Kanal, kanal değil; sanki 'İhanet ve Cinayet Hattı'

Çünkü Erdoğan’ı seviyorum. O yüzden…
Neden Kanal İstanbul’a karşısın.?
Erdoğan’a karşıyım, İmamoğlu’nu seviyorum. O yüzden.
CHP’liyim ve yaptırmayız,
Ak Parti’liyim ve yaparız…
Kanal, İstanbul’a ihanettir,
Kanal’a karşı çıkmak, İstanbul’a ihanettir.
Gibi gibi, inat da bir murattır kabilinden sözler, olmamış Kanalboyu devam edip gidiyor…
Tepedeki inat ve iddialar tabana da sirayet ediyor ve hatta abartılarak…
Kanal bir su kanalı olmaktan öte, insanların arasını açan sosyolojik bir kanala dönüşecek gibi…

Ne kanalmış be arkadaş…
Önümüzdeki  Cumhurbaşkanlığı seçimi sanki Kanal’dan geçiyor.
Kanalı yaparak veya yaptırmayarak…
Biri yaparak yeniden gelecek, biri yaptırmayarak yeni gelecek…
Kanal kanal değil; sanki ihanet ve cinayet hattı…
Yapsan ihanet, yapmasan ihanet…
Peki kim gerçek, hangisi yalan,
Doğru ne, yanlış ne…
Söyleyeyim;
Kanal’dan Cumhurbaşkanı çıkmaz.
Bu yaklaşım, Kanalcıyı da Kanalsızı da sandık kanalına gömer.
Aydınlatın bizi,
İnattan ve siyasetten ari şekilde anlatın bize,
İstanbul batar mı, yoksa kurtulur mu.?
Hangisi gerçek, hangisi yalan…
Sanki her boyayı boyadık da bir tek fıstıki yeşil kaldı misali; tüm sorunlarımız bitti de, bir tek Kanal  üzerinden siyaset fantezimiz kaldı.
Allahaşkına;
Kişisel istikbal kaygısından uzak bir Allah kulu çıksın ve şu Kanal işini enine boyuna, artısıyla eksisiyle anlatsın, anlattırsın.
Gerdiniz be ya…
Valla gerdiniz bizi…
Siz böyle gerçek/yalan karışmışlığıyla yaparız/yaptırmayız inatlaşmasına devam ederseniz; yapılmamış kanalın, akmayan suyunun, olmayan en derin yerine atlayarak “kendimi” intihar edeceğim…

Gerçek ve Yalan……

Efsaneye göre Gerçek ve Yalan birgün buluşurlar.
Yalan doğru söyler ve “bugün hava çok güzel” der.
Gerçek ona bakar ve gözlerini gökyüzüne çevirir. Gün gerçekten çok güzeldir. Doğru söylemesine şaşırmıştır.
Bir kuyunun önüne gelene kadar birlikte zaman geçirirler.
Yalan hep doğru söylemektedir ve “su çok güzel, birlikte girelim mi” der.
Gerçek, bir kez daha şüpheci bir şekilde suya dokunur.
Su gerçekten çok güzeldir.
Ona inanıp soyunur ve yüzmeye başlarlar.
Yalan bir anda sudan çıkar, gerçeğin kıyafetlerini giyerek kaçar ve kayıplara karışır.
Gerçeğin kıyafetleriyle rahatça dolaşır.
Kızgın Gerçek, kuyudan çıkar ve yalanı bulmak ve kıyafetlerini almak için her yere gider.
Tüm dünyayı gezer ve arar.
Gittiği her yerde Çıplak Gerçek’i görenler onu hor görmekte ve öfkeyle bakmaktadırlar.
Zavallı Gerçek kuyuya geri döner ve sonsuza da ortadan kaybolur.
O zamandan beri Yalan, dünyanın her yerinde Gerçek gibi giyinmiş ve içimizde yaşamaktadır.
Dünya ise hiçbir şekilde Çıplak Gerçeği görmek istememektedir.

OGÜNhaber