Ah TÜİK vah TÜİK! Gezen tavukçu TÜİK…

Zaten biliyorduk,
Ama Ekonomist Alaattin Aktaş güzel bir çalışma sonucu enflasyonu düşük göstermek için yapılan gizli hesaplamaları aşikar edip,
TÜİK’in ipliğini pazara çıkartmıştı…
Yarası olan gocunur misali TÜİK Başkanı açıklama yapmak zorunda kaldı.
“Öyle değildir,
Yanlıştır, yalandır”
diyemedi.
Sadece “hele bir sorun; neden öyle yaptık…” kabilinden,
Akla ziyan izahlar getirdi.
Suçluluk psikolojisi ve panikle yaptıkları açıklama adeta söylenenleri doğrular mahiyette ve “halbuki çok iyi gizliyorduk ama nasıl ortaya çıktı” telaşesinden başka bir şey değildi.
Ki onlarca matematikçinin, istatistikçinin çalıştığı bir kurumun açıklama metninde yaptığı basit matematik hatası bile “…yüze vurur bitanesi!” tarzındaydı…
Üstelik “enflasyon ha 75 olmuş ha 45; ikisi de yüksek zaten” sözleriyle adeta pervasızlığın kitabını yazarken, eyleminin suç olduğunun farkında bile değil gibiydi!
Nasıl bir gözü karalık arkadaş!..
Daha bir şey demiyor ve sadece sormak istiyorum:
Vicdansızlığın ve kanunsuzluğun resmini yapabilir misin TÜİK Başkanı!..

**********************

CEO Tur/han
Mustafa Turhan,
Karayolları Genel Müdürü,
Sonra Cumhurbaşkanı Başdanışmanı,
Sonra Danıştay üyesi,
Sonra emekli,
Sonra Kuzey Marmara Otoyolu işletmesine CEO(Tepe yönetici)…
Sonra?
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı oluyor ve iki yıl görevde kalıyor.
Ve bu muhterem, geçenlerde yeniden Kuzey Marmara Otoyol İşletmesine CEO oluyor.
Maaşının da 1 milyon TL olduğu söyleniyor!
Kuzey Marmara Otoyolunu ihale eden,
İşletim sözleşmesini yapan,
Denetleyen düzenleyen bakanlık neresi dersiniz?
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı…
Her şey ortada; sözün bittiği an!
Daha bir şey demiyorum ve sadece sormak istiyorum:
Sayın Eski Bakan!
Utanmazlığın resmini yapabilir misin?

****************

Kılıçdaroğlu-Akşener
Ne hırsmış be arkadaş!
Nasıl bir gaflet uykusu ki bitmeye ve bıktırmaya doyamadılar!
Nasıl bir kin ve nefret biriktirilmiş ki rezil olmaktan haz alır oldular!
İntikam peşindeler,
Öyle ki bunun için şeytanla bile çuvala girmeye hazırlar sanki!
Gündem onları terk etti ama onlar gündemde kalmak için gündem olmanın her türüne razılar!
İkiliye dair çok şey söyledim,
Daha bir şey demiyorum ve sadece sormak istiyorum:
Rezaletin dibinin resmini yapabilir misiniz?

****************

Klozet mi Tıkanmış?
Hazine ve Maliye Bakanlığı 24 milyon TL’ye tuvalet tadilatı yaptırıyormuş…
Hani, şu tasarruf tedbirleri alan ve bunu sıkı bir şekilde takip eden bakanlık var ya; orası işte…
Haklarını yemeyelim; inkar etmemişler,
Evet yaptırıyoruz ama “hele bir sorun; neden?” dercesine açıklama bile yaparak,
“…Bakanlığımızın Dikmen Yerleşkesindeki tuvalet ve müştemilat tesisatların artık hizmet veremeyecek duruma gelmeleri nedeniyle bakım onarımın yapılması zorunlu hale gelmiştir.” demişler.
“Galiba bakanlıkta lağım patladı ortalığı .ok götürüyor” diye çok gülesim geldi…
Yahu kardeşim!
Böyle şeyleri haber yaparak b.ktan işlerle ne uğraşıyorsunuz!
Anlaşılan; bakanlık altını batıran bebek vaziyetinde…
Elleşmeyin; içine düştükleri ve ülkeyi içine düşürdükleri gayya kuyusu, tuvalet tadilatıyla temizlenecek mi hep birlikte göreceğiz!
Bu arada,
Unutmayın ki,
Tuvaletten tasarruf olmaz!

