Geçen haftaki yazımda Ukrayna'nın Kerç köprüsünü vurmasıyla savaşın yeni bir evreye girdiğini söylemiştim.
Hatırlarsınız,Hemen akabinde Rusya, Kiev/Liviv gibi Ukrayna şehirlerine füze saldırıları yapmıştı…
Azalmış olsa da, halen farklı saldırı enstrümanlarıyla Rus saldırıları devam ediyor.
Ama bugüne kadar olanlar/yaşananlar bir nevi gaz alma ve görüntüsel tepkisellik oluşturmaktan öte şeyler değil…
Asıl, kıyamet ve dananın kuyruğu
Herson'da kopacak.
Herson neresi?Rusya açısından oldukça stratejik olan Kırım'ın
(Sivastopol) hemen üstünde bir bölge.
Ruslar Sivastopol
(Kırım) için Rus Karadeniz donanmasının üssü,
Herson içinse beşiği derler.
Yani, tarihsel hayal ve edinim açısından Herson, Ruslar için
"zaten bizimdi/bizim olmaması düşünülemez" denilen bir bölge…
Rusya-Ukrayna savaşının yeni evresi işte burada başlayacak.
Pek muhtemeldir ki; en fazla 15 gün içinde bu bölge tam bir ateş çemberine dönüşecek.
Neden?Çünkü Ukrayna tüm hazırlıklarını bu cihette yaptı ve Herson cephesine odaklandı.
Bunu gören Rusya ise tıpkı işgale ilk başladığı zamanlardaki gibi toplantı üstüne toplantılar yaparak, seferberlik ve sıkıyönetim gibi kararlar alarak, oluşturduğu yeni strateji ve taktiklerle aksiyon noktasına gelmiş vaziyette…
Peki,
"bu neden bu kadar önemli ki? Hatta Türkiye'nin işine bile gelebilir, çünkü bu savaş nedeniyle pek çok alternatif imkanlar doğdu" denebilir.
Ama öyle değil işte…
Çünkü
Herson'da başlayacak bu yeni evreyle birlikte Ukrayna-Rusya üzerinden oluşturulan uluslararası denklem ve saflaşma, daha bir netleşme dayatacak ve herkese ekstra bir külfet doğuracak.
Bölgede başlayacak fiili durum Rusya'yı hiç olmadığı kadar zorlayacak,
Amerika, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere; tüm dünyaya, Rusya'ya daha net yaptırımlar uygulanmasını isteyecek.
İsteyecek derken de, rica filan değil; resmen emredecek.
Haliyle Rusya ile ekonomik ve ticari ilişkide bulunan her ülke bu yeni durumdan negatif etkilenecek.
Türkiye'nin de oldukça yoğunlaşan Rusya ilişkilerini düşünürsek; bu gelen kasırganın bizi de vurmaması mümkün değil!
Arkadaşlar,Pek çok yazımda,
"dünyanın herhangi bir yerinde ve hatta çok uzak bölgeleri denen coğrafyalarında bile olan hadiselerin küresel etkilere sebebiyet vereceğini" vurgulamış ve dikkat çekmiştim.
Böyleyken,Yaşanan kriz/savaş ve hadisenin tarafları Rusya ve Ukrayna ise; bunun ekonomik/siyasi/ticari açıdan küresel etkiler üretmemesi mümkün mü hiç!
Daha önce de dediğim gibi,
Rusya için bir sembol/prestij ve hatta tarihsel bir tahayyüle olan ve Kırım'ı Rusya'ya bağlayan Kerç Boğazı
(Kırım) Köprüsünü vuranın Ukrayna, olduğuna bile inanmıyorum.
Çünkü
"kimin eli kimin cebinde belli değil" tarzı bir küresel denklem yaşıyoruz.
Herson bölgesinde odaklanan ve her şeyin seyrini değiştirecek süreci planlayanlar için, bu savaşın gidişatı Zelensky'ye bırakılmayacak kadar önemlidir.
Spesifik olarak Rusya-Ukrayna özelinde olan bu savaş, etkileri bakımından küresel ölçekte net sonuçlar doğuracak bir boyuta geldi gelecek…
Bakınız,Kasım ayı sonlarına doğru Rusya karşıtı cephe çok daha güçlenerek yeni yaptırım paketleri oluşturacak ve devamını konuşuyor olacaktır.
Bu kadarla kalınır mı?Sanmıyorum,
Çünkü Rus halkı özelinde homurtular yükselecek ve Putin'in Ukrayna inadı
(veya mecburiyeti), yüksek sesle ve sokaklara taşar şekilde tartışılmaya başlanacaktır.
Bu ise, Putin aleyhtarı algı oluşturucu her türlü bilişim enstrümanları kullanılarak Putin'i Rus halkı ve diğer ülke halkları nezdinde müttehem düşürücü operasyonları getirecektir.
İşte o zaman,
Maalesef Türkiye de dahil, Rusya ile ticari ilişkide olan pek çok ülkenin önünü kesecek ve devam eden küresel ekonomik krizin de etkisiyle çok daha zor durumlara düçar olmasına sebebiyet verecektir!
Son olarak,Eğer ki; Avrupa ülkeleri başta doğalgaz ve petrol olmak üzere diğer ticari konularda Rusya'ya uygulanacak sert yaptırımlar konusunda uzlaşmaya varamazsa veya varamama riski oluşursa; Herson'da başlayacak sürecin daha da kızışarak devam edeceğini/hatta Avrupa sınırlarına yakın bölgelere sıçrayacağını çok muhtemel görüyorum.
Bu ise, Avrupa'ya yeni bir mülteci akınını kaçınılmaz kılacaktır.
Çünkü maalesef böylesi ortamlarda mülteci olgusu en büyük ve ürkütücü koz olarak görülmektedir.
Ta ki, Avrupa ülkeleri ABD'nin
(daha doğrusu ABD nezdinde vücut bulan Güç ve Aklın) istediği zemine gelene kadar…
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.