Düzen yanlışsa,
Düzende yanlış varsa,
Doğruya doğru derken, adın eğriye çıkmışsa,
Duvardan olur evrenin hücreleri,
Hücrende hissedersin soğuk duvarları…
Yolsuz-yolaksız kalırsın,
Aşamazsın, örülen duvarları.
Ulaşmak zorlaşır;
İyiliğe, güzelliğe,
Doğruluk ve saflığa…
Avuç avuç ayaz vurur, gönlün umutlarına,
Ruhun çıkmazlarına.
Umutta kalır mutların,
Baş vermez tohumların,
Direnemezsin; susar yorumların…
Bir nefes sanırız,
Her koşulda alırız o nefesi,
Fark etmeden alıp verişi,
Ne garip,
Bir nefes kadar yakınız ve uzağız o büyük kaybedişe,
Ama fark etmeyiz,
Kâr sanırız yitişimizi.
Bir nefes sanırız, bir nefes!
Rastgele midir bu da yoksa…
Beklenen bahar, gelen ise kış,
Tanıdıktır bu Allahsız döngü!
Kimine eziyet kimine marifet,
Kimine zulmet kimine rahmet…
Çarçabuk aşılmaz bu yazgı.
Dişler kenetlenir,
Yumruklar sıkılır ve boğaz düğümlenir!
Ama çıldırsan da,
Cinnetlik olsan da,
Hemencecik değişmez bu çizgi.
Vicdanlar kapkara iken,
Kalplerdeki dehlizler karanlık içindeyken,
Bilinen tek renk, siyahın karası iken;
Değişmez bu zalim çizgi,
Çarçabuk aşılmaz bu yazgı!..