Şu oldu bu oldu, şöyle oldu böyle oldu; nihayet bir seçimi daha geçirdik…
Ve çok şükür, kazasız-belasız, kavgasız-gürültüsüz demokrasiye yakışır şekilde geçirdik.
Arkadaşlar,Hayat ileri doğru giden bir maceradır ve bizler de önümüze bakacağız.
Sonuçlar ülkemize milletimize hayırlı olsun ve hayırlısı olsun…
Yazılarımdan bilirsiniz; ben, olandan ziyade olacaklara odaklanır ve geleceğe projeksiyon yapmayı severim.
Seçimle ilgili tutumum da böyle oldu.
Hemen başımı kaldırıp uluslararası arenaya ve tepkilere bakındım.
Tepkilerin gayet olumlu olduğunu ve yeni süreçte Erdoğan'la çalışmaya istekli olduklarını gördüm.
Her ne kadar Erdoğan bazı devlet başkanlarının kutlama telefonu açtıklarını söylese de; ben, daha ötesi ve daha önemli görüşmeler yaptığına dair duyumlar da aldım.
Özellikle Güç ve Aklı elinde tutanların Erdoğan'ı arayarak tebrik ettiklerini,
Yeni süreçte işbirliğine açık olduklarını,
Ve eğer kurulacak yeni hükümetin yapısında mutabık kalındığı takdirde Türkiye'nin ihtiyacı olan finansal akışın oluşabileceğine dair fikir alışverişinde bulunduklarıyla ilgili sağlam duyumlarım oldu.
Hatta bu minvalde ilk görüşmenin İstanbul'da/Kısıklı'da, ikincinin ise Ankara'ya indiğinde havalimanında gerçekleştiğini işittim.
Bu iletişimi neden önemli görüyorum?
Arkadaşlar,Türkiye'nin yarından itibaren bir finansal darboğaza/döviz krizine/kur şokuna maruz kalmaması için küresel ekonomiye yön veren/belirleyen ve hatta küresel ekonominin kendisi mesabesinde olan bu Güç ve Akıl Sahipleri denilenlerin, Erdoğan'la kuracakları yeni/yepyeni diyalog çok önemli ve değerlidir.
Uluslararası ilişkiler ve arka kapı diplomasi konusuna naçizane epeyce bir vukufiyeti olan birisi olarak bunu çok kıymetli buluyorum.
Eğer ki;Erdoğan yeni dönemde yeni bir hükümetle,
Bugüne kadar yapmayı düşünüp de yapamadığı yapısal reformları hayata geçirmeye başlarsa,
Sergileyeceği yönetimle hukuk/maliye/bürokrasi konusunda liyakat, ehliyet ve uluslararası kabul edilebilirliği öncelerse; Türkiye için beklenen ve korkulan ekonomik/finansal kaos senaryolarının çok muhtemel şekilde boşa düşeceği kanaatindeyim.
Arkadaşlar…Dün dünle gitti,
Artık yeni bir süreçteyiz.
Düne dair gerçeklik de sona erdi dün yazılan senaryolar da bitti!
Artık yeni bir hikaye yazılma dönemindeyiz.
Siyaseten çok fazla öne çıkmayı sevmem.
Çok fazla niyet izharında da bulunmam ama seçime dair öngörümü ve yabancıların bakış açısını 21 Nisan tarihli yazımda
"Yabancılar nötr noktasında görünseler de; yüzleri ve gözleri Erdoğan'a dönük, kulakları Kılıçdaroğlu'nda…" diyerek belirtmiştim.
Çünkü artık eski Cengiz gibi değilim,
Artık daha soğukkanlı/çok boyutlu/daha az duygusal ve daha realistik bakmayı becerebiliyorum.
Bu bağlamda, sonuçların üç aşağı-beş yukarı bu minvalde oluşabileceğini saptamam zor olmasa da; hemen her kesimle iletişim içinde olduğum için düşüncelerimi aşikare dile getirmek istemedim.
Ama bazı şeyler olması gerektiği gibi zaten oluyor ve oldu.
Artık hayırlısı…
Seçim sonuçlarının ülkemiz ve devletimiz için hayırlar getirmesini canı yürekten diliyorum. Sayın Erdoğan'ı bu büyük başarısından dolayı kutluyor; bundan sonraki süreci hiç olmadığı kadar akıl ve akılcı/doğru okumacı ve sorunların halline dönüp pratik çözümleyici şekilde oluşturmasını en içten şekilde temenni ediyor ve bu minvalde bir yaklaşım oluşturacağına inanıyorum!
Allah Utandırmasın!
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.