Bence ellerini kesin..!

Bu Ekrem var ya, bu Ekrem…
Bu adamın "el"leri, başlı başına bir "din ve beka" sorunudur.
Soruşturma iznini/yargılamayı/varılacak hükmü filan boşverin.
Bu Ekrem’in;
"Tiz elden elleri kesile…
Hem de şehremini olduğu şehrin, en tarihî meydanında…
O "kesik eller", İbret-i Alem için üç gün boyunca meydanda sergilene ve akabinde semt semt dolaştırıla…
Ki, mendebur ve lanetli elleriyle devletin bölünmez bütünlüğüne,
Bekamıza,
Dini değerlerimize kastetmek isteyen ellere sahip hadsizler, haddini bile..!"

Ama durun ya…
Bence Ekrem’in elleri kesilmesin.
Tırnakları sökülsün,
El derisi yüzülsün,
Ve öylece acılar içinde kalsın.
Kalsın ki; daha büyük bir ibret-i alem olsun,
Olsun ki; bir daha ellerini arkasında bağlayamasın.
Her gören irkilsin,
Korksun,
Ve, ibret hep canlı kalsın…
Yok yok…
Bu da değil,
Bence bir elini kesip, diğerini bırakın,
Ki, elleri arkada birbirine değemesin…
Bu da olmadı mı…
Kollarını kısaltın; bu, milli/dini açıdan tehlike ve musibet adamın.
O zaman istese de ellerini arkasında bağlayamaz.
O zaman Gülbahar Hanım Türbesinde de,
Fatih Sultan Mehmet Türbesinde de,
Başka herhangi bir türbede de,
Ellerini arkasında bağlayamaz..!

Yazık çok yazık…
Okuyunca ciddiye almamıştım.
Feyk haber demiştim.
Birileri birilerini işletiyor,
Ya da; artan absürtlükleri/kaşının altında gözün var kabilinden soruşturmaları/insaf ve izana sığmayan kovuşturmaları ti'ye almak için, birilerince dalgasına yazılmış bir Sosyal Medya asparagası diye düşünmüştüm.

Yok  arkadaş, yok…
Vallahi/Billahi gerçekmiş..
Ekrem "ellerini arkasında bağladığı için" soruşturma izni istenmiş.
Bana inanmıyorsanız Başsavcılık ve İçişleri Bakanlığı açıklamalarına bakın.
Teyit ettiler.
Ve de, büyük bir ciddiyetle…

Hal/durum/realite böyleyken;
Buradan hareketle, tüm Türk vatandaşlarını uyarmayı bir borç bilirim.
"Aman ha aman,
Birilerinin görebileceği ortamlarda,
Sakın ha sakın,
İki elinizi birden, arkanızda birleştirmeyin.
Haaa…
Bu arada,
Tek eli arkaya götürmekte henüz mahzur yok, galiba.
Sonrasını bilemem tabi…
Ammaaaa…
Maazallah, iki el birden arkaya gider,
Ve hele bir de, o el denilen lüzumsuz uzuvlar "elele" şekline gelirse,
Naneyi yedin…
İşte, suç ve suçun unsurları oluşmuş demektir.
Sen; "ama yanımda/yöremde/karşımda bir türbe yok ve dolayısıyla hukuk tarihine "İmamoğlu Suçu" olarak giren suç ve suçun unsurları oluşmadı ki",  diye feryat etsen de;
Mücavir alanında,
Hinterlandında,
Mahallende,
Muhitinde,
En nihayetinde; şehrinde bir "türbe" vardır, elbet…
Çünkü Anadolu’muz, kendilerini/maneviyatlarını/türbelerini her türlü kişisel emel ve amaçlara alet ederek kemiklerini sızlattığımız "manevi önderlerin" türbeleriyle dolu…"

Veyl olsun bizlere…
Yazıklar olsun şu Ekrem'e…
İ. Ortaylı'dan esinlenip caps'le söyleyecek olursak;
"Bir türbede, ellerini nereye koyacağını bile bilmiyorsun.
Çok cahilsin Ekrem, keşke ölsen…"
Ya da, Nedim'in şiirinden uyarlama yaparsak;

"Tahammül mülkünü yıktın Hülâgû Han mısın Ekrem,
Aman dünyayı yaktın ateş-i sûzân mısın Ekrem…

Türbe-i Fatih’e bir kâfir(!) gitmiş, işitmiştim,
Sen, ol cellâd-ı din, düşman-i îmân mısın Ekrem…"
OGÜNhaber