"Büyük Oyun" hız kesmeden devam ediyor.
Tıpkı strateji oyunları gibi diyeceğim ama burada ne strateji var ne de bir taktik.
Herkes, her şeyin/cambaza bak cambaza yaklaşımının ve neyin ne olmadığının farkında ama kaçