Muhalefet lideri; "Libya’da ne işimiz var, neden diplomasi yürütmüyoruz" diye söylüyor.
Yok efendim üç gün önce Erdoğan "ne arabuluculuğu, yok öyle bir şey" demiş ama Putin'le yaptığı görüşme sonrası "çark etmiş" ve arabuluculuk rolü üstlenilmiş.
Demiş de demiş…
Filan bunu demiş, falanca şunu dememiş, feşmekan şöyle şöyle yapmış/yapmamış….
Yahu bırakın bunları…
Bırakın iç siyasetin şehvetiyle hamaset yapmayı ve iktidarın söylemsel çelişkilerini takip etmeyi…
Büyük resme bir bakın.
Siyasi körlükten vazgeçin.
Artı Uluslararası siyaset güç ve diplomasi ile yürüyor.
Sahada yoksan "diplomasi" denen sihirli sözcük laf ü güzaftan ibaret kalıyor.
Eski çamlar bardak oldu misali; uluslararasında "yerleşik paradigma" iflas etti, bitti, dağlara kaldırıldı.
Her tarafa özgürlük, demokrasi ve insan hakları götüren hümanistik sembol ülke ABD(!) bir ülkenin generalini komşu bir ülkede vuruyor ve bununla da iftihar ediyor.
Daha kalkmış; Libya’da ne işimiz var diyorsunuz.!
İktidara ciddi eleştiriler getiriyorum.
Özellikle de dahile dair iş ve icraatlarına şiddetli tenkit getiriyorum.
Gördükçe de getirmeye devam edeceğim.
Ama "tarafgir körlük" içinde olmamak lazım.
Libya ile "Münhasır Ekonomik Bölge" ve "Askeri İşbirliği Mutabakatı" yapılmasa idi,
Libya’ya asker göndermeye ilişkin tezkere çıkartılmasa idi,
Ve tüm bunlar olurken, ilgili ve ilintili ülkelerle diplomasi yapılmasa idi,
Bugün bu ateşkes tesis edilemezdi.
Haaa……
Ateşkes sürer mi, sürmez mi bilinmez.
Muhtemelen de Hafter yan çizecek ve ateşkesi bozacaktır.
Ama inisiyatif almadan, taşın altına elini koymadan, külfete ortak olmadan dikkate ve ciddiye alınmazsın.
Yani üç gün önce arabuluculuk yok denirken, bugün denmişse ne olmuş…
Dün dündür bugün de bugün.
Dün öyle gerekiyordu, bugün de böyle.
Dün öyle söylenmeseydi, bugün bu hal tesis edilemezdi.
Ne yapacaktı iktidar.?
Evden çıkmam, kimseden korkmam mı demeliydi…
Geçin bunları geçin…
Deniz Baykal’a bile kulak vermiyorsunuz.
CHP’nin resmi, derin ve kamusal hafızası olan bu zatın söylediklerine odaklanın, biraz.
"Libya'yla yapılan askeri anlaşmamız çok önemli, emeği geçen herkesi kutluyorum.
Libya'nın daha önceden yanında olmalıydık."Devlet adamlığı nasıl oluyor gösteriyor; "Libya ile yapılan anlaşma" demiyor "anlaşmamız" diyor.
Türkiye daha önceden Libya’nın yanında olmalıydı demiyor; "olmalıydık" diyor ve "emeği geçen herkesi kutluyorum" diye takdir, teşvik ve destek veriyor.
Ama siz ne yapıyorsunuz.!
Erdoğan dün böyle demiş, Mahir Ünal tekzip etmiş, Dışişleri bakanı söylemiş/söylememiş,
Neden askerimiz gidiyormuş,
Ya oradan şehit gelirseymiş,
Mustafa Kemal oraya ülke toprağını savunmaya gitmiş miş de şimdi orası başka bir ülkeymiş..
Miş, miş, miş…..
Gitmediğin yer senin değildir.
Gideceksin, varacaksın, konuşlanacaksın, olacaksın, inisiyatif alacaksın.
Birileri sekizbin km’den neden geliyor; kendi kendinize hiç sordunuz mu.!
Onlar akılsız ve diplomasi bilmiyor mu da, askerini yolluyor.!
ABD askerine acımıyor mu da; taaaa binlerce km uzaklarda başka ülkelere asker gönderiyor.!
Libya konusunda olması gerekenler, gerektiği gibi oluyor.
İktidar an itibariyle "hard power-soft power" noktasında doğru yolda.
Keşke bunu Suriye iç savaşı başlarken de yapabilseydik…
Güç eksik diplomasi hiç hükmündedir.
Şimdi siyaset yapma zamanı değil.
Deniz Baykal gibi olunması gereken andır.
Anadolu’da "Yatan aslandan gezen tilki yeğdir" derler...
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.