Louis Hector Berlioz,1800'lerde yaşamış Fransız yazar, besteci ve müzik eleştirmeni.
Bu adam diyor ki;
"Eğer bir insan, Hamlet'i okumadan yaşamını tamamlıyorsa, o kişi ömrünü bir kömür madeninin dibinde geçirmiş demektir."Bu kadar övgüye mazhar olan bu eseri
Shakespeare 1601 yılında yazıyor.
Eserde bir Danimarka prensi olan
Hamlet, devrin Almanya'sında öğrenimini tamamlar ve ülkesine döner.
Ama öyle bir tablo ile karşılaşır ki; her şey bozulmuş/çürümüş/yozlaşmış,
Çok büyük değişiklik ve dönüşmeler olmaya başlamış,
Herkes bir plan içinde,
Ve her kesim hakimiyet düşünde…
Hal ve ahval böyleyken,
Üstüne üstlük, olan/yaşanan ve yaşatılan olumsuzluklar yaşanacakların yanında sanki hiçbir şey iken, eserde şöyle bir diyalog geçer:
Horatio (Hamlet'in gerçek dostu): "Nereye varacak bunların sonu?"Marcellus(Subay): "Çürümüş bir şeyler var şu Danimarka Krallığında…"Ben de buradan esinle diyorum ki;Garip bir şeyler oluyor şu Dünya Krallığında,Değişik bir şeyler var insanlığın yolunda…
Abarttığımı düşünmeyin,
Çünkü abartının kavramsal karşılığını yitirdiği bir abartı yaşıyor dünya!
Yahu bir bakın,
"The Simpsons" diye bir dizi var.
35 yıldır sahnede ve her yılı bir başka sürprize gebe şekilde bugünlere geldi.
Dizi değil sanki müneccim; yaşanan her olay sonrası insanlar diziye yöneliyor ve
"acaba bununla ilgili de bir işaret vermişler mi ki" diye, yeniden izliyorlar.
Hatırlayın,2005'lerde yayınlanan bir bölümünde Trump'tan
"eski başkan" diye bahsediyordu. Ki, yaklaşık on yıl sonra Trump ABD Başkanı oldu!
Şimdi de, günümüzü anımsatan bir kesit gündeme geldi ve oturdu.
Dizide dünyada bir elektrik kesintisi/black out yaşanıyor.
Ama öncesindeyse dizinin ana karakteri Homer Simpson bir deprem çantası hazırlıyor.
Herkes Avrupa'nın yaşadığı elektrik/enerji krizi ile dizinin bu mesajı arasında korelasyon kuruyor.
Doğru mu peki?Açıkçası yanlıştır diyemem…
Arkadaşlar,Dünyada öyle şeyler oluyor, öyle hızlı gelişmeler yaşanıyor ve artık dünya öyle bir noktaya varmak üzere ki; yaşanan herhangi bir şeyi spontane/kendiliğinden/doğaçlama ve doğal seyrinde olan ve oluşan gelişmeler diye düşünmek gerçekten en basit ifadeyle safdillik olur.
Şunu da söylemem lazım ki; insan denen varlık anı/kendi gününü/bugününü yaşarken, yaşadıklarını sıradanlaştırıp rutinleştirir.
Aslında tarih yeniden yazılıyordur ve aslında dünya yeni bir tarih yazılımına sahne oluyordur,
Ama bu yaşananların aktif figürleri bunu pek anlayamazlar.
Ki, bu da yadsınacak veya sorgulanacak bir şey değildir.
Çünkü yaşananların önemi, hep sonraki yıllarda fark edilebilmiştir.
Şimdi günümüze gelelim ve somutluklara bakalım biraz da…Ukrayna işgali nedeniyle Rusya'ya uygulanan yaptırımlar hepinizin malumu.
Rus yönetimi ise buna rağmen ayakta durmak ve halka negatif yansımaları engellemek için çeşitli
"by-pass" yöntemlerine başvuruyor veya bu tür alternatifleri geliştirmeye çalışıyor.
