İktidarın erken seçim senaryosu…

Gelin bir siyasi simülasyon yapalım.
Konu: İktidarın planı…

Neymiş bu plan?
İktidar, harıl harıl seçime hazırlanıyor,
Hem de bir erken seçime…
Ve hem de, 2022 Haziran-Temmuz'unda düşünülen bir erken seçime.

"Hoppalaaaa…
Sen de yani,
Tablo böylesi bir haldeyken,
Yani herşey kötüye giderken,
Hele de ekonomi berbat durumdayken; iktidar, yapılacak bir erkek seçimin hezimet getireceğini bilmiyor mu…" diyeceksiniz.

Biliyor biliyor; hem de çok iyi biliyor ve o yüzden bu planı yapıyor.
"Ama nasıl olur" demeyin.

Çünkü dolar/kur yükselirken,
Fiyatlar astronomik şekilde artarken,
Ekonomik parametreler gün be gün kötüleşirken
Ütopik ve benim "Dikene dayalı ekonomik model" dediğim bir süreç yaşanıyorken; iktidarın, "bekleyin-görün; 2022-Mart'ında her şey güzel olacak…" yaklaşımı asla boşuna, günü kotarmak ve/veya avutmak için söylenen bir söz değil.

Her şey bu planla ilgili ve ilintili…
Nereden anlıyorum bunu?

Hükümetin hem em doğrudan açıklamalarından ve hem de çok kötü/kötünün en kötüsü şeklinde yaşanan sıkıntıları sadece seyretmelerinden.

Peki ne oluyor ve ne olacak?
Doların yükselmesine biraz daha sessiz kalınacak,
14 veya 15'ler seviyesine kadar hızlı yükseliş devam edebilecek.
Tabi, fiyat artışları da sürecek.
Doğal olarak enflasyon da artacak…
Sonuç olarak ise alım gücü dibe vuracak.

Ammaaaa…..
Yeni yılla birlikte asgari ücret başta olmak üzere; çalışan ücretleri "babayiğit" miktarlarda artırılacak.

Ve eş zamanlı olarak sert bir müdahaleyle döviz dizginlenecek ve hatta piyasaya satılacak dövizle 11.3/12 seviyelerine indirilecek.
Buna paralel olarak yükselen fiyatlar da inişe geçecek.

Bu esnada sürekli erken seçim diyen muhalefete dönülecek ve;
"Her ne kadar seçim zamanında yapılacak desek de; madem bu kadar çok istiyorsunuz, sözümüzü yeme pahasına da olsa buyurun erken seçime gidelim.
Hodri meydan; 60 gün sonra seçim o halde…" denecek.

Tabi muhalefet buna hayır diyemeyecek ve seçim tarihi belirlenecek.
Ocak ayında çalışanlara ciddi bir artış zaten yapılmış olacak.
Seçim süreci planlaması içinde EYT'lilerin sorunu halledilecek,
Polise-öğretmene-hemşireye 3600 ek gösterge verilecek,
Dövizin düşmesi nedeniyle zaten olması gereken fiyat indirimleri, hemen her hafta, azar azar ve iktidarın halka jesti gibi sunularak seçime kadar sürecek..

Dolar'ın geldiği en üst seviyeye odaklanan toplumsal algı, bu zirve noktasının altındaki her rakamı bir lütuf ve şükredilesi bir jest gibi algılayacak.
Mesela, son altı ayda fiyatlar 10 birim arttı diyelim. 5 birim indirim gelecek; millet bunu iktidarın başarısı ve bir nimet gibi düşünecek.

Başka bir deyişle; fiyatlar bir süre daha yükselecek ve "ama yani bu kadarı da fazla!.." noktasına gelecek. Tahammül tükenecek. Tam da bu esnada iktidar devreye girip dövizi düşürecek ve fiyatlarda indirim başlayacak.

Bindirimin yarısı kadar bile olmayan-olmayacak olan indirim, hükümetin başarısı gibi lanse edilecek.

Hele bir de, ne ve nasıl olduğu, neyin karşılığı olarak verildiğini iktidar harici kimse bilmeyecek olsa da; Fon Kuruluşları veya Katar veyahut da Birleşik Arap Emirliklerinden 20-30 milyar dolar bir kaynak gelirse, iktidar için "yeme de yanında yat/oh ne ala…" durumu oluşur.

Ve tüm bunlar, "Bugünler geçici demiştik. Bakın düzelme nasıl da başladı; siz merak etmeyin, herşey dediğimiz gibi olacak. Bize güvenmeye devam edin…" şeklinde planlanan algı operasyonu her türlü medya enstrümanı kullanılarak başarı süslü ve soslu şekilde sunulacak.

Nereden mi biliyorum?
Erdoğan'ın açıklamalarının derinlerine bakın, siz de anlarsınız.
"Asgari ücrette bugüne kadar olmuşun çok çok fevkinde bir artış yapacağız,
Stokçulara bu ülkeyi mezar edeceğiz,
Döviz bugün yükselir yarın iner…" açıklamalarını iyi okuyun.

Bunun yanında, "Cari açık düşüyor daha da düşecek, artı verecek, ihracat rekorları kırıyoruz, Çin gibi gelişeceğiz, istihdam yaratacağız" gibi, herkesin heyecanını artıracak söylemlerin arkaplanını okumaya çalışın.

Ayrıca siyaseten başlattığı dini ve milli söylemlere dikkat kesilin.
"Faize karşıyım. Müslüman faize karşı olur,
Ekonomik kurtuluş Savaşı,
Mandacı iktisatçılar ve faizciler" gibi söylemleri, sizce boşuna mı dile getiriyor.

Siyaseten bile olsa, hala bu ülkede seçmen kitlesinin %30'a yakın kesimi düşünmeden, anlamaya çalışmadan, samimiyetine bakma gereği bile hissetmeden "dini/milli" söylemlere inanıyor ve bu inanışı çok seviyor.
Takdir-i İlahi'ci ve mukadderatçı'yız çünkü…

Bu arada iktidar ortağı Bahçeli'nin konuşmalarına iyi bakın.
Mesela, Mansur Yavaş'la ilgili biraz da tehdit kokan söylemlerine…
Söylenen sözler asla ezbere söylenmiyor.

Bu süreçte Cumhur İttifakının ana motivasyonu, muhalefeti sindirmek-ezmek-manevra kabiliyetini yok etmek-silmek üzere olacaktır. Bunun için de meşruiyet ve demokratik siyaset kaygısı olmaksızın her türlü enstrümanı kullanacaktır.

Sonuç olarak şunu söylemek istiyorum.
En kötüyü gösterdikten sonra,
Algılar en kötüye odaklandıktan sonra,
Yapılacak iyileştirmenin/iyileşmenin etkisi kaybolmadan, artık bir seçim mukadderdir ve kesine yakın, iktidarın tüm planları da bunun üzerinedir.

Yanılır mıyım?
Evet olabilir.

Nasıl?
Tüm bunlara rağmen,
İktidarın yaptığı plan detaylarına rağmen,
O süreçte yaptırdığı anketlerde, eğer ki iktidar; başa baş noktasına gelememişse,
Hatta, herhangi bir şekilde muhalefet lehine telafi edilemeyecek bir fark var ise,
Yani, tüm popülist iyileştirmeler çerçevesinde yapılan algı operasyonu istenen hedefe ulaşamamışsa;
İşte o zaman, erken seçim yapılmayabilir.

Ne olur peki derseniz?
Allah yardımcımız olsun der, kadercilik yapar ve olası sıkıntıları söylemekten kaçarım!..

Not: İktidarın bu planı tutar mı derseniz; bence bu defa tutmayacak ama acı-tehlikeli ve sorunlu da olsa şunu söylemeliyim ki; iktidar, iktidarı bırakmamak/kaybetmemek ve son tahlilde devretmemek için her şeyi yapmaktan imtina etmeyecektir!..
OGÜNhaber