ABD, başka bir deyişle Üst Akıl “vekalet savaşları” denen yeni bir konsepte girdi. Dünyanın her bölgesine oluşturdukları bölgesel terör örgütleriyle gitmeye başladı. Ve ne acıdır ki; bunların pek çoğunda da referans “İslami Cihat(!)”.
İŞİD de Haşdi Şabi de aynı el tarafından kurulan ve ülkemizi ve hinterlandını karmaşa ve kaosa sürüklemek isteyen ismi farklı, amacı aynı iki örgüt.
Basitleştirerek örnek verecek olursak; ülkemizi 1980 askeri darbesine getiren sağ-sol çatışmalarının aynı el tarafından yönetilip yönlendirilmesi konuyu anlamamıza yardımcı olacaktır. O dönemde de amaç aynı idi; Ülkenin vatandaşları sağcı ve solcu diyerek çatıştırıp, ABD ve NATO Gladiyosu'nun 1980 darbesini hazırlaması ve darbeyle de amacına ulaşmasından başka bir şey değildi.
Şimdi de benzeri senaryoyu küresel ve bölgesel düzlemde yaşamaktayız.
İŞİD Sünni’liği HAŞDİ Şabi ise Şii’liği esas alan terör örgütleri.
Görünürde birbirine düşman iki örgüt,
Ama aynı el tarafından yönetilmesine bakınca, ikisinin de özelliği aynı,
İkisi de aynı el tarafından kurulan ve idare edilen Terör Örgütü…
Ama birisi öcü’leştirilirken, diğeri kutsanıp, övülen örgüt…
Temelde ise ikisinin de özelliği aynı; katillik, canilik, soykırım, kan ve gözyaşı…
İkisinde de; İslam’a, Coğrafya’ya, Bölge halkına, İnsanlığa ihanet ortak özellik…
Ve buradaki asıl tehlike, bölgede mezhep savaşı çıkartmak ve birilerinin bölgedeki menfaatlerini maksimize etmek.
Amaç Bölgeyi devletçiklere ayırarak Sünnileri, Şiileri, Kürtleri, Türkmenleri ayrıştırmak,
Gizli amaç; yaratılan Terör Örgütleri eliyle yaptırılan ve sürdürülen “vekalet savaşıyla” bölgedeki Petrol ve Doğalgazı ellerinde tutmak.
Türkiye’yi çevreleyen ateş çemberi oluşturmak ve Kuzey Irak’tan başlayıp Akdeniz’e koridor oluşturarak ülkemizin Ortadoğu’yla bağlantısını kesmek,
Amaç 2023’e karışık bir Coğrafya ve eli zayıflamış bir Türkiye….
İŞİD gittiği yere kan, gözyaşı ve ölüm kusuyor,
Haşdi Şabi de…
İŞİD Sünni’lik adına katliam yapıyor, kaos yaratıyor, “Üst Akıl”a hizmet ediyor,
Haşdi Şabi’de Şii’lik diyerek aynını yapıyor…
İŞİD’in elindeki silahlar ABD, Almanya, Fransa gibi ülkelerden geliyor,
Haşdi Şabi’nin de…
İkisinin de birbirinden farkı yok aslında. İkisinin de “Ağababası” aynı; “Büyük Şeytan ABD”…
İkisi de İslam’a ve Coğrafya’ya ve Bölge Halklarına hizmet etmiyor; tam tersi bölgeyi katlediyor, karıştırıyor, istikrarsızlaştırıyor, fakirleştiriyor…
HAŞDİ ŞABİ ÖRGÜTÜ
Şii milislerden oluşan ve mezhepçi politikası nedeniyle eleştirilen bu grup, Kuzey Irak'ta demografiyi bozma yönündeki girişimleri ile biliniyor. Hedef gözetmeksizin saldırı düzenleyen ve sivillerin ölümüne sebep olan bir örgüttür.
Bunların temel amacı soykırımdır. Musul ve Kerkük başta olmak üzere bölge şehirlerinde tedhiş, korku ve katliam ana amaçlarıdır.
Şii din adamı Ayetullah Ali Es-Sistani'nin "Cihat" çağrısı üzerine kurulan Haşdi Şabi, İran'a yakınlığı ve Sünnilere karşı mezhepçi yaklaşımıyla biliniyor.
Söz konusu oluşum, başlangıçta Musul, Tikrit ve Anbar'da DAEŞ'e karşı direniş gösteremeyen Irak güvenlik güçlerine takviye olarak kuruldu. Ancak daha sonra, Sünnilere yönelik Tikrit, Diyala ve diğer bölgelerde mezhepçi bir yaklaşım sergiledi. Özellikle Sünnilere ait ev ve iş yerlerini ateşe vermenin yanında, yağma gibi insan hakları ihlalleri ile suçlandı.
En az 15 ayrı silahlı grubu ve 43 Şii aşireti tek çatı altında toplayan Haşdi Şabi kuvvetleri arasında Şii Kürt gruplarının da bulunduğu biliniyor. 120 bin ile 200 bin arası sayıları olduğu söylenmektedir.
Son dönemde ise, oluşumun büyük bir bölümü doğrudan Irak İçişleri Bakanlığı'na bağlı hareket ediyor. Grubun yönetici kademesi ve komutanlarının maaşları Bağdat hükümeti tarafından ödeniyor.
Irak’ta bir devletin kalmadığı ve Bağdat hükümetinin de ABD’nin borazanı ve oyuncağı olduğunu düşünürsek, Haşdi Şabi’nin kimin emellerine hizmet ettiğini ve İŞİD’den farkı olmayan bir örgüt olduğunu anlarız.
İran'ın da açık şekilde yardım ettiği gruba ABD de destek veriyor. Haziran ayında, Amerika'nın Bağdat Büyükelçisi Stuart Jone, bu grupla temas içerisinde olduklarını ve DAEŞ'le savaştaki katkısına "saygı duyduklarını" belirtmişti. Bu beyan bile ABD’nin bölgesel terör örgütlerinin hamisi olduğunu ve konumunu çok iyi anlatıyor.
Sonuç olarak; yok aslında biri birinden farkları, ikisi de ABD’nin terör fırkaları…
İşte bu nedelerle konuyu çok iyi gören Türk üst akılı Suriye'de olduğu gibi,Irak'tada tavrımızı koyup oradada olmamızın gereğini ortaya koyunca ABD'nin tüm terör örgütleri gibi bu örgütler ilede ilişkisi netleşti,diğer adıyla ABD yine suç üstü oldu. Son zamanlarda Türkiye ABD'nin tüm Ortadoğu oyunlarını bozar ve geleceği görür oldu. Bu noktaya zorda olsa son 6 yılda yapılan çalışmalar ve fetö oyununun bozulması ile çok daha net gelindi. Bundan sonra ABD bu bölgede sıtreteji değiştirmek ve terör örgütleri ile değilde ülkelerle anlaşarak varlığını sürdürmek zorundadır.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım.