"…Pankreas kanseri sonucu hayatını kaybeden sosyetenin tanınmış isimlerinden Ceyla Gölcüklü, adeta sır gibi saklanan cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlandı....
Tedavi gördüğü Amerikan Hastanesi'nde geçtiğimiz günlerde beyin ölümünün gerçekleştiği yönünde haberler çıkan Ceyla Gölcüklü'nün durumu hakkında herhangi bir açıklama yapılmamıştı. Bugün ise Gölcüklü için sır gibi saklanan bir cenaze töreni düzenlendi. Zincirlikuyu Camii'nde Gölcüklü ile birlikte iki kişinin daha cenaze namazı kılındı. Ancak Gölcüklü gibi cenazesi kaldırılan diğer kişilerin de isimleri okunmadı.
Gizlice yapılan cenaze törenine Gölcüklü'nün birkaç yakını katıldı. Cenaze töreni sırasında güvenlik görevlileriyle basın mensupları arasında gerginlikler yaşandı. Görüntü alınmasını engellemeye çalışan görevliler, sık sık basın mensuplarıyla tartıştı. Öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Gölcüklü'nün tabutu cenaze aracına konuldu. Gölcüklü'nün defnedileceği yer camiye çok yakın olmasına rağmen cenaze aracı basın mensuplarını şaşırtmak için farklı yerleri dolaştı. Gölcüklü, Zincirlikuyu Mezarlığı'nda defnedildi….."
İşte bu haberlerle uğurlandı Ceyla Gölcüklü ufak kısa ve şatavatsız haberlerle, cenazesi bile apar topar kaldırıldı ve bu cenazeye ne sosyete ne sanat camiası katılamadı. Hani böyle cenazelerde bir iki göz yaşı akıtıp bolca basına poz veren sosyetik hanımlarımız, beylerimiz ve de ünlü sanatçılarımız! maalesef bulunamadı cenazede. Zaten Bebek yada Teşfikiye Cami’inde değil de, Zincirlikuyu Mezarlığının içinde bulunan Cami’de kılındı namazı..
Kısaca Ceyla finalini böyle istedi.... Halbuki çok dolu dop dolu bir hayat yaşadı Ceyla ve her anı her dakikası bir olaydı yaşamanın, genç güzel bir kadındı, evliliği olay oldu sonra boşandı döndü yine olayların kadını idi. Zengindi güzeldi peşine sosyetenin tüm evli bekar erkeleri takıldı. O bundan hoşlanırdı ama asla hafif bir kız değildi, sonunda bir kişiyi seçti ve yıllarca Zeki Tanyeri ile beraber oldu. Nereye gitse orada bir olay olurdu, basın Ceyla’nın en yakın takipçisi idi. Ceyla hastalığını biliyordu, bu yüzden geçen yıl Zeki beyden de ayrıldı ve kendini izdivaya çekti. Artık ne gazeteciler nede tv kameraları onu yakalayamıyordu, çünkü o artık hissettiği sona doğru yola çıkmıştı. Bundan dört ay önceydi, en son konuştuğumuz... beni aradı ve doğum günümü kutladı… O gün ona “Kız özledim nerelerdesin, sesin sedan çıkmıyor” dediğimde bana "Yorgunum biraz dinleneyim, bomba gibi döneceğim sahalara!" derken aslında sesinin tonundan sanki hiç dönülmeyecek bir yolculuğa çıkacağını anlamak mümkündü. Bir daha konuşmakta nasip olmadı. Hastanede ziyaretine gitmek istediğimde ise… Kimseyi kabul etmediğini öğrendim. Bir ortak dostumuz "Ceyla çok soldu bu hali ile hatırlanmak istemiyor" dediğinde onu sanki anlar gibiydim. Ve son haberi bugün gazetem Ogün’de okudum.
Ceyla Gölcüklü artık yoktu. Herkesten habersiz dün son nefesini verir vermez bugün gizlice defnedilmişti. Buşekilde uğurlanmasına üzüldüm ama bunu o istediğine göre saygı duymalıyız. Belki de cenazesini akın akın dolduracak bir çok sahtekarı o son yolculuğunda görmek istememişti.
İşte Sevgili okurlar; bir dostumu, arkadaşımı daha kaybetmenin acısı ile kaleme aldığım Ceyla Gölcüklü Portremizin de sonuna geldik. Umudum yitirilen değil yaşayan değerlerimizi anlatmak size ama biliyoruz ki,
Her başlangıcın bir sonu var!… Dileğim hepinizin başlangıcının güzel olduğu gibi sonunun da güzel ve hayırlı olması. Ceyla güzel başladı, güzel yaşadı ve kendi istediği gibi bir sonla Rabbine döndü. Bizlerin yapacağı tek şey ise artık ona dua etmektir…
Haftaya yeni
Bir Portrede buluşmak ümidi ile sağlıcakla kalın.