Yeni Dünya Konsepti çerçevesinde Hakimiyet Savaşı gün be gün ateşleniyor.
Bu savaşın tek bir cephesi yok.
Bütün dünya bu savaşın arenası haline gelmiş vaziyette.
Dünyanın herhangi bir yerinde, organize veya münferit her bir olayın bu savaşla ilintisi olması mümkün.
“Yeni Yüzyıl” planlamasının belirleyici figürü kim olacak.?
Bir tarafta; İngiltere, Amerika’daki İngiltere. Yani İngiliz Siyasası yani kısaca “Üst Akıl”…
Bir tarafta ise; ABD, ABD neo-conları, Pentagon, ABD’li savaşçı Yahudiler.
Tarzı siyasetleri ve usulü hakimiyet refleksleri farklı iki güç…
Birisi paraya egemen, birisi silaha.
Ama Birinci taraf avantajlı,
Paraya egemen olan silaha da egemen aslında.
İngiliz siyaseti diplomatiktir, demokratik görünümlüdür, ülkeler üzerinde uzun soluklu ve içten fetihleri sever.
ABD ve Pentagonist hakimiyet tarzı ise; savaşı, kanı, kaosu ve anti diplomasiyi tercih eder.
Üst Akıl sabırlıdır, yumuşak yüzlü kurt gibidir, hedefini yıkmadan, yakmadan, inşa ederek imha eder.
Pentagonist, neo-con ve Yahudi aklı ise; züccaciyeci dükkanına giren fil gibidir. Silah ve savaşla girer, yakıp yıkar, geride harabe, kargaşa, iç savaş ve kaos bırakarak imha eder.
Şimdi bu iki farklı tarz Hakimiyet Politikasının dünya arenasında bilek güreşine şahit oluyoruz.
Bunlar için Ortadoğu, Afrika, Asya, Güney Asya, Güney Amerika ve hatta Avrupa; kısaca bütün dünya hükümranlık tarlasına dönüşmüştür.
İngiltere’deki olayların, Fransa’daki patlamaların, İspanya’daki bağımsızlık referandumunun, Barzani’nin intihar girişimi mesabesindeki son çıkışlarının Pentagon ABD’si ve Yahudi Neo-Con silahçılarından bağımsız olduğunu
düşünmek safdillik olur.
Çünkü bu kesimin savaş ve silah enstrümanları fazladır. NATO Gladiyo’su emirlerinde ve dünyanın her yerinde olay çıkartmaya, savaş fitilini ateşlemeye, yakma, yıkma ve çatışma eylemleri yapmaya hazır kuvvettir.
Bu kesim son zamanlarda öyle hoyrat ve gözü dönmüşlük içine girdiler ki; herkesi ve heryeri vuracaklarını, her ülkede her boyutta korku yaratacaklarını, her ülkede kargaşa ve güvensizlik oluşturacaklarını düşünmeye başladılar.
Bu bağlamda dünya sathında çok fazla eylem ve terör gerçekleştirdiler.
İngiltere, Fransa Almanya, Çin ve Rusya gibi ülkelerde bile istediğimizi yapabiliriz, gücünüze güvenmeyin, güvende değilsiniz boyutunda eylemlere giriştiler.
Oluşturdukları Terör Örgütleri üzerinden tedhiş ve korku imparatorluğu oluşturmaya başladılar. Ve bunu hakimiyet savaşının en büyük silahı olarak kullanmayı tercih ettiler.
Hal böle olunca sanıldı ki; Üst Akıl dediğimiz İngiliz Siyasası ve “ABD İngilizm”i geride kaldı, zayıfladı ve mağlup olmaya başladı.
Lakin bu kesim yukarıda dediğim gibi sabırlıdır. Az ve öz eylemsellik içeren silahlı olguyla hareket eder.
Ama yaptığında ise çok ses getirir,
Onların eylemi büyük olur,
Bir taşla birkaç kuş vurur,
Rakibine yumruk nasıl atılır’ı çok net gösterir, hizaya getirir, ayar verir.
Vegas olayına, bu yüzden “ABD’nin yeni 11 Eylül’ü mü” diye söyledim.
ABD tarihinde bir ilktir, böylesi ve bu nitelikte bir olay.
Kimse kalkıp da bu olaya, bir divane ve paranoyak tarafından yapılmış “Yalnız Kurt” olayı demesin.
Kimse “biz ABD’yiz, bizde terör örgütleri eylem yapamaz” kibriyle, bu münferit bir olaydır demesin.
Kimse kalkıp da; bu olay spontane gelişen ve tekrarı olamayacak bir cinayet ve katliamdır demesin.
Bu olay çok yönlü, çok boyutlu ve çok amaçlıdır.
Bir olay, çok mesaj verilen bir vakadır.
Bu olay, ABD şahinlerine, Pentagon’a, ABD Yahudi silahçılarına verilen net bir gözdağıdır.
