Ne desek boş,
Bayır aşağı, freni boşalmış kamyon gibi gidiyor,
Tutabilene aşk olsun…
Yahu bu adam gerçekten kendini
“Gandhi” sanmaya başladı galiba,
Aforizmalar sallıyor,
Metaforik söylem ve kavramsallaştırmalar yapmaya da başladı.
“Firavun-Musa” metaforu yapıyor,
Ama bunu yaparken, kimin dilini, ağzını, söylemini kullandığının bile farkında değil,
Belki farkındadır ve bilinçli yapıyor…
Kılıçdaroğlu’nda “sapla saman” birbirine karıştı,
Anadolu’da güzel bir söz var;
“Düş’ünü söyleyeyim derken oynaşını söylüyor” diye,
Bre Kılıçdaroğlu, güneş mi vurdu başına, diyeceğim,
Ama başladığından beri yağmur yağıyor, güneş de yok ki…
Bu arada; söylemlerini dini içeriklendirmeye de çalışıyor,
Farkındayız bunun,
Bence yanında bir de Hadis ve Meal taşı,
“Hah, yarın bu hadis veya ayet tam işime yarar” diye ezberlemeye çalış,
Ama dikkat et, yanlış ezberleyip yine bir
“çam devirme”…
Şimdi bazı benzerliklere dikkat çekmek istiyorum.
ABD Afganistan ve Irak’ı işgal ederken hangi teraneyle geldi,
“Adalet, demokrasi, özgürlük” gibi afili laflarla…
Kılıçdaroğlu’nun kameralar gelince, sürekli taşıyormuş gibi kaldırdığı pankartta ne yazıyor,
“Adalet”,
FETÖ elebaşı Erdoğan’a ve ülkemize beddua ederken kullandığı benzetme ne idi,
Firavun,
FETÖ’nün algı operasyonlarında yapmak istediği ne idi,
Erdoğan’ı ve dolayısıyla ülkemizi Lahey’de yargılatmak,
Kılıçdaroğlu’nun şürekasının söylemleri nedir,
“Erdoğan Lahey’de Savaş suçlusu olarak yargılanacaktır”,
ABD’nin ve maşası FETÖ’nün 15 Temmuz’da amacı ne idi,
Ülkemizi, kaos ve iç çatışma çıkartarak işgal etmek,
Kılıçdaroğlu’nun söylemlerindeki hırçınlık, kin, nefret içeriğiyle aynı…
Güya amacı Referandum’daki % 48
“Hayır” oylarını konsolide etmek,
Yani 2019’a blok olarak ulaştırmak,
Ama sen bu bloku baltalıyorsun Kılıçdaroğlu,
Çünkü
“Marjinal”leşiyorsun,
Çünkü dilin dil değil, yolun yol değil,
Görüntün gizlense, seni dinleyen HDP başkanı sanır,
Yüzün gizlense seni dinleyen, F. Gülen sanır,
Valla yakında
“yol bedduaları” seansları da başlatırsan şaşırmayız,
Adına da
“Adalet beddua”ları dersin.
Kılıçdaroğlu…
Aklını başına al,
Romantik solcu birkaç yazarın, birkaç siyasetçi ve akademisyenin, iyice gazına gelmeye başladın,
Yok bilmem
“Gandhi’nin Tuz Yürüyüşü”ymüş,
Mao’nun
“Büyük Yürüyüşü”ymüş…
Yahu bırak bunları…
Seni yine dımdızlak yalnız bırakacaklar,
“Biz doğruları söyledik ama Kemal’le olmazdı” diyecekler,
Emre Kongar’ın
“We can do it” yazılı tişörtüne aldanma,
Karayılan’ın
“dağ arkadaşı” Hasan Cemal’in yol arkadaşlığına kanma,
“Sensinnnn” diyenlerin gazına gelip kin ve nefrete sığınma,
Sözün şehvetine kapılıp ABD, FETÖ, HDP, DHKP-C ağzıyla konuşma,
Onların hepsi yine özdeşlik kuracak bir “ihanet eylemselliği” bulurlar,
Sen yine yorulduğunla ve yediğin kazıkla kalacaksın...
Seni tanıyamıyoruz artık,
Kemal
“Demirtaş” ve Kemal
“Gülen” olma,
Kemal Kılıçdaroğlu ol bu sana yeter,
CHP’ye de yeter demiştik…
Ama sen ısrar ve inatla burnunun dikine gidiyorsun,
Ben illa
“Gülen’leşeceğim ve Demirtaş’laşacağım” diyorsun,
Ama bunun tarihsel bedeli ağır olur sana,
Sen
“Hayır” oyu verenleri ne sanıyorsun,
Kemal
“Demirtaş”la yürürler mi..?
Kemal
“Gülen”e razı olurlar mı..?
Olmazlar Kemal olmazlar...
Boşa yürüyorsun,
Kaos’a yürüyorsun,
Hainlere çanak tutuyorsun,
Düşmanları sevindiriyor, uluslararası arenada ülkeni zora sokuyorsun,
Son tahlilde; göreceksin ki, kabak senin başına patlayacaktır.
Senden ne Gandhi olur, ne Mao ve ne de Musa…
Senden olsa olsa,
Mursi’ye Firavun olan Sisi olur…
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.