Devlet aklı nerede saklı?..

Genel, yerel, halk oylaması olmak üzere son 21 senede 14 seçim yapıldı.
Genel seçimlerin hepsini,
31 Mart 2019'da yapılan hariç bütün Yerel Seçimleri AKP kazandı.
Hem de oldukça eşitsiz koşullarda,
Ve, kamusal imkanlar iktidarın emrinde olarak yapıldı.
Muhalefet, seçimler için hiçbir zaman "bir darbe girişimi" demedi ve kazan kaldırmadı!
Pazar günü bir seçim var.
Ben, kendimi bildim bileli böylesine bayağı, iğrenç ve kirli bir seçim süreci görmedim!
Neredeyse 1950'den beri yaşanmayanlar yaşanıyor,
Olmayanlar oluyor,
Ve devletin tüm imkanlarını elinde bulunduran ve kullanmaktan imtina etmeyen iktidar partisi seçimle ilgili meşruiyet sorunundan dem vurabiliyor.
Ürkünç ve korkunç denecek şeyler konuşuluyor,
Seçime değil de, adeta savaşa hazırlanır gibi bir hazırlık duyumları geliyor!
Neden?
Güya "darbe girişimi olursa" güya "muhalefet seçime hile karıştırırsa" güya "seçim güvenliği tehlikeye girerse" imiş!..
Yahu arkadaş,
Bugüne kadar 14 seçim oldu ve böyle bir şey yaşandı mı?
Hayır.
Yahu arkadaş,
İktidar sensin, devletin imkan ve kabiliyetleri senin elinde, neredeyse tüm medya senin emrinde ve çıkmış seçime dair soru işaretleri oluşturuyorsun!
Yahu arkadaş,
İlk defa kazanma ihtimali beliren muhalefet, seçime kara çaldırarak kendi ayağına kurşun sıkar mı hiç!..
Peki, iktidar neden böyle bir söylem içinde?
Çünkü ilk defa iktidar kaybetme, muhalefetse kazanma riskiyle karşı karşıya…
Gerçekten akla ziyan gelişmeler yaşanıyor.
İktidarın bir kesimi öyle bir halde ki; iktidarı kaybetmemek uğruna adeta her türlü yola tevessül etmeye hazırlar ve hazırlık içindeler!
Ön alır gibi konuşuyor,
Yapacaklarına zemin hazırlar gibi hazırlanıyor,
Adeta, muhatabını suçlu çıkartmak için kendi kendini yaralayıp da "bakın bakın; beni ne hale getirdiler" diye polisi kandıran zanlı gibiler!
Ev sahibini bastıran hırsız misali…
Sandıktan iktidar partisi lehine sonuç çıkarsa tamam; seçim meşrudur ve sonuna kadar saygı gerekir,
Ama sonuç, muhalefet lehine çıkarsa gayrı meşru!
Kazanmak için iktidarın yapacağı her türlü manipülasyon caiz,
Muhalefetin "manipülasyon var" demesi sandığa darbe!..
İktidar partisine oy veren vatansever,
Muhalefete oy verense vatan sevmez!
İktidar, yanlışa bile doğru derken muteber,
Muhalefet, doğruya doğru derken bile reddedilen, eğri kabul edilen!..

Peki, kötümser miyim?
Evet…
Ama büsbütün değil…
Neden ve nasıl?
Birincisi;
İktidar yekpare değil,
Kendi içinde klikler arası korkunç bir husumet mevcut ve disiplin kaybolmuş vaziyette!
İkincisi;
Her dönemde ve devirde tam bir kontrol sahibi olan Erdoğan, bu defa ciddi bir aldanım ve aldatılım ile karşı karşıya.
Etrafını sarmış olan kifayetsiz muhteris-nimetlenmeci-iktidarist ama stratejik akıldan yoksun olanlarca gerçeklikten uzak bir muhakemesizleştirme içinde…
Üçüncüsü;
Bu ülkede hala aklıselimi kaybetmemiş, zinde ve akîl insanlar olduğunu ve her şeyi takip ettiklerini düşünüyorum.
Hatta bunların bazılarının, iktidar içinde bile oldukları kanaatindeyim
Dördüncüsü;
Her ne kadar iktidarın emrinde gibi görünse de; devletin esası denen bazı kurumların, seçime dair kara plan yapan iktidar şahinlerinden ciddi manada rahatsız olduğu aşikar!
Seçim gecesi, eğer birileri sandık sonuçlarını manipüle ve halkı provoke etmeye dönük bir atraksiyon içine girer veya haddi aşarsa, ülkesel menfaatleri hala her şeyin önünde tutan ve devlet aklını esas alan bu kurumsal kişiler buna müsaade etmeyecek; "…o kadar da uzun boylu değil…" diyerek öngörülmez olaylara engel olacaklar inancındayım!
Beşincisi ve bence en önemlisi;
Düşünce ve yaklaşım tarzları kamuoyunca alenen bilinmese de, bahsettiğim bu kurumsal kimlikler, zinde güçler ve hala aklıselimi kaybetmeyen kişiler,
Ve hatta şuana dek iktidarın emrinde gibi görülen ama en baştan beri devletin emniyet supabı olan bu kişi ve kimlikler bir devrin sonuna gelindiğine, sanki kanaat getirmişler gibi…
Bu konuda oluşan derin fısıltıyı, duyabilen kulakların işittiği düşüncesindeyim.

Hal böyleyken,
Muharrem İnce'nin adaylıktan çekilmesinde görünen bazı sebepleri olsa da, esas gerekçenin bu derin realite olduğu inancındayım.
Hatta daha eskiye gidip yeniden bugüne gelecek olursak;
Hatırlarsınız,
İnce, 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçiminde "adam kazandı" deyip ortalıktan kaybolmuştu.
Hatta CHP'lilerin ağır eleştirilerine maruz kalmıştı.
İnce'nin o söylem ve hareketi, bu odaktan gelen telkin ve tavsiye sonucu yapmış olabileceğini hiç düşündünüz mü?
Bence düşünün…
Muharrem İnce'ye 2018'de Erdoğan lehine telkinde bulunanların, şimdi de Kılıçdaroğlu lehine telkinde bulundukları ve net bir skorla kazanmasına zemin hazırladıkları kuvvetle muhtemeldir!
Bunu da oldukça usturuplu, kendilerinden alakasızmış gibi ve akilce, iktidarın şahin kanadı ve trolcüleri eliyle yaptırdıklarına kalıbımı basarım.

Son olarak şunları söyleyeyim;
Hiçbir zaman muhalefet kazanmaz,
İktidarlar kaybeder!
Zemin kaybolduğunda ve zamanın ruhu değiştiğinde malum son kaçınılmaz olur!
Ve şimdi de, öyle olacak gibi görünüyor!
12 Temmuz 2020'deki yazımın başlığı şöyle idi;
"İktidar da, ihtilal gibi kendi çocuklarını yer ve ne acıdır ki; kendi çocukları eliyle de biter.."
OGÜNhaber