Birçok haberde "camiler yıkılıyor" konusu işlenmesine rağmen bu denli geniş ve farklı bilgilerle mukayeseli kaynakların da kullanıldığı yayımlanmış bir rapor yoktu. Dahası yıkılan camiler konusu birçok polemiğe de sebep olmuş, hemen her alanda her şeyi inkâr eden ÇKP yönetimi, bu hususu da yalanlamıştı. Rapordan anlaşılan bölgede sadece camiler yıkılmıyor, bilhassa Urumçi, Gulca ve Karamay gibi gelişmiş şehirlerde Uygur nüfusunun olmadığı defacto bir durum oluşturmak için sistemli bir politika da uygulamaya konulmuş durumda.
Konuyu Habibullah İzchi'nin kaleme aldığı raporu merkeze alarak değerlendirmenin, kamuoyu tarafından çok tartışılması açısından da, önemli olacağı kanaatiyle siz değerli okurlarımızla paylaşmak istedik.
Buyurun beraber okuyalım…
Doğu Türkistan'ın birçok bölgesinden uzmanların aldığı uydu görüntüleri, eski fotoğraflar ve tanıkların verdiği bilgiler bir araya getirilip mukayese edilince Çin'in son dönemlerde Uygur kültür ve medeniyetinin gözle görülür tarihi eserlerinden birçok camiyi yıktığı anlaşılmakta.
Bununla birlikte Çin, Doğu Türkistan'ın başkenti Urumçi şehrinde Uygurların kalabalık olarak yaşadığı semtlerden yüzbinlerce sakini geldikleri şehirlere geri gönderdiği de bilinmektedir.
Kesin olarak bilinene göre Çin, 1990'lardan bu yana uygulamaya koyduğu Doğu Türkistan'ın bilhassa gelişmiş şehirlerini Uygur nüfusunun olmadığı birer bölgeye çevirme çabasına aralıksız devam etmekte. Uygurların bölgeye taşınmasına engel olmak için uyguladığı birçok gayri insani uygulamaya rağmen, bölgenin güney kesimlerindeki Uygurlar, Urumçi, Karamay ve Gulca gibi şehirlere göç ederek, Çin'in bu bölgeyi Uygursuz bölge yapma çabasına karşı geçmişte olduğu gibi bugün de direndiği anlaşılmakta.
Uygurları Doğu Türkistan'ın zikredilen gelişmiş şehirlere sürükleyen bir başka acı gerçek ise onlara verilen "zorunlu tarım kredileri"ni ödeyememeleri dolayısıyla ellerinden alınan topraklarına dair uygulamalar olmuştur. Bu sayede Doğu Türkistan Uygurları Kaşgar, Hoten ve Aksu gibi vilayetlerdeki verimli tarım topraklarını kaybetmiş, hayatta kalabilmek ve geçinebilmek için çareyi belki bir iş bulurum umuduyla ülkenin zikredilen gelişmiş şehirlerine göç etmekte bulmuştur.
Bu türden bir iç göç yaşayan Uygurların çoğu, iş ve ticari amaçlı ya da yaşamını oralarda sürdürmek için bir umutla kendi vatanı içinde sağdan sola savrula durmuştur. Lakin Çin'in uyguladığı bu keyfi ve sadece Çin programlarında yer bulmuş projelerini hayata geçirmekte olduğu faaliyetler, her ne kadar Çin'nin politikalarına yarasa da, Uygurların da bir araya gelmesini, politika ve yönetim olarak az da zikredilen bölgeleri rahatlığı, iş-güç sahibi Uygurların bu bölgelere taşınmasını ve oralarda var olmalarınıda güçlendirmiştir.
Uygurların Doğu Türkistan'ın zikredilen şehirlerde yoğunlaşmalarından rahatsız olan ÇKP yönetimi son zamanlarda, bilhassa 2009 Urumçi katliamından sonra, zikredilen öncelikle bölgelerde, genellikle Uygurların toplu olarak yaşadığı bölgeleri demir teller ve yüksek duvarlarla çevirmiş, dahası bir şehirde iki millete farklı yönetim ve sıkı gözetleme sistemi uygulamaya başlamıştır.
Çin yönetimi son dönemlerde ise bu bölgeleri ve bu bölgelerin Müslüman topluluğunun namaz kıldığı camileri hedefe koymuş durumdadır. Doğu Türkistan'da Çin şovenizmi camileri yıkıp yok etmektedir. Bu konuda sadece aşağıdaki deliller ve net sayılara bakılması durumunda ÇKP yönetiminin Doğu Türkistan'ı ne hale getirdiği daha açık bir şekilde görülecektir. Belgelerin dili olmasa da onlar konuşuyor ve bizim fazla bir şey anlatmamıza gerek de kalmıyor aslında. Bu belge ve sayılar akıl almaz ÇKP şovenizminin politikalarını daha iyi anlamınıza yardımcı olacaktır kanaatindeyiz.
Çin'in Doğu Türkistan'da sadece Urumçi şehrinde 2017'den sonra yıktığı tarihi cami ve mahallelerin sayısı onüç. Yıktığı büyük cami dört. Çin eliyle yıkılan bu camilerin isimleri ise Derya Boyu camii, Beytullah camii, Yopurğa cami ve Tren istasyonu camiidir.