Dünya hakimiyetini silah, kargaşa, terör ve kaos üzerinden elde etmek isteyen güçlere, “haddinizi bilin, ayağınızı denk alın, bizim Aklımız sizden üstündür” diye verilen bir mesajdır.
Yeni İpek Yolu güzergah ülkelerini istikrarsızlaştırmak için yapmaya çalıştığınız sabotaj eylemlerinin bedeli ödetilir mesajıdır.
Yeni Dünya dizayn ve hakimiyetinin kendilerinden bağımsız ve habersiz olmayacağının tebliğidir.
İngiltere’de bile mesaj içerikli olay yapma densizliğine ödetilen bedeldir.
Eğer bu hoyrat ve fil gibi yıkıcı tavırlarınız devam ederse; kendi ülkenizde, paranın ve güvenliğin had safhada olduğu şehirde, başınıza kurşunlar yağabilir ve güvende olamazsın mesajıdır.
Pandora’nın Kutusu açıldı artık.
Bilek güreşinin tarafları her türlü enstrümanı kullanmaya başladı.
ABD-Vegas’daki olay fitilin ateşlenmesidir.
Terör ve Terörizm artık her yerdedir.
Artık hiçbir yer, hiç kimse için güvenli değildir.
Artık, ateş sadece Ortadoğu’da değildir.
Amerika’dadır, Avrupa’dadır, İngiltere’dedir…
Çünkü taraflar sahip oldukları hakimiyet unsurlarını kendi taktik ve stratejilerince kullanmaya başladılar.
Ekonomik, siyasi, diplomatik, terörizm vb. gibi olgular mix halde sahaya sürülmeye başlandı.
Eski taktik ve stratejiler bir kenara atıldı.
İki tarafın her şeyi mübah gördüğü ve galebe çalmak, bir tarafı dize getirerek uzlaşıyı sağlamak için kullanmayacağı yol yok artık.
Ta ki, Egemenler yeni dünya düzeni için bir ittifak noktasına gelebilsin.
İşte o zaman masa kurulacak, yeni düzen oluşacak, paylaşım yapılacak, yeni haritalar çizilecek ve uzun bir süre savaşsızlık ortamı başlayacaktır.
Peki bu durumda biz ne yapacağız…
Kısa sürede içerde olabildiğince birlik ve beraberliği tesis etmeliyiz.
Erdoğan’ın içerde devleti güçlendirecek, halka moral olacak, siyasi öngörülebilirliği sağlayacak değişiklikleri ivedilikle yaparak, asıl enerjisini yeni dünya konseptini okumaya yöneltmesi şarttır.
İlişki ve ittifaklarda, akıllı olmak ve uzun soluklu düşünüp ona göre adımlar atmalıyız.
İlişkilerimizi duygusallık ve romantizmden uzak, ülkeselliği ilk planda tutarak, milli menfaatlerimize göre şekillendirmeliyiz.
“Dün böyle yapıyordunuz bugün neden böyle, dün dost olduğunuza bugün düşmansınız” gibi hamaset söylemlerine kulakları tıkayarak; anlık, günlük, haftalık güncellemelerin olduğu dış politik dengeleri, proaktif şekilde takip etmeli, birkaç hamle ötesini öngörmeli, soğukkanlılıktan uzaklaşmamalı ve ona uygun davranmalıyız.
Makro politikalar serdederken, mikronizasyonu gözardı etmeyip; demokrasi ve özgürlük derken, mikro milliyetçiliğin hareketlenmelerine bigane kalmamalıyız.
Yukarıda söz ettiğimiz ABD-Pentagon-NeoCon ve ABD Yahudileri’nin, Balkanizasyon( etnik unsurların bulundukları devletlere başkaldırarak devletçik olma istekleri, Mesela Barzani’nin yaptığı..) politikalarıyla “Matruşka
Devletçikler” oluşturma çabaları çerçevesinde, bölgemizde uygulamayı istedikleri ve son kertede bizi de karıştıracak Referandum kisveli tarz ve eylemleri çok iyi okuyarak, tavır almaya; yeri geldiğinde her türlü kararlılığı, diplomatik ve askeri eylemselliği göstermeye mecburuz.
Türkiye cumhuriyeti idarecilerinin, siyasilerinin, düşünürlerinin ve özellikle de Erdoğan’ın bu hakimiyet savaşını iyi okuyarak İngiltere/Üst Akıl’la iletişimini sağlıklı yürütmesi, asgari menfaat müştereklerinde ittifak etmesi, bölgesel konularda ülkesellik öncelikli azami işbirliği yaparak; gelinecek noktada, “masada oyun kurucu” olarak yer alması cihetinde ince ama kararlı bir siyaset izlenmesi şarttır.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah’a emanet olun sevgili okurlarım.