Resmi ve arka kapı diplomaside hergün yeni bir parametre ve durum oluşuyor.
Temel konu ve enstrüman ise, ekonomi ve finansal durum.
İnanın, dünkü durum bugün bambaşka bir hale gelebiliyor.
Tablonun siyasi güncele yansımasına gelince; Cumhurbaşkanı’nın yapmayı tasarlayıp, planladığı “değişim” içerikli reformist adımların bayram sonrasına kaldığını söyleyebiliriz.
Çünkü Erdoğan içeri ve dışarıyı kapsayan bir denge gözetiyor ve gözetmek zorunda gibi.
F-35, S-400, Suriye sınırına dair durum ekonominin kaderini de belirleyecek koz olarak masada.
Her türlü siyasi anlaşmazlıkta ekonomi ve finansal silah herşeyin önüne geçmiş halde.
Ülkemizde eleştirilen; siyasilerin bağımsız ekonomik kurumlara baskı yaptığına dair durum ABD’de Trump tarafından FED’e bile yapılabilir hale geldi.
Ama FED, Trump’a rağmen karar aldı ve piyasaların beklentisi cihetinde faizleri sabit tutarak Trump’ın baskısına oy birliğiyle karşı çıkmış oldu.
ABD’de bile hal böyleyken küresel denklemde ekonominin nasıl bir silah olarak kullanıldığını ve kullanılacağını varın siz düşünün.
Hele de ekonomisi kırılgan gelişmekte olan ülkelerde ekonominin nasıl bir siyasi baskı aracı olacağını görmek zor olmasa gerek.
Türk ekonomisi de tüm bu gelişmeler çerçevesinde toparlanma çabası içinde ve “değişim beklentisi” her geçen gün artıyor.
Ekonomik gerilemenin durdurulması, toparlanma ve yeniden ileri ivme kazanması siyasi ve bürokratik “değişim ve reforma” odaklanmış halde.
Bu şartlar altında denge oluşturmak ve buna muvafık bir “değişim” ve “çok boyutlu” reforma girişmek zaman alıyor ve alacak gibi.
Bu yüzden söyledim; beklenen değişimin ancak bayram sonrası yapılabileceğini.
Kaldı ki; her şey yolunda gider, iç ve dış dengeler sağlıklı tesis edilirse, Trump’ın da Haziran sonrası yakın bir zaman diliminde ülkemizi ziyaret edebileceğini düşünüyorum.
Gerçi sözkonusu Trump ise her şekilde ihtiyatlı olmakta fayda var.
Çünkü aynı Trump Merkeziyetçilerin ve Neo-Con’ların rüzgarında bir sağa bir sola gitmeyi pek de sorun etmeyecek mizaç ve kişiliğe sahip birisi.
O nedenle de bu ziyarete dair, bugün medyaya yansıyan haberlere tozpembe bakmamak sağduyunun gereğidir.
Ama her şeye rağmen, iç ve dış dengelerin detaylarını ve ayrıntılarda yatan incelikleri bilen Cumhurbaşkanı’nın bu defa gerçekten radikal kararlar alacağını, kamuoyunca “evet bu defa gerçek bir yönetsel reforma oluyor” mesabesinde bir değişim
geleceğini, iç ve dış piyasalarca olumlu bir ekonomik yönetim yaklaşımı ortaya koyacağını düşünüyorum.
Zaman çabuk geçiyor.
Bayrama ne kaldı ki…
Şunun şurası bir ay.
Sabırlı olalım; göz açıp kapayıncaya geçecektir...
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.