************

Nihayet ve Günaydın
Fakire vergi, zengine övgü bizi felakete götürecek.
Kendimize gelelim beyler…
Çayın 50 kuruşa satıldığı yerlerden oy alarak iktidar olduk…
Şu anda  çayın 50 TL’ye satıldığı yerlerde oturmuş, çayın 50 kuruş olduğu yerlere uğramadığımız gibi, o insanları da hakir görüyoruz…
Çayın 50 kuruşa satıldığı yerlerdeki vatandaşlar, imkansızlıktan dolayı çayın 50 TL’ye satıldığı yerlere gelip derdini bize anlatamıyor.
Biz ise onlara gitmiyoruz.
Peki bu kafayla seçim kazanabilir miyiz?..
Bunun cevabını bulmazsak/ bulamazsak/ buldurmazsak iktidarı kaybedeceğiz…
……………………………………………
Makam, mevki ve paraya doymuşluğumuzdan dolayı sırtına basarak iktidar olduğumuz insanların yanına bir daha uğramaz olmuşuz..
Bazı bürokratlarımızın ve bazı siyasilerimizin burnu bir karış havada..
Halka maraba muamelesi yapıyorlar..
Fakirden alıp zenginlere yaslanmak Ülkeyi kurtaramayacağı gibi, gün gelecek, Reisin oyu da bizleri kurtaramayacaktır..
Şımarmışız beyler şımarmışız..
Kendinize gelin beyler, halk yorgun, halk bitkin, halk çaresiz..
…………………………………..
Teşhis bu; tedaviyi yetkili arkadaşların bulacağı umuduyla…
Yok yok,
Vallahi ben demedim!
AK Partili eski Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan demiş…
Eyi demiş,
Yahşi demiş,
Güzel demiş,
Çok da güzel özetlemiş…
Ben asıl, “…ama soğan 25 TL derken,
Sarımsak 179 TL derken,
Limon 90 TL derken,
Bu nasıl bir kibir bu nasıl bir rehavet derken
” bana kızanların ne diyeceklerini veya neden bir şey diyemeyeceklerini merak ediyorum!
Tek kelimeyle müthiş bir özet.
Hakikatlı, hakkaniyetli ve adil bir savcının yazacağı tam-tekmil bir iddianame gibi…

**********************

Cübbeden Taşanlar
“Liyakat mevzusu tarikat, cemaatlerde de çok tartışılıyor” ifadesi üzerine konuşan Cübbeli Ahmet Hoca şöyle demiş:
“Oralar zaten çiftlik, aile şirketleri, holdingler...
“Babadan oğula” şeklinde işliyor resmen.
Senin o kadar cemaatin var dürüst 5 kişi bulamadın mı?
Her yere oğlun giriyor. Babasının arkasından vakıf kuruyorlar!
Ne yapacaksınız siz vakfı?..”
Yani, ne desem bilemedim…
Allah söyletiyor galiba,
Hem de içerden içerden…

******************

Dibe Doğru
Haber şu:
“Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı verilere göre, Türkiye'deki 17 milyon 114 bin 912 yurttaş yaşamını sosyal yardımlarla sürdürmeye çalışıyor…”
Yani?
Nüfusun dörtte biri yardıma muhtaç hale geldi.
Yani 1 Haziran itibarıyla, son altı ay içinde yardıma muhtaç hane sayısı 500 bin artışla 4 milyon 278 bine ulaştı!
Ne demek bu?
Neredeeen Nereye…

************

Polemik
Hiç sorun kalmamış gibi,
Memleket güllük gülistanlık haldeymiş gibi,
Her boyayı boyadık, bir tek fıstikî yeşil kalmış gibi,
Bolu Belediye Başkanı ile Düzce Belediye Başkanı,
“Bu dağın adı aslında Bolu Dağı mı Düzce Dağı mı?” diye tartışıyor.
Öyle böyle değil hem de!
Biri diğerine  “akıllı ol” diyor,
Diğeri ise “adam değilsin!” diye yükseliyor.
Yahu Arkadaş!
Kendimi bildim bileli oraya Bolu Dağı deniyor.
Kaldı ki, “Düzce” isimli dağ mı olur!
Sevgili Düzce Başkanı!
Bence sen, en baştan,
“Düz/ce” isminden kaybediyorsun!
Demem o ki;
Gel uzatma ve kim ne istiyorsa onu söylesin!
Velev ki iktidar partisi belediye başkanı olmanın da torpiliyle dağın ismini “Düzce Dağı” olarak değiştirdin diyelim.
Ne olacak?
Eline ne geçecek?
Boyun mu uzayacak?
Veya başkanı olduğun şehir Türkiye’nin Monaco’su mu olacak!

OGÜNhaber