Bunu yapan iki kişi, biri erkek biri dişi, bu iş tam bir Türk işi…

Eric Adams,
New York Belediye Başkanı,
2022 yılında seçildi…
Yemin ederim bu adama çok üzülüyorum ve hatta çok acıyorum.
Neden biliyor musunuz,
Bizimkiler, onu da Türkiye konseptinde düşünmeye ve hareket etmeye ikna ettikleri için…
Yahu Arkadaş,
İstanbul veya Ankara veya Konya belediye başkanlığı değil ki burası.
Bağış toplarken Türk gibi düşünüp New York’a başkan seçilirsen herhangi bir Amerikan gibi Amerikan kanunlarıyla yüz yüze gelirsin böyle…
125 bin dolarlık menfaat sağlamaktan bahsediliyor,
Eminim Türkiye’de bunu duyan herkes bir yerleriyle gülüyordur.
Ulan, bizde bunlar Bodrum’da bir öğle yemeği parası bile değil,
Bu miktar bizde çerez-çekirdek parası,
Bu para bizde bırak koskoca bir büyükşehrin belediye başkanını; 50 bin nüfuslu basit bir ilçe başkanının bile dönüp bakmayacağı miktar…
Düşünsenize,
Bir iddianame hazırlanıyor ve tüm Amerikan medyasının dilinde,
New York bununla çalkalanıyor…
Ana konu nedir?
Türklerin verdiği rüşvet, bağış ve sağladığı diğer imkanlar…
Yemin ederim müthişiz,
Bunu yapanlarla Türkiye gurur duymalıdır.
Dünyanın en önemli ülkesinin en önemli şehrinin belediye başkanına rüşvet vermişiz.
Bence bu durum tek veya bir ilktir.
Türkiye’nin, pardon iktidarın alî ve yüksek menfaatleri her şeyden önce gelir,
Gerekirse rüşvet bile verilir ve Türkevi’nin bürokratik işlemleri bir şekilde Türk işi tarzında halledilir.
Acaba diyorum,
Sadece itfaiye iznini filan kotarmakla kalmayıp kaçak kat filan da çıkılmış mıdır ki…
Öyle ihracatçı bir millet ve devletiz ki rüşvet ihracatı bile gerçekleştirmişiz…
Belki de adam istifa edecek veya mahkumiyet alacak…
Ne için?
Türkiye’de vakay-ı adiyeden olan basit bir miktar için…
Eric Adams bazı şeyleri öğrenmiş öğrenmiş de eksik öğrenmiş ve galiba bir an hangi ülkede yaşadığını unutmuş.
Ya da bizim “Çılgın Türkler” onun aklını başından almışlar!
Sayın Adams!
Bir sır vereyim sana:
Murathan Mungan’ın “Her şey olursun ama asla rezil olmazsın” sözü sadece Türkiye için geçerlidir.
Çok üzgünüm; New York’da çekilen meselli, masallı bir filmde oynayınca kendini Türkiye’de sandın galiba…
Ama ne oldu; mahkeme seni masaldan uyandırdı mı canım ciğerim…
Ulan arkadaş; sen ne mankafa bir adammışsın,
Georgia'nın pamuk tarlalarında çalışan siyahi köylü bile senin bu yaptığını yapmazdı!
Tüm bunlardan sonra bir de kendini savunması yok mu!
Tam bir Türk Tipi Savunma…
“New York’a hizmet ederken başıma bunların geleceğini öngörüyordum…”
Bence eksik söylemiş:
“New York hızlı trenini de durduramayacaksınız,
İHA-SİHA yapımını da durduramayacaksınız,
Gabar’da, pardon Dallas’ta petrol üretimini de durduramayacaksınız,
TOGG’u, pardon Dodge’yi durduramayacaksınız,
Brooklyn tünelini de durduramayacakasınız!
Siz hiçbir şeyi durduramayacaksınız!”
demeliydi!

Bir de Özgür Özel’e çok güldüm.
Tesadüf ya, tam bu olay patlak verdiğinde o da Amerika’daydı.
Gazeteciler bu konuyu sormadan durur mu…
Özl, devlet adamı ciddiyeti içinde “…Türkiye rüşvet vermeye ihtiyaç duyacak bir ülke değil, öyle bir acziyet içinde değil…” diyor.
Ne yapsın, ne desindi ki…
Milliyetçi, Türkiyeci ve okumuş çocuk,
Döt bizim dötümüz, döveriz dövdürmeyiz severiz sevdirmeyiz kabilinden cevap vermiş.
Rüşvet, bizde ata sporu, milli ve yerli bir enstrümandır.
İktidarın, dini imanı para diyememiş; inkarı tercih etmiş!
Bence o cümleleri kurarken aslında içten içe demiştir ki:
“Ulan,
Yaptınız, yapıyorsunuz bari burada yapmasaydınız,
Kaputu açtınız bari aküyü çalmasaydınız; aküyü çalmasaydınız hani…..
Bari rüşvet ihracatına kalkışmasaydınız ve sıçıp sıvadığımızı Amerika’ya da tescil ettirmeseydiniz de bizi böyle kıvırgan laflar etmeye mahkum bırakmasaydınız!”
İşin aslına gelirsek:
Sayın Özel!
Zevahiri kotarmak için bu kadar da anormalleşmeye gerek yok.
Kendi kalesine gol atıp da kaleleri karıştırdım diyen futbolcu konumuna düşmene hiç gerek yok…
Sen Türkiye’yi savun,
Hamamın namusunu kurtarayım düşüncesiyle rüşvetçiyi veya iktidarı savunmak sana mı kaldı!..
Hayırdır Sayın Özel; rüşvet uluslararasılaşınca adı jest mi oluyor da “onlar bize Türkevi için jest yapmışsa biz de onlara Amerikan Büyükelçilik binası için yapmışızdır” kabilinden cümle korabildin!
Yani mütekabiliyet olursa, rüşvetin adı jeste dönüşerek caizleşiyor mu!

Günün Sözü
Corruption at home, corruption in the World…

Trajikomiklik
Şaşırdığım ama aslında şaşırmadığım bir şey var.
Bazı Fetöcülerin, özellikle de yurt dışında olan bazılarının, bazı Türklerin de karıştığı iddia edilen bu rüşvet olayına şaşırmış ve şoke olmuş gibi söz ve söylemlerde bulunmalarıdır.
Bence, onlara oldukça aşina gelen bir durum olsa gerek…
Hatta şaşırıyorlarsa da “bizim yaptıklarımızın kötü bir imitasyonu/biz böyle yapıp yüzümüze gözümüze bulaştırıyor muyduk hiç” diye şaşırıyorlardır.
İçlerinden, “onca zaman beraber çalıştık, bizden hiç mi bir şey öğrenemediniz!” diye sokuşturma yapıyorlardır!

OGÜNhaber