Kimyager, Öğretim Üyesi, Siyasetçi, İlim ve İrfan Sahibi Prof. Dr. Eşref Taş

kişiliğiyle son derece saygı duyduğum, Kimyager, Öğretim Üyesi, Siyasetçi, İlim ve irfan sahibi ve Bingöl Milletvekili Prof. Dr. Eşref Taş'ı anlatacağım.

Eşref Taş benim çok kadim bir dostum ve kardeşimdir. Kendisini çok uzun yıllar öncesinden tanıyorum, Öğretim üyesi iken tanıdığım kabına sığmayan ve sürekli bu ülke için daha fazla neler yapabilirim diye düşünen Eşref Hoca'yı 2010 seçimlerinde Milletvekili adayı olduğunu duyduğumda canı gönülden desteklemiştim. İnanıyordum ki! Milletvekili olursa Türkiye için aranan vekillerden biri olacaktı ve öylede oldu.

2010 yılında Bingöl'den milletvekili seçilerek Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi oldu. Son derece insancıl dost ve kendisi için değil ülkesi için çırpınan bir insandır Eşref Taş…

Kısaca tarif etmem gerekirse, Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın aradığı Milletvekili tiplemesine tıpa tıp uyan bir Milletvekilidir. Eşref Hoca'yı kısaca size tanıtmam gerekir ise tek kelime ile  "Adam gibi Adam"dır derim.

1965 yılında Bingöl’ün Genç ilçesinde doğan Prof. Dr. Eşref Taş’ın babasının adı Mustafa, annesinin adı ise Şare’dir. İyi düzeyde İngilizce bilen Taş, evli ve 4 çocuk babasıdır.

Kimyager, Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eşref Taş; Fırat Üniversitesi Fen - Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümünden mezun olduktan sonra yüksek lisans ve doktorasını aynı üniversitenin Fen Bilimleri Enstitüsünde tamamladı.

Kimya öğretmenliği görevinde bulunan Eşref Taş daha sonra Harran Üniversitesinde araştırma görevlisi kadrosuna atandı. 2002 yılında doçent oldu. Harran Üniversitesinde Kimya Bölümü Bölüm Başkanlığı, Fen Bilimleri Enstitüsü ve Mühendislik Fakültesi Yönetim Kurulu ve Fakülte Kurulları Üyesi olarak görev yaptı.

2009 yılında Siirt Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı ile Kimya Bölüm Başkanlığına atandı. Üniversite Senatosu ve Yönetim Kurullarında görev üstlendi.

Uluslararası dergiler (SCI) kapsamında 5 farklı dergide hakemlik yaptı. 56 uluslararası, 2 ulusal makalesi yayınlandı ve 37 sempozyuma bildiri sundu.

56 adet TÜBİTAK Teşvik Ödülü aldı. TÜBİTAK, SANTEZ ve Teknogirişim projelerinde panelist, yönetici ve proje takipçisi olarak bulundu.

2011 yılında Bingöl’de yaşanan bombalı saldırının ülke gündemimizin en üst sırasında olduğu zaman yaptığı sağduyulu konuşmayı dün gibi hatırlıyorum.

Sayın Prof. Dr. Eşref Taş yaptığı konuşmada bugünleri anlatırcasına birlik ve beraberlik mesajlarını bundan tam 2 yıl önce vermişti.

2011 yılında yaptığı konuşma metnini sizlerle paylaşmak istiyorum.
“Son zamanlarda ülkemizde huzuru bozmaya yönelik yapılan eylem ve saldırıların bir devamı olarak Bingöl ilimizde yapılan 1’i kadın, 2 vatandaşımızın yaşamını yitirdiği ve 21 vatandaşımızın da yaralandığı canlı bomba eyleminin üzüntüsü içerisindeyim.
Bildiğiniz gibi, Bingöl, yoğun olarak Zazaların, Kürtlerin ve Türklerin kardeşçe, huzur içinde yaşadığı bir kent olup, buradaki masum halka karşı yapılan bu kanlı eylem, terör örgütünün çirkin, gayriinsani yüzünü bir kez daha ortaya koymuştur.

2 kadın örneğinizi dikkatlerinize sunmak istiyorum. Biri, canlı bombanın üzerine atlayarak evlatlarının ve başka masum insanların ölümüne engel olmak isteyen kahraman Bingöllü anne Nesibe Belgin’dir ki bu kadın merhametin, sevginin ve şefkatin güneşidir. Bu mübarek anne de çocukları yaşasın, okusun, büyüyüp adam olsun isterdi; başka derdi de yoktu.

Peki, ya diğeri? Diğeri ise tanımadığı, bilmediği, hayatında hiç karşılaşmadığı insanların, çocukların, kadınların ölmesi için üzerindeki bombanın pimini çeken canavarlaştırılmış bir kadındır. Maalesef o da kadındır; üzerinde taşıdığı bombayı patlatarak kendisi dâhil 3 hayata son vermiştir. Bir tarafta anne sevgisi, merhameti, diğer tarafta öfke ve nefret. Türk olsun, Kürt olsun insan olan herkesin bu olayda safı bellidir, sevgi ve merhamettir safı.

Yıllarca bölgede iki arada kalan ve korkuyla hükmedilen bu halk AK PARTİ döneminden önce elle tutulur bir yatırım ve hizmet görmemiştir. AK PARTİ Hükûmeti dönemiyle bu korkular bir nebze olsun dinmiş ve bölgede umut hâkim olmuşken, yine bölgede heyecan verici birtakım yatırımlar başlamışken ilimize ve bütün bölgeye yapılabilecek hizmetleri engelliyorlar. Bunun en somut örnekleri de Bingöl Havaalanı inşaatı şantiyesinin ve Bingöl-Diyarbakır yolundaki şantiyenin yakılması, Bingöl-Erzurum yolunda şantiyenin şirket elemanlarının kaçırılmasıdır.

Bölgede yaşayan Zaza ya da Kürt olan masum halkı hedef alan bu eylemler ve saldırılar bir kez daha gösteriyor ki, terör örgütünün amacı Kürt halkının huzuru, özgürlüğü, refahı, güvenliği ya da mutluluğu değildir; bilakis, bölge halkının kanını, canını, huzurunu ve bugüne kadar sömürülmüş haklarını kullanarak kendi amaçlarına ulaşmaktır ama halkımız bu oyuna hiçbir zaman gelmemiştir, gelmeyecektir de.

Biz 780 bin kilometrekarede yaşayan Türk’üyle, Zaza’sıyla, Kürt’üyle, Çerkez’iyle, Laz’ıyla, Arap’ıyla, Acem’iyle, hepimiz 74 milyon insan olarak aynı ruh ve mana ikliminin insanlarıyız. Ötekileştirmeye çalışanlara rağmen, ırkçılara, bölücülere, ayrımcılara rağmen, bu ülke, bu millet kardeşliğini lafla ve hamasetle değil, gerçekten özde yaşanan, yaşatılan kardeşliğiyle ortaya koymuştur.

Bölgemizde halkın üzerinde baskı rejimi anlayışını uygulamak, halkın iradesini ipotek altına almak isteyenler olabilir. Bu insanlar dünyanın nereye gittiğini göremiyorlar. Burada açık söylüyorum: Böyle bir demokrasi anlayışını…”

İşte sevgili okurlarım Eşref Taş böyle güzel bir insan ve Bingöl aşığı bir Bingöl Millet Vekili. Sayın Taş'a bundan sonraki çalışmalarında da canı gönülden başarılar diliyorum ve inanıyorum ki Sevgili Eşref Hocamızı daha bir çok başarıya imza atarken izleyeceğiz. Haftaya yeni Bir Portrede buluşmak üzere sağlıcakla kalın sevgili okurlarım...

OGÜNhaber