İnsan, neden "açıkça söyleyeyim" deme ihtiyacı hisseder ki!..

Çeçenistan Müftüsü Salah Mezhiev demiş ki:
"Rusya'nın yanında verilen mücadele Allah uğrunadır ve cihattır.
Bu savaşta ölenler şehit olacaktır.
Buna hiç şüphe yok…"
Buyur, bir de buradan yak…
Allah'tan vekalet almış gibi konuşanlar sadece Türkiye'de var sanıyordum ama değilmiş.
Çeçen Müftü de Allah'la görüşmüş ve Rusya-Ukrayna savaşında ölecek Çeçenlerin statüsüne dair mesajı almışçasına konuşuyor,
Ve tebliğ ediyor!

Allah aşkına cümleye bakar mısınız;
"Bu savaşta ölenler hiç şüphe yok ki, şehit olacaktır…"
Sanki "şehitlik", anlam ve içeriğini ilahi-manevi-dini kaynaktan değil de görevlendirilmiş bazı kişilerden alıyor gibi…
Sanki şehitlik,
Kapsam ve çerçevesi,
Usul ve esası,
Ve dahi, hangi ülkeler adına savaşmanın kapsam dahilinde olacağı Müftülerce belirlenen bir yönetmelikmiş gibi!
Oh ne ala…
"Şehitlik garantili" savaş…
Ben demiyorum; Müftü Efendi böyle buyuruyor.

Merak ediyor ve sormak istiyorum, Muhterem Müftü Efendiye,
Ukrayna vatandaşı olan bir Müslüman,
Ülkesini-yurdunu-evini-ocağını savunmak için Ruslara karşı savaşır ve ölürse ne olur?
Bu konuda, Allah ne dedi sana; lütfedip bizi aydınlatsana Müftü Efendi…
"Ne şehit ne gazi; olsa olsa niyazi mi olur" dedi, Allah sana!..

Kim şehit olur, kim olmaz; onu bilemem ama ben sana bir şey söyleyeyim Müftü Efendi…
Eğer o Allah, bizim inandığımız Allah ise,
Kuran'ı gönderen Allah ise,
Hz. Peygamberin tebliğ ettiği İslam Dini'nin sahibi ise,
Yani, adaletlilerin en adaletlisi,
Her şeyi gören-bilen-işiten ise;
(Ki, amenna; şüphesiz öyledir!..)
Senin işin, "şehit olacaksın haydi ölüme" dediklerinden çok daha zor, çok daha çetrefillidir Müftü Efendi…

Şimdi, bir kul olarak Müftü'nün konuşmasını eleştirirken; sen, nasıl/kim/ne adına konuşuyorsun bunları diyebilirsiniz…
Valla, ben Allah'ın kelamında "Rusya adına ölenler şehit olur"u hiç görmedim ama insanları Allah adına aldatmanın, ne beter bir şey olduğunu gördüm ve okudum.
O yüzden yazdım.
İsterseniz, Fâtır Suresine siz de bakın…

***

"Açıkça söyleyeyim…."
Son zamanlarda böyle başlayan cümle o kadar çoğaldı ki…
Üst düzey yönetici ve siyasiler, söze "açıkça söyleyim…" diye başlıyorlar.

İyi-hoş-güzel de, insana sormazlar mı;
Bugüne kadar açıkça söylemiyor muydun ki,
Söylediklerin gizli-kapaklı, yanıltıcı ve kandırıkçı sözler miydi?
Yoksa açık olmamayı ve söylememeyi o kadar çok irtikap ettin ki,
Artık, kimsenin inanmayacağını düşünüp; "açıkça söyleyim" vurgusuyla inandırıcı veya daha inandırıcı mı olmaya çalışıyorsun?
Veya, söylediğine kendin bile inanmadığın için, "açıkça söyleyim" deme gereği mi hissediyorsun?
Hani, kişi söylediğine kendi de inanmıyorsa, yemin ederek kuvvetlendirmek ve daha ikna edicileşmek ister ya,
Bu sıralar dillerden düşmeyen "Açıkça söyleyim" vurgusu da, böyle bir şey mi yoksa!..
OGÜNhaber