Küresel siyaseti Amerika, Amerikan siyasetini bir muhabbet tellalının dosyaları mı belirliyor?

Şimdiye kadar herhangi bir ülkede yaşanan magazinel bir skandalın etkisi sadece o ülke ile sınırlı kalıyor ve sadece o ülke siyasetini etkiliyordu.
Mesela:
Falanca ülke devlet başkanının karıştığı seks skandalı,
Filanca ülkede bir bakanın karıştığı yolsuzluk skandalı,
Feşmekanca ülkenin Kraliyet ailesinde yaşanan şüpheli ölüm skandalı gibi…
Ama şimdi?

Amerika’da olmuş olan bir skandalın küresel çapta gündemleştiğini ve hem de öyle görünüyor ki küresel etkilere sebebiyet verme ihtimaline ve hatta verdiğine şahitlik ediyoruz.

Epstein Skandalı…

Özetle nedir?

Amerika’da, bazı eski başkanlar ve Trump da dahil; pek çok üst düzey isimlerin karıştığı küçük yaştaki çocuklarla ilgili ve ilintili seks skandalı…
Aslına bakarsanız oldukça iğrenç/tiksinç ve hemen her ülke ahlakında maşeri vicdanı yaralayacak türden bir rezalet…

Bu olaydan;
İngiliz Kraliyet ailesini etkiledi mi? Evet etkiledi…
Netenyahu’nun, bu skandal üzerinden Trump’a şantaj yaptığı söyleniyor mu? Evet söyleniyor…
Skandalda başka ülkelerin üst düzey siyasilerinin adı geçiyor mu? Evet geçiyor…
Peki, bu skandal, Trump’ın, Amerika içi politikaları kadar Amerika’nın küresel politikalarının yürütümü açısından da etkili oluyor mu? Maalesef evet…

Arkadaşlar!
Ne garip değil mi? Siyaset mi magazin olmuş yoksa magazin mi siyaseti belirliyor; belli değil.
Bir de şöyle bakalım:
Bu Epstein Dosyaları diye özetlenen olayın neredeyse 20-30 yıllık geçmişi var.
Bundan hareketle; sizce, Epstein denen bu adam, sadece maharetli bir muhabbet tellalı olduğu için mi bu kadar geniş ve üst düzey bir network oluşturdu ve olan her şeyi arşivledi?
Tabi ki hayır…
Nasıl ölümü tesadüf gibi görünüp tesadüfen olmadıysa; bu dosyaları da tesadüfen ve kendini garantiye almak için arşivlemedi.
Hep dediğim gibi;
Her şey bir şey için ve o bir şeyin tesisine hizmet içindi.
O bir şey ise; Yeni Dünya Düzeni Ve Küresel Hakimiyetin Devamı…
Neden?

Çünkü Yeni Dünya Düzeni süreci 1990’da, Sovyetler Birliği’nin yıkılışıyla birlikte başladı.
Şuanda yaşananlar ise, planın icra edilmesinden başka bir şey değil.

Arkadaşlar!

Kelebek Etkisi Teorisi diye bir sosyal teori var:
“Amazonlardaki bir kelebeğin kanat çırpışı, ABD'de bir fırtına kopmasına neden olabilir"
Ben de bir soru sorayım o halde:
Amerika devleti ve Amerikan siyasetindeki bir sarsıntı, Amerika harici dünyada fırtına kopmasına neden olabilir mi?
Maalesef olur ve şuanda yaşanan şey de, tam olarak budur.
Güç ve Akıl Sahipleri,
Amerikan siyaseti üzerinden ve Amerika’nın sahip olduğu her türlü enstrümanla küresel sistemde köklü bir değişiklik yapıyor.
Nedir bu enstrümanlar?
Silah/para/sömürge kültürü/manipülasyon/terörizasyon/savaş/dijitalizasyon-internet/medya-sosyal medya/uluslararası ticaret…
Madem gücü elinde bulunduran akîl insanlar var. O halde Amerikan başkanları figüran mı oluyor?
Evet figüran…
Obama’ya şunu yap dediler; yaptı ve gitti.
Trump’a şunu şunu yap dediler; yaptı ve gitti.
Sonra Biden geldi; ona da, “sadece birkaç şey yap. Başka bir şey yapma” dediler; yaptı-yapmadı ve gitti…
Yeniden Trump gerekiyordu ve hapse girmesi beklenen Trump başkan oldu ve Beyaz Saray’a girdi.
Emin olun şuanda Trump da yap denilenleri yapıyor ve belki başkanlık süresi bile dolmadan git denildiğinde gidecek.
Dünyanın en güçlüsü olarak bilinen ABD başkanlarının hiçbirisi ama hiçbirisi;
“Tamam, dediklerinizi yapmasına yaptım da; bundan sonra ne olacak” diye bir soru filan da soramaz.
Sorarsa da alacağı cevap şu:
Sadece denileni yap veya yaptın; seni ilgilendirmeyen kısımlarla ilgilenme!

Bu esnada,
Küresel bazlı öyle şeyler işitiyoruz ve daha ötesini de işiteceğiz ki; gerçek mi yoksa uydurulmuş gerçek mi olduğunu hiç bilemeyeceğiz.
Hatta öyle olacak ki; gerçek olanı uydurulmuş gerçek, uydurulmuş olanı ise gerçekten gerçek sanacağız.
Ta ki maksat hasıl olana dek…

Mesela:
Geçen gün bir duyum aldım:
“Suriye’de Esad’a karşı HTŞ saflarında savaşan Uygurlu savaşçılar Çin’e teslim edilecek…”
Dikkat edin; haber ne zamana denk geldi veya getirildi?
Trump-Şara görüşmesi sonrasına…
Haberi duyunca ilk aklıma geleni söyleyeyim:
Kuvvetle muhtemeldir ki; Trump, Şara’dan Suriye’nin nadir toprak elementlerini ve İsrail’le ilişkilerde zorlanacağı bazı adımları atmasını söyledi.
Şara buna hayır demedi ama daha düşünme evresindeyken bu haber çıkartıldı ki; istenenler aynen ve eksiksiz yapılsın…
Aksi takdirde Suriye’nin nasıl karıştırılacağının mesajı en baştan verilsin…
Çünkü,
Ben biliyorum ki;
Amerika veya Trump ve dolayısıyla Güç ve Akıl Sahipleri, an itibariyle Çin’e bırakın Uygur savaşçılarını; dünyanın herhangi bir ülkesindeki herhangi bir hastalığı bile vermek istemezler.
Neticede,
Zaten çok geçmeden Suriye Dışişleri Bakanlığının açıklamasıyla Uygur Savaşçılarına ilişkin çıkan haberin uydurulmuş gerçek olduğu ortaya çıktı.
Ama oynanan küresel oyun öyle bir oyun ki;
Siyahın beyaz, beyazınsa yeşil renkli versiyonlarını görmemiz mümkün.

“Bu kadar yazdıktan/söyledikten ve derinlemesine anlattıktan sonra bu gelişmelerin Türkiye yansımaları ve etkileri olmayacak mı” sorusunun aklınıza geldiğini tahmin edebiliyorum.

Öyle ya; Amerika referanslı bir konu Suriye’yi etkiliyorsa, Türkiye’yi hayda hayda etkiliyordur…
Haklısınız ama inat ve ısrarla bu konuya/Türkiye yansımaları konusuna girmeyeceğim.
Şara hükümeti/Rojawa bölgesi ve YPG/ABD ve İngiltere’nin Suriye faaliyetleri falan diyerek; bu konuda kendiniz bir perspektif geliştirin ve Suriye-ABD ilişkilerinin Türkiye Cumhuriyeti devleti ve siyasetine etkilerini kendiniz gözlemleyip, kendiniz yorumlayın…
Sadece şunu söylemekle yetineyim:
Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere; Dışişleri bakanımız ve diplomasi yapıcılarımızın bu konuya müdahil ve hatta Suriye konusunda belirleyici bir rol üstlendiklerini biliyorum…

Son söz:
Dünya binmiş bir alamete,
Nereye gittiğini artık ancak Allah bile…
Ya biz? Biz, düşünmeyi sevmeyen düşüneni dinlemeyen; sadece magazine meraklanan magazinel esirleriz.
Bizler, olanlar olduktan sonra olanları idrak edebilen; allame-i cihan kesilenleriz…



Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

OGÜNhaber