Aşinalık Etkisi
Tekrar tekrar maruz kalmanın, insanda ortaya çıkarttığı kabulleniş, teslimiyet ve körlük etkisi…
"Maruz Kalma Etkisi" de deniyor.
Zihinsel Bombardıman da demek doğru sanırsam…
Bilinçli veya doğal şekilde zihinsel-bilişsel manipülasyon da denebilir.
Daha basitleştirirsek…
Aşinalıklarımız;
Sözüm ona, değişmez doğru ve yanlış dediklerimiz…
Düşünmeden kabul edişlerimiz,
Sorgulamayışlarımız,
Neden ve niçin’ine bakmadıklarımız.
Rutinlerimiz,
Önemli/önemsizlerimiz,
Tabularımız/tabulaştırdıklarımız,
Daha uzatabiliriz bunları…
Aşinalı Etkisi’dir, bunlar.
Aşinalık aslında ezberdir, nakilciliktir, sorgusuz sualsiz kabulcülüktür.
Aman, sakın onu bir daha yapma; günahtır.
Kaynağı nedir diye sorsan,
Ya ne bileyim öyle diyorlar, cevabı gelecektir.
Ama sormayız, soramayız. Çünkü Aşinalık/Maruz Kalma Etkisi öyle bir baskılamıştır ki zihnimizi; sormayı bile deneyemeyiz.
Aşinalık sonrası idolleştirdiklerimiz vardır.
Şeyh, hoca, üstad, başkan, lider gibi gibi…
Diyorsa doğrudur,
Ama bak; bunu bunu söyledi, dersin.
Maruz Kalma Etkisi öyle etkilemiştir ki; belki de sen yanlış duymuşsundur.
Şeyhim/Üstadım/Başkanım/Liderimiz öyle bir şey demez.
Kulağıyla duyar ama yine de inanmak istemez ve der ki; o demişse bir esprisi vardır.
Aşinalık etkisi "akletmek" yetimizi dumura uğratır, köreltir.
Çünkü sadece dinlemeye, söylenene sorgusuz inanmaya öyle teşne haldeyiz ki…
Halbuki "akledip" sorsak o anda,
Belki ezberleri bozup, asıl gerçekliğe yaklaşacağız.
Farkındalık oluşacak.
Farketmeye, görmeye, bilmeye başlayacağız.
Birisi; "Cem Yılmaz'ın gösterisinde ben hiç gülmedim", der.
Kızarlar ve kınarlar.
Herkes gülüyor da sen nasıl gülmezsin. Sende bir anormallik var.
Çünkü herkes gülmeye hazır bir algıyla gidiyor, gösteriye.
"Sabah arabama bindim ve buraya geldim" dese gülüyorlar.
Çünkü Cem Yılmaz’la bir Aşinalık Etkisi oluşmuştur ve maruz kalınma gülmeye dönüşüyor.
Aslında Cem Yılmaz’ın ne dediğinin, ne söylediğinin de çok bir önemi yok.
Hatta daha ötesi;
Kendisi Aşinalık Etkisinde kalmayan Cem Yılmaz, bizlerin aşinalığından istifade ile aşina olduğumuz durumları farkındalığımıza sunarak ilgi ve dikkati çekebiliyor.
Günlük hayatta defalarca karşılaşa karşılaşa, farketmekten uzaklaştığımız durumları bizlere hatırlatıyor.
Dinleyip, gülenler ise; "evet ya, aynen öyle valla. Ben hiç böyle farketmemiştim" diyor.
Restauranta gidince garsonun, "Abime ne veriimm" sözüne maruz kalmayan, neredeyse yoktur.
Ama bu durumla öyle sık karşılaşmışızdır ki; garsonun ne dediğinin farkına bile varamıyoruz.
Ama Cem Yılmaz gösterisinde (kendine has uslübüyle) anlatınca kahkahalarla yıkılıyoruz.
Uyandırıyor bizi,
Farkettiriyor ve dinlerken duyun, bakarken görün; "bakın, ben neyi nasıl görmüşüm, hepiniz de güldünüz", dercesine…