Çin marifetiyle Urumçi'de yerle bir edilen ev 100.000'den fazla. Urumçi'den göç ettirilen nüfus 300.000'den fazla.
Buyurun beraber uydu delillerini inceleyelim.
Tanrıdağ bölgesi Yopurğa mahallesi. Uygur camii ile 6.000’den fazla ev veya bina yerle bir edilmiş ve bu bölgede 20.000’den fazla aile yani burada ikamet eden 100.000’den fazla Uygur zorla göç ettirilmiş.
Urumçi Tanrıdağ bölgesi Kazak mahallesi Aksu köyü. 2.500’den fazla Uygur-Kazak evi yıkılmış ve 15.000’den fazla nüfus mecburi göçe tâbi tutulmuştur.
Urumçi Tanrıdağ bölgesi, 17. Tütün mahallesi 3.000 aile. Apartman ve özel konut olarak 10.000 ev ve bina yıkılmış, 50.000’den fazla nüfus mecburi göç ettirilmiş.
Urumçi Tanrıdağ bölgesi, Derya Boyu camii ve bu semtteki 150 bina, apartman ve özel konut yıkılmış. 300 aile ile 1.500’den fazla nüfus mecburi göç ettirilmiş.
Urumçi Tanrıdağ bölgesi İğdelik camii ve semti. 200’den fazla ev ve bina yıkılmış, 1.000’den fazla nüfus mecburi göç ettirilmiş. Burası Uygurların en kadim semtlerinden biri ve bu cami ise Uygur tarihinin bir çok önemli vakalarına şahitlik etmiştir.
Urumçi Tanrıdağ bölgesi, Emniyet idarisi ve etrafı. 6.000 bina ve iş yeri yıkılmış, 20.000’den fazla ev ile 100.000’den fazla nüfus mecburi göç ettirilmiş. Kırmızı şerit Tanrıdağ bölgesi Emniyet idaresi.
Urumçi Beytullah camii ve civarı, At pazarı ve Deri pazarı semti. 200’den fazla apartman ve işyeri yıkılmış, 500’den fazla ev, 3.000’den fazla nüfus zorla göç ettirilmiş.
Urumçi Akmescit ve Rabia Kadir AVM arkası. 400’den fazla ev ve bina yıkılmış, 1.200 aile ile 5.000’den fazla nüfus zorla göç ettirilmiş.
Urumçi Derya Boyu Batı camii ve semti. Semt yerle bir edilmiş, buradaki 500’den fazla ev yıkılmış, 3.000’den fazla nüfus mecburi göçe tâbi tutulmuş.
Demir çelik fabrikası yeni Bagang Uygur mahallisi. 5.000 ev ve hane yok edilmiş, 20 binden fazla kişi göç ettirilmiştir.
Gökdağ yeni Miçuan bölgesi, araba pazarı, trafik enstitüsü civarı, Deri pazarı semti. Uygur camisi dahil 3.000 ev ve konut yıkılmış, 15.000’den fazla kişi göçe zorlanmış.
Urumçi Dikkoyu mahallisi Uygur camisi dahil 2.000 konut 5.000 ev yıkılmış, 20.000’den fazla kişi göçe zorlanmıştır.
Bütün bu verilerden anlaşılan sadece Urumçi'de 44.210 ev, hane veya apartman, 100.000'den fazla aile, 20'den fazla cami ve tarihi eser yerle bir edilmiş, 300.000'den fazla kişi de göç ettirilmiş durumdadır. Bu zorlu göç meselesi de bugünün meselesi değildir. 1994 senesinde Arkabulak yeni Heicashen mahallesi, 1996 senesinde Altınbulak mahallesi, 2006-2014 seneleri arasında Yamalık bölgesi, 2014'ten sonra ise Töşüktam bölgesinde Uygurların toplandığı semtler yerle bir edilmiştir. ÇKP yönetimi bu yerlerdeki evleri yıkıldıktan sonra buralarda yaşayan Uygurların çoğunu yol masraflarını karşılayarak, memleketlerine göndermiştir.
Bunların içinde en acı verici yıkım olayı ise Altın Bulak'ta yaşanmış olup, ev sahipleri evlerin içindeyken kepçe ile dümdüz edilen yüzlerce ev bilinmektedir. Aynı zamanda burada bizzat olayın vuku bulduğu dönemde bölgede olan Habibullah İzchi topladığı bilgiler, burada yaşayan insanlarla yaptığı röportaj ve resmi göç memurundan öğrendiği sayılardan çıkardığı sonuca göre 3.000’den fazla ev, 30.000’den fazla kişi, bir cami, bir okul yerle bir edilmiş ve mukim şahıslar zorla göç ettirilmiştir. Habibullah İzchi, Altın Bulak olaylarında bizzat çektiği fotoğraf yüzünden 1997 senesinde sorguya çekilip, akla hayale gelmeyen işkencelere maruz bırakılmıştır.
Bu veriler Çin'in Uygursuz bir Doğu Türkistan istediğinin en somut kanıtları olarak ortada durmaktadır. Doğu Türkistan'da şovenist ÇKP yönetimi eliyle yapılmakta olan kültürel ve dini asimilasyonu anlamak istemeyenlere daha ne denilebilir ki?