Karışmıyorum diyen ama her şeyi karışlayan bir Genel Başkan!

Kılıçdaroğlu,
Bırakmadı, bırakmıyor…
Parti kurultaya gidiyor, karışmıyorum diyor ama karışlamaktan ve kaşımaktan geri durmuyor.
Aklı fikri il kongrelerinde, kurultayda…
Sanki hep kaybeden,
Hep yenilen,
Biten ve bitiren,
Eriyen ve eriten kendisi değil!
Sanki yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer peşinde,
Ama sadece kurultayda…
Yahu Dede!
Kurultayda başkan olanı cumhurbaşkanı yapmıyorlar,
O devir çoktan geçti.
O, 1950'den önceydi.
Tamam, şimdi de şef olabilirsin ama milli şef değil.
Sadece CHP'nin şefi…
Şaka bir yana, ne olacak biliyor musunuz?
Vefa mefa, falan filan, alavere dalevere; kurultayda yine Kılıçdaroğlu başkan olacak.
Başkan seçilecek demiyorum, başkan olacak diyorum.
Ve sonra da "Ulu Şef Kılıçdaroğlu" diyecek ki:
"Ben bırakacaktım ama parti ve partililer beni bırakmıyor.
Hâl böyleyken ben partimi nasıl bırakırım?"
 
Ahmet Arif olsa derdi ki:
"Uy havar,
Oy sevmişem ben seni…"
 
**********
 
Konya Müftülüğü
Hafızlık Diploma Töreni…
Kadın ve erkek hafızlar...
Ve Müftü diplomaları veriyor.
Buraya kadar her şey normal.
Sosyal medyada bir paylaşım,
Hem de müftülük tarafından…
Kadın hafızların yüzleri buzlanmış!
Neden?
Ben bilmiyorum!
Ama ya tanınmasın diye,
Veya işgüzarca caiziyet kaygısıyla…
Eğer kadın hafızların tanınmamak için bir tercihiyse,
"Onların olduğu fotoğrafları paylaşmıyorum, o halde" denebilir; böyle absürt  ve ötekileştirici yola girilmemiş olunabilirdi!
Eğer müftülüğün caiziyet işgüzarlığıysa ise şunu sormak lazım:
Muhterem!
Diplomaları verirken kadın hafızların yüzlerini sen görmedin mi,
Yoksa gözlerini mi kapattın,
Veya gözlerin mi buzlanmıştı?
Yoksa "Diploma verenin görmesi caizdir." diye bir fetva mı var?
Merak ediyorum:
Bu duruma dair bana tek makul bir gerekçe söyleyecek bir Allah kulu var mı acaba?
Tanrı sizi bildiği gibi yapsın, e mi!
 
************
 
Mehmet Ali Çelebi,
Milletvekili.
Parti değişikliği nedeniyle biraz da popüler birisi.
Bir araçta kendisine ait taşıt kartı görülmüş.
Yani gayet normal bir şey, kanuni bir hak olabilir!
Ama araç Bentley marka olursa,
Yani 20-30 milyonluk tekerlekli villa ise,
Ve sen de kalkıp,
"Benim değil, arkadaşımın arabası" dersen,
Hem dikkat çeker,
Hem konuşulur,
Hem haber olur,
Hem muzipçe gülümsetir,
Ve hem de "Allah herkese öyle arkadaş nasip etsin" diye dua(!) ettirir.
OGÜNhaber