!.."