Erdoğan: 'Şimdi daha çok çalışma vakti'


İmha’yı red, inşa’yı tercih etti.

Basiret ve feraset gösterdi, kendini akil sananlardan daha akıllı ve akılcı oy kullandı.

Erdoğan’a hem destek verdi, hem ikaz içerikli mesaj gönderdi.

Erdoğan’a 1 Kasım Seçim sonucunu, AK Parti’ye ise 7 Haziran seçimini yaşattı.

Erdoğan’a güvenini tazeledi ama AK Parti’yle ilgili memnuniyetsizliğim devam ediyor dedi.

Millet “hazırı gayba değişmedi”.

Yürüyen atın başına vurmadı.

Global ve ulusal boyutlu herşeyin farkında olduğunu sandığa yansıttı.

En büyük ve önemli mesajı Erdoğan ve AK Parti’ye verdi.

Cumhur İttifakı kabul gördü.

Siyasilerin uzlaşma ve ittifakına olan kabulünü gösterdi.

Çıkan meclis aritmatiğiyle bu ittifakın kalıcı olmasından yana bir tablo oluştu.

Kavga değil uzlaşının öne çıktığı, asgari/azami müştereklerde birlikteliklerin tasvip edildiği tescillendi.

Seçimin önemli bir sürprizini MHP yaptı.

Ülkemizin kritik süreçlerinde Bahçeli’nin yaklaşımı takdir ve kabul gördü, taltif edildi.

MHP ittifakı nedeniyle Kürt oylarının AK Parti’den kaçacağını söyleyenler yanıldı.

Kürtler doğu ve güneydoğuda devlet ve iktidarla güven tazeledi, Erdoğan’ın samimiyetine onay verdi.

HDP ve PKK’ya mahkum ve mecbur edilmeyip, devleti yanlarında gördüklerinde gerçek tercihleriyle davranabileceklerini gösterdiler.

Millet İttifakı ve özellikle CHP’ye sıkıntı ve sorun yaşatacak bir sonuç çıktı.

CHP ve Muharrem İnce arasındaki oy farkı yakın gelecekte CHP’de lider değişimini zorunlu kılacaktır.

CHP’liler klasik genleriyle de muvafık olarak yarından itibaren Kılıçdaroğlu’nu tartışmaya ve İnce’nin başkan olması kurultaylarına hemen başlayacaktır.

Kaldı ki; CHP’li seçmenler Erdoğan’ı yıkmak veya zayıflatmak için HDP’ye oy vermek zorunda kalmışlığın bedelini Kılıçdaroğlu’na ödetecektir.

Seçim öncesi kendine uzlaştırıcı “bilge kişi(!)” rolü biçen T. Karamollaoğlu’nun balonu seçmen tarafından söndürüldü.

Saadet seçmenleri bile tercihlerini Erdoğan’dan yana kullanarak Karamollaoğlu’nun CHP’lileşmesine tepkisini gösterdi.

İyi parti konusunda dağ fare doğurdu.

Akşener partisinden daha az oy almış bir başkan olarak; bakalım meclis grubunu nasıl kontrol edecek.

Birbirine benzemezlerin bir arada olduğu İyi Parti grubu yakın zamanda çalkalanmaya başlayacaktır.

Dün akşam Cumhurbaşkanlığı Huber Köşkünde Erdoğan’ın gözlerine baktım.

Heyecanlı ve mutlu idi.

Dün siyasete başlamış gibi zinde, kararlı ve istekliydi.

Ama düşünceliydi de.

Şimdi, “daha çok çalışma vakti” diyordu.

Omuzlarına yeni bir mesuliyet, sorumluluk ve görev verildiğinin farkındaydı.

Kendisine  verilen destekten dolayı bakışları duygu dolu ve ışıltılıydı.

Ama AK Parti üzerinden verilen mesaj ise onu düşündürüyordu.

Peki gözlerinde ne gördüm Erdoğan’ın…

Revizyon, restorasyon ve yeni bir başlangıç.

Yeni sistemin getirisiyle yepyeni bir hükümet.

Ekonomide yeni yönetim, kadrolar, kurumsallaşma ve kurallar.

Küresel ve yerel dinamiklerin dikkate alındığı, aktif, değişimi takip edebilen, objektif kurallarla hareket edebilecek kabiliyette, içerde ve dışarda güven telkin edecek bir ekonomik kadro ve politika.

Mevcut kurum ve kuruluşların işlevselliğinin arttığı, daha dinamik ve hızlı karar alabilen, sonuç odaklı müesses yapılar.

Yabancı fonların ve sermayenin yatırım için güven hissettiği, verilen sözlere sadakat konusunda kuşku duymadığı ve sıcak para akışında uzun vadeli düşünmekten imtina etmediği huzurlu bir ortam yönetsel irade.

Daha akıllı/akılcı ve proaktif diplomasi.

Her türlü gelişimi ve değişimi gözleyen, farkeden, öngörebilen; ülkeselliği temel alıp global gelişimleri, ittifak ve yeni konsensüsleri gözardı etmeyen dış politika.

FETÖ, PKK, İŞİD gibi örgütler ve tüm terörize algı ve olgularla tavizsiz mücadelenin devam edeceği; uluslararası terörle mücadele entegrasyonunu sağlamış ve bu konuda sonuca ulaşma iradeli bir yaklaşım.

Yargının daha bağımsız ve tarafsız şekilde işlemesi için yeni adımlar.

FETÖ konusunda ortaya çıkan mağduriyetlerin gideriminde daha net ve kurumsal bir yaklaşımla sonuç alıcı ve adalet duygusunu pekiştirici kamusal yaklaşım.

Yeni başlayan sistemin verdiği yetkiyle bürokratik oligarşinin zayıflatılması.

Kamusal iş ve işlemlerde süreçlerin azaltılması, gereksiz makamların kaldırılması ve devlet-vatandaş ilişkisinin her boyutta; “bugün git yarın gel” zihniyetinden arındırılması.

Azalan bakanlık sayısı gibi; azalan bürokratik kadrolarla da, daha aktif, daha çözümcü, daha pratik ve sonuç odaklı bir kamusal yapı oluşumu.

Bir makama oturan artık o koltuğu babasının mülkü gibi sanamayacak.

Kamunun tüm üst düzey kadroları başkanla gelecek ve başkanla süreleri dolacaktır.

Görevden alınan birisi gidip mahkemeden kararla geri gelip oturamayacaktır.

Ülkenin gelişimi için kamu-Özel Sektör işbirliği, hiç olmadığı kadar gelişecek; yeni oluşacak kabine bu konuda daha önce görülmediği ölçüde iletişim ve istişare içinde olacaktır.

Masanın kamu tarafıyla özel alan kısmı yakınlaşacak ve aralarında kopukluk giderilecektir.

Söylenecek daha çok şey var.

Ama sonuç olarak Erdoğan’ın gözlerinde gördüm ki; “şimdi daha çok çalışma vakti ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve kalmayacaktır

NOT: 
Seçim bitti. Artık geçim vakti. Seçim sürecinde yaşanan kırgınlık dargınlık polemikleri dünde bırakma vakti. Kucaklama ve kucaklaşma vakti. Önümüze, geleceğe; ülkemizin devletimizin milletimizin istikbaline yönelme vakti. Her ferdimizle hep birlikte tek Türkiye olma vakti. Harice karşı dahili ittifak ve birliktelik vakti. Seçim sonuçlarının ülkemiz milletimiz ve coğrafyamız için hayırlı;barışa huzura birliğe güvene vesile olmasını diliyorum....

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
OGÜNhaber