Yine bu türden kişilerin hayatları ve yaptıkları gelecek nesillere ilham kaynağı olmakta, yeni nesiller bu türden dava ve millet adamlarını hayırla yâd edip kendilerine örnek almaktadır.
Doğu Türkistan'ın vatan ve millet davasına hizmetleri dolayısıyla bu anlamda adını tarihe altın harflerle yazdırmış olan birçok bayrak şahsiyet bugün itibariyle aramızda olmasa da yaptıkları dolayısıyla isimleri hafızalarımızda hala yer edinmekte, yine isimleri geçtikçe büyük bir özlem ve saygıyla anılmaktadırlar.
Doğu Türkistan milli mücadelesinin son asrına bu anlamda katkı yapalar arasında Yakup Han Ba-devlet, Hoca Niyaz Hacı, Sabit Damolla Abdulbaki, Osman Batur, Ali Han Töre Saguni, Ahmetcan Kasimi, Dr. Mesut Sabri Baykozi, Mehmet Emin Buğra, İsa Yusuf Alptekin ve Canımhan Hacı gibi siyasi liderler yanında işin mutfak kısmında yer alıp vatan ve millet davasına sayısız katkıları olan ama pek bilinmeyen mümtaz şahsiyetler de vardır.
Doğu Türkistan siyasi tarihinin son asrını yakinen takip bir akademisyen olarak, işin mutfak kısmında ve verilen her milli görevi layıkıyla yapan büyük bir dava adamını bugünkü yazımıza konu yapmak istedim.
Hayatını öğrendikçe hayranlığımın arttığı, yaptıklarını okudukça gıpta ile baktığım, gelecek nesillerin de öğrenmesi ve örnek alması adına paylaşmanın yerinde olduğuna inandığım Doğu Türkistan’ın mümtaz şahsiyetlerinden biri Polat Kadir Turfanî’dir.
Bendeniz Polat Kadirî’nin adını ilk olarak 2003 yılında başladığım Doktora tez çalışmalarım sırasında öğrenmiş, mücadelesine hayranlığım dolayısıyla daha doktora eğitimimizi bitirmeden kendisinin 1948 yılında Urumçi’de neşrettiği “Ülke Tarihi” adlı eserini “Baturlar (Ülke Tarihi) Doğu Türkistan Milli Mücadele Tarihi (1930-1949)” adıyla Türkiye Türkçesi’ne çevirme bahtiyarlığına erişmiştim.
Merhum Polat Kadir Turfanî eserinde bilhassa 1933 ve sonrasında Doğu Türkistan’da girişilen bağımsızlık mücadeleleri, başta İsa Yusuf Alptekin, Dr. Mesut Sabri Baykozi ve Mehmet Emin Buğra’nın Çin’deki mücadeleleri olmak üzere dönemin olaylarını teferruatlı bir şekilde ele almaktadır.
O, 1949 yılına kadar geçen bu olaylar aslında Çin ve Rusya’nın Doğu Türkistan topraklarını ne gaye ile istila etmek istediklerini ve bölge halkına yaşattıkları zulümleri, dönemin bizzat şahidi olarak gözler önüne sermektedir.