Hollanda Başbakanı Rutte…
Geçenlerde Türkiye'yi de ziyaret etmişti.
Bakanlar Kurulu toplantılarını olağanüstü bir durum olmadıkça Cuma günü yapar.
Yoksa bu adam gizli Müslüman mı ne…
Herif, feyiz ve bereketini bildiği için mi toplantıyı "mübarek Cuma" günü yapıyor yoksa…
Gerçi sanmıyorum,
Eğer Müslüman olsa idi gerçekleri çarpıtmadan, örtmeden, kapatmadan duramaz; dosdoğru şekilde, tüm açıklığı-doğruluğu ve yalınlığıyla aşağıdaki gibi söylemezdi. (İşine-dişine göre bir din uyduranların Müslümanlığını kastediyorum)
İşte bu adam, bu Cuma yaptıkları Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası basının karşısına geçiyor.
Ve aynen şöyle diyor;
"Mart ayı itibariyle enflasyon yüzde 11,9…
Endişe verici bir durum,
Müthiş yüksek bir enflasyonla karşı karşıyayız.
İlerleyen zamanda hepimiz biraz daha fakirleşeceğiz.
Bu gerçekten olacak. Bu konuda net olmalıyız.
Enflasyon, o kadar korkunç yüksek ve enerji fiyatları o kadar hızlı yükseliyor ki, Hollanda'ya verilecek en dürüst mesajım; hükûmetin bunların hepsini çözemeyeceğidir.
Hepimizin cüzdanlarımızı akıllıca kullanması gerekiyor..."
Adam bunları aciz, beceriksiz, zavallı olduğundan dolayı söylemiyor.
Çünkü adam, olanı olduğu gibi söylüyor,
Halkından gizlemiyor,
Kandırmıyor,
Toz-pembe bir tablo çizmiyor,
"Sizleri enflasyona ezdirmeyeceğiiiizzz" gibi, hamaset ve popülizm yapmıyor.
Müthiş yüksek deyip feryat ettiği enflasyon kaç?
Yüzde 11.9
Bizim enflasyonumuz?
Mart ayı enflasyonu da açıklanınca yüzde 60'ün üstünde…
Bizde yöneticiler ne yapıyor ve söylüyor?
Yapma kısmı sıfır ama söyleme gelince muhteşem!..
Gizliyor,
Yuvarlak laflar ediyor,
"Enflasyon da nedir ki; üstesinden geleceğiz, indireceğiz, bitireceğiz" gibi açıklamalar eşliğinde kamuflajcılık almış başını gidiyor.
Işıltı deniyor,
Temenni ediliyor,
Sorumluluk, dış güçlere atılıyor,
"Bu sene sonu gerileteceğiz, önümüzdeki sene ise tek haneye düşüreceğiz" lafazanlığından asla vazgeçilmiyor,
"…Bizim Allah'ımız var, O'nun yardımıyla yeneceğiz…" deniyor,
Ama sadece deniyor, söyleniyor, lafı ediliyor…
Bir Allah kulu çıkıp da; "yahu, sebepleri yerine getirmek babında, bir milim gayret yokken Allah bize neden yardım etsin ki…" demiyor,
"Enflasyonla mücadeleyi neden Allah'a havale ediyoruz" diye söylemiyor.
Ya da;
Aynı Hollanda Başbakanı gibi,
Ey Ahali, Ey bahtsız bedevi gibi olan garibim Türk milleti,
Şu şu şu nedenden dolayı,
Veya gafletimizden sebep,
Yahut da, suyu tersine akıtma fantezimize binaen enflasyon azıttı,
Olmuyor, yapamıyor ve enflasyon denen laneti düşüremiyoruz, demiyor!..
"Aslında söylediklerimize kendimiz bile inanmıyoruz ama ne yapalım siyaseten sizi kandırmak zorundayız" itirafını edemiyor.
Yalancı çobana döndük,
Enflasyon, alım gücünün düşmesi ve fiyat artışları konusunda, aslında söylediklerimize kendi çocuklarımız bile inanmıyor ama biz yine de size doğruları söylemiyor,
Gerçekle yüzleştirmemek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, demiyor…
Neden?
Çünkü yiyen yiyor,
Bir kesim var ki; adeta, "ne olur doğruları söylemeyin, kandırın bizi" diye yalvarıyor,
"Doğrularla işimiz olmaz; biz yalanı sevdik" diye çırpınıyor.
Alıcısı olunca da,
Oh ne âlâ,
Işıltı ekonomisi payidar kalıyor,
Enflasyonun sebebi muhalefet oluyor,
İndirmek ise Allah'a havale ediliyor!..
Netice;
İşte size iki tarz-ı siyaset…
Birisi, batıl-Batı'lı Hollanda'lı,
Birisi, Allahcı-İslamcı-mukaddesatçı, kalbi gönlü iman dolu Anadolu'lu!..
Ne diyelim,
Boş verin; Allah'a havale edip, geçip gidelim…