Sıra sizde, Cumhurbaşkan'ım...

Bundan sonra öfke bize, uysallık sana...
Gücenmek bize, gönül almak sana...
Suçlamak bize, katlanmak sana...
Geçimsizlik, çatışma, uyumsuzluk, anlaşmazlık bize, adalet sana...
Kötü söz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlamak sana...

Ey Oğul !
Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana... 
Üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana...

Ey Oğul !
Sabretmesini bil. Vaktinden önce çiçek açmaz. 
Şunu da unutma ! İnsanı yaşat ki devlet yaşasın.

Ey Oğul !
İşin ağır, işin çetin, gücün kıla bağlı. 
Allah yardımcın olsun... 
Güçlüsün, kuvvetlisin, akıllısın, kelamlısın! 
Ama; bunları nerede, nasıl kullanacağını bilmezsen sabah rüzgarında savrulur gidersin.
Öfken ve nefsin bir olup aklını yener. 
Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın!”

Referandum bitti,

Artık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçmiş olduk…

Hayırlı ve Hayırlısı olsun…

Şimdi hep beraber Referandum sonucunu okuyalım…

Halk verdiği oylarla Erdoğan’la muhabbet etti, istişare etti, dertleşti, şikayetlerini dillendirdi.

Halk ne dedi peki?

“Sayın Cumhurbaşkanı’m seni seviyor, samimiyet, gayret ve azmine inanıyor ve güveniyoruz, seninle yürüyüşe devam istiyoruz, sen varsan biz de varız ve senin önerilerin bizim için hala muteberdir” dedi.

Amaaaaaa…

Başka şeyler de söyledi,

Referaduma senin için “Evet” dedik dedi,

Sana  ve senin sahiciliğine, samimi mücadelene inandığımız için “Evet” deyip yeni sistemi kabul ettik dedi,

Fakat takımınla sorunumuz var dedi,

AK Parti’yle sorun yaşıyoruz dedi,

Sana, Başbakan’a ve bazı kalbi çalışan partililere rağmen genel anlamda parti kadroları ve yöneticilerden memnun değiliz dedi,

Direksiyona geç, yeniden 2002 ruhunu oluştur ve yeni bir heyecan getir,

Bizim aramızdan çıkıp da bizi unutanları başımızdan al dedi,

Yozlaşanları at,

Küstahlıkları bitir,

Yolsuzları, hırsızları, arsızları, korkakları  başımızdan def et,

Senin azmini, gayretini, çabanı göstermeyenlerle yolunu ayır,

Allah korkusundan dem vurup Allah’tan korkmazcasına semiren, kemiren, sömüren kemirgen ve omurgasızlardan bizi kurtar,

Yine, yeniden mantığıyla kadrolarını sil baştan elden geçir,

Bir yere bir Reis yeter, başımıza eş-dost-akraba gibi başka Reis’cikler gelmesin,

Yıllardır parti ve devlet kadrolarında olup; yorulan, bozulan, kokuşanları uzaklaştır,

Yerini sağlamlaştırdığını düşünenlere, 16 Nisan sonrasına hesaplaşma koyan intikamperestlere, kinini aklının önüne koyup rövanşistlik peşinde olanlara aman verme,

Yarından tezi yok, yenilikleri ve yenilenmeyi başlat,

Sana ve milletine yük, bagaj ve ağırlık yapanları sırtından at,

At ki; daha hızlı, daha güçlü ve daha emin adımlarla yürüyesin ve yürüyelim,

Terörü ve teröre destek veren gövde kurtları misali, bünye içindeki hainleri ve mücadelede zaaf gösteren zelilleri temizle dedi…

Halk başka ne dedi?

16 Nisanla başlayan yeni yönetim sürecinde yine senle beraberiz,

Hala beraber yürümek istiyoruz,

Hala senleyiz, sendeyiz,

Ama bize başkasını taşıtma,

Geçmişin cerahatini akıt,

Bünyeyi saran keneleri yok et,

Cilalı imajlı, mutekit ve “muhafazakar” görünüş ve söylemli, içi sinsi dişi dilbaz riyakarlarla yolculuk yapma, yaptırma,

Emek vermeyip yük yükleyenlerden kurtul ve bizi de kurtar,

AK Parti’yi sil baştan, temizleyip, yeniden motive ederek restorasyondan geçir,

Biz de seni yeniden seçelim,

Biz de seni yeni sistemin ilk Başkan’ı yapalım,

Yeni bir kan, yeni bir can, yeni bir heyecan istiyoruz,

Lütfen  etrafını sarmış olan hoyratlardan, bedhahlardan, gaddarlardan, bencillerden, aymazlardan, riyakarlardan kurtul.

O tür asalakları artık taşıyamıyoruz, savunamıyoruz ve ruhumuza ağır geliyorlar,

Sizi, bizi, devletimizi aldatanlardan bizi uzak tut,

Çünkü artık ne sizin, ne de milletin aldatılmaya tahammülü kalmadı,

Bize tepeden bakan Bürokrasiyi yola getir, ayar ver, düzene sok,

Devletin, sadece milletin devleti olmasını sağla,

Polis, asker, hakim-savcı gibi devletin adamları sadece devlete çalışsın. Onun, bunun, şunun adamı olmasın,

Hiçbir grup, cemaat, cemiyet bizi maddi ve manevi olarak sömüremesin,

Bizi çok aldattılar, maalesef sizi de…

Çünkü biz duyarlıyız, duygulu ve hassasız,

Siz de öylesiniz,

Ama inşallah bu aldanışlarımız son olur ve olsun…



Sayın Cumhurbaşkanı’m bu referandumda seninle dertleşmiş olduk,

Mecbur olduk ve şikayetlerimizi böyle dile getirmek zorunda kaldık,

Sen değil ama senin etrafındakiler, yanında ve yakınındakiler bizi böylesi bir muhasebe ve diyaloğa mecbur bıraktı,

Çünkü sana başka türlü sesimizi duyuramaz olmuştuk,

Çünkü etrafın yalaka taklacılarla, kişisel menfaatperestlerle, bireyselliklerini ideal ve iddiasının önüne koyanlarla, halkın oyuyla gelip halktan kopuk davranan “kifayetsiz muhterislerle” sarılmıştı,

Sesimizi sana duyuramadığımızı düşünüp böyle konuştuk…

Evet yine de "Evet" dedik,

Senin adamlığına, adam gibi adamlığına inanıyor ve  güveniyoruz çünkü…

Bu referandumla eminim mesajımızı aldınız Sayın Cumhurbaşkanı’m,

Şimdi sıra sizde…

Yarından tezi yok reformist ve radikal icraatlarınızı bekliyoruz.

Bekliyoruz ki; 2019 da seni "Başkanımız" yapalım…

Şeyh Edebali’nin dediği gibi "Vazifen çetin, yükün ağırdır"

Allah yar ve yardımcın olsun….

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım...
OGÜNhaber