İstanbul Adliyesinin 13. Ağır Ceza mahkemesince Ergenekon Davası gerekçeli kararının geç yazılmasından ortaya çıkan, mağduriyetleri gidermesi cihetindeki kararları, takdire şayan bir durum idi. İlker Başbuğ ve diğer tutuklularla ilgili aldığı kararı hepimiz takdirle karşıladık.
Ama görünen şu ki, meğer; “turpun büyüğü heybedeymiş” AYM’de…
Twitter kararı başlı başına bir hukuk skandalıdır. Neticesi itibariyle özgürlük vb. gibi gerekçeler sıralansa da, bireysel başvuru usul ve esasları katledilmiştir. Çünkü Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru için, normal muhakemenin, yargı sürecinin sona ermesi ve AYM’den başka yargı alternatifi kalmamış olması lazımdır. Fakat AYM bunların hiçbirisine dikkat etmeden yapılan başvuruyu kabul etmiş ve adeta kendi çalışma usul ve esaslarını göz ardı ederek, hele bir de “telafisi mümkün olmayan zarar”a sebebiyet vermemek gibi akla ziyan bir gerekçeyi de vazederek bir skandala imza atmıştır.
Ey AYM; bu zarar kimin zararıdır bu millete açıklar mısın?
Bu “telafisi mümkün olmayan zarar” Türkiye Cumhuriyeti’nin midir, Milletin midir, Devletin midir? Kimin zararıdır söyleyin lütfen…
Hele de, böylesi akla ziyan bir gerekçeyle aldığı bir kararla, özgürlükleri ve bireysel hak ve hukuku değil de, adeta; Twitter gibi, kazanç elde ettiği ülkeye vergi bile vermeyen, sorumsuz, hoyrat ve kişilerin hak ve mahremiyet gibi özel’lerine itina göstermeyen, TC mahkemelerinin almış olduğu kararları iplemeyen bir şirketin uluslar arası avukatlığını yapar cihette bir karara imza attınız…
Cumhurbaşkanınca Anayasaya uygun hale getirilerek onaylanan HSYK kanun’un bir kısmını iptal ettiniz. Hem de gündeminizde yokken, acilen gündeminize alarak muaccel şekilde meşkuk ve bir o kadar da zihinlerde soru işaretleri bırakan bir karara imza attınız.
Beyler nedir bu aceleniz, nedir bu aculluğunuz…
Açıklayın bu millet de öğrensin, varsa söyleyeceğiniz makul bir gerekçeniz…
Yine aynı anda, bugün İnternet Yasasını iptal ettiniz. Birkaç güne kalmaz Youtube konusunda da yine karar vereceksiniz. Peki Youtube ile alacağınız kararla, kimin avukatlığını yapacaksınız?
Türkiye cumhuriyetinin mi, milletin mi, devletin mi…?
Yoksa Twitter’da olduğu gibi bu defa da bir başka bir uluslar arası sömürge şirketinin mi…
YSK kararları nihai karardır ve bu kararlarla ilgili süreç bitmiştir. AYM Başkanı Seçim sonuçlarıyla ilgili kendilerine yapılacak itirazla ilgili olarak “hele bir gelsin bakarız” söylemiyle de mide bulandırmıştır. Bu söylemle Halk’ın iradesini yok sayacak bir karara imza atarsanız, bunun vebalini taşıyamazsınız. Eğer; Üst Mahkeme niteliği anayasada zikredilen YSK kararlarıyla ilgili bir tasarrufa teşebbüs ederseniz; tavrınız, yaklaşımınız Milli iradeye saygısızlık olacaktır, bilmiş olun ve ona göre adım atın..
Ey En Üst Mahkeme ve o mahkemenin “aziz” başkanı ve “muhterem” üyeleri,
Halk’ın seçimine bir itirazınız mı var yoksa, 30 Mart’ta bu aziz ve basiretli halkın seçimiyle alakalı bir sorununuz mu var, yoksa hazımsızlığınız mı var, yoksa “hazmetme kapasite”nize ağır mı geldi seçim sonuçları…
Meşruiyetinizin kaynağı kendinizi görerek verdiğiniz kararlar maşeri vicdanı kanatıyor, silkinin ve kendinize gelin. Yaptığınız her iş ve işlemle, aldığınız her kararla, AYM hakkında oluşan hüsnü zanları yerle bir ediyorsunuz, açın gözünüzü ve görün bu gerçeği…
Aksi takdirde;
Devlet’in yürütme organları, “hukuka saygı” gereği kararlarınızı uygulayacaktır ama bu Necip ve Basiretli MİLLET aldığınız ve alacağınız kararlara “SAYGI”duymayacaktır..