Bunlardan birisi de
"Mir Card".Türkiye de dahil, pek çok ülkede Rusların rahat alışveriş yapması için Putin yönetiminin sahneye sürdüğü bir finansal enstrüman.
Peki yeterli oluyor mu?Tabi ki hayır. Görüntüye aldanmayın!
"Ama Rusya'nın doğalgaz ve petrol gelirleri arttı. Üstelik Merkez Bankasında döviz ve altın rezervleri dopdolu. Uygulanan ve hatta yeni hazırlanan yaptırımlar bile Rusya'ya ne yapabilecek ki" diyebilirsiniz ve hatta böyle diyenler de oldukça fazla…
Siz öyle sanın,
Kazın ayağı hiç de öyle değil işte…
Soruyorum,Ukrayna'da ne oldu?
Hani, Rus güçleri birkaç ayda işi bitirecekti? Neden bitiremedi savaşı ve neden nükleer tehditler savurup seferberlik ilan ediyor?
Bunları hiç düşündünüz mü…
"Şanghay Beşlisi" daha geçen gün anlı-şanlı ve nazire yaparcasına bir toplantı yaptı.
Ev sahibi ülke Özbekistan, vatandaşlarına "
Mir Card"
kullanımını yasakladı; ya buna ne dersiniz!
Bu arada, Çin bile "
Mir Card"ı yasaklarsa sakın şaşırmayın derim.
Kaçıyor kaçıyor; Rus gençleri askere yazılmamak için Rusya'dan kaçıyor!
Yakında heybedeki turpun aslında ne kadar büyük ve Rusya'ya nelere mal olacağını, özellikle sokaklarda ortaya çıkacak aksiyonlardan göreceksiniz!
Çine gelince;Darbe söylentileri geliyor,
Doğru veya yanlış olmasıyla ilgilenmiyorum ama bilirim ki; ateş olmayan yerden duman çıkmaz!
Mart-2021'de,
Kovid-19 tüm hızıyla devam ederken,
"Güç ve Akıl hesap görmeye, fatura kesmeye başlıyor/başladı!.." başlıklı bir yazı yazmıştım.
Ve demiştim ki;
"…Çin'e öyle bir fatura kesilecek ki; Çin ekonomisi bir daha bu seviyelere gelemeyecek.Tiananmen Meydanına üşüşen/isyan eden/ölümüne başkaldıran Çin halkı sahne alacak…İşte o zaman, Çin'in dahi/bilge lideri Şi Cinping ne yapacak veya nasıl aciz kalacak, hep birlikte görecek ve yaşayacağız..."Bugün olanlara bakarak söyleyecek olursak;
"kesilen faturanın, siyasi ve ekonomik tahsilatına başlandı" demek çok da afaki olmayacak düşüncesindeyim.
Bu arada, aynı yazıda Rusya ve Putin'e dair söylediklerimi de paylaşmadan geçemeyeceğim."Rusya'da durum bu defa başka,Bu defa Putin'in işi daha zor,Önümüzdeki günlerde Rusya ve Putin odaklı şaşırtıcı gelişmeler göreceğimizi düşünüyorum." demiştim.
Evet, peş peşe geliyor şaşırtıcı gelişmeler,
Daha durun; gelecek olanlara odaklanın ve işte o zaman neler olduğunu gözlemleyin!
İran'a bakarsak;Bir-iki yıl önce Tahran Üniversitesinde baş gösteren olaylara dikkat çekmiştim.
Bugünlerde yaşananlara bakınca tesadüf olmadığı ortaya çıktı.
Dini liderin bile gündeminde bu olaylar var.
Cumhurbaşkanı Reisi ardı ardına açıklamalar yapıyor/iddiada bulunuyor ve tehditler savuruyor.
Bunlar bile, oluşan korku ve derinliğini/vahamet ve doğuracağı riskleri yansıtıyor.
Hindistan,Bizim ütopik yorumculardan
"Hindistan'a bak; dimdik ayakta, kimseyi iplemiyor. Rusya ile de alışverişe devam ediyor…" cakasını işitiyorum.
Ama Hindistan'ın devlet başkanının daha birkaç gün önce Putin'i çocuk azarlar gibi azarladığını görmezden gelmek bazılarının işine geliyor galiba…
Bu arada, Hindistan neredeyse yarı fiyatına Rusya'dan petrol alıyor.
Bu bir dostluk eli uzatması değil,
"akıllı ve akılcı" bir ticaretten başka bir şey değildir.
Eğer ki; ABD ve Avrupa, Hindistan-Rusya ilişkisine dair net ve sert bir tavır koyarsa; Hindistan, emin olun ki, Rusya ile ilişkisini hemen kesmeye başlayacaktır.
Bunu da bir kenara not edin ve yaşayıp görün!
Türkiye'ye gelince,Özellikle Mir Card ve devam eden ekonomik/finansal ilişkide ne ve nasıl bir karar alınacağını veya neyin yapılmayacağını doğrusu ben de çok merak ediyorum.
Ama aldığım duyumlar, Erdoğan'ın ABD ve Avrupa ile bu konuda süregelen ve bir süre daha devam edeceğini düşünülen ama alenen dillendirilmeyen uzlaşının birkaç ay daha devam edeceği fakat sonrasında küçük bir makas değişikliği istenebileceği şeklindedir.
Amerikalı muhataplarıma,
"Peki Erdoğan bu makas değişikliğine ve Rusya ile ilişkilerin düşük düzeye indirilmesine razı gelir mi" diye sorduğumda; aksinin düşünülmediği ve Erdoğan'ın, ABD ve Avrupa ile uyumun devamından yana tavır sergileyeceğini düşündüklerini söylediler!
Sonuç:Kim ne derse desin; garip/ilginç/şaşırtıcı bir şeyler oluyor dünyada,
Ve dünya, daha da ilginç bir hale gelecek!
Bu kesin…
İlginç derken de, pozitif boyutlu olacağını düşünmeyin!
Sıkıntıların artacağı,
Krizlerin derinleşeceği,
Safların netleşeceği,
Olayların artacağı,
Rejimlerin/yönetimlerin ve hatta haritaların değişeceği,
Doğrudan ve dikleme hedeflemelerle, tavizsizce yüklenileceği bir şeyler başladı dünyada!..
Son birkaç yıldır pek çok şeyi sizlerle paylaştım,
Macera hızlanarak/artarak ve
"her şey"leşerek büyüyor, genişliyor ve aralıksız devam edecek gibi görünüyor.
Ve ben, paylaşmaya devam edeceğim…
Not:Amerikan İşadamları Derneği'nin toplantısı vesilesiyle Amerika'da ilk Türk Belediye Başkanı olma ünvanına sahip, değerli dostum
Tayfun Selen'le sohbet imkanım oldu.
Amerikan vatandaşı bir Türk ama Türklerin ve Türkiye'nin hak/hukuk ve menfaatleri söz konusu olunca; emin olun, Türk vatandaşı pek çok Türk'ten daha Türk!
Kendisiyle gurur duymalıyız.
Ki, kendisi o gururu ziyadesiyle taşıyor ve yaşıyor.
Şunu önemle vurguladı; "Amerika'da sayımızın artması lazım,İlk olmaktan her ne kadar onur duyuyorsam tek olmaktan dolayı mutlu değilim.Umarım önümüzdeki yıllarda hem Amerikan yerel yönetimlerinde, hem de kongrede olmamız gereken yerlere geliriz.Benim için buradan bir sonraki adım senatör seçilmektir ve bunu başaracağıma inanıyorum…"Tebrikler Sayın Selen,Çok daha üst ve önemli görevlere gelmen dileğimle…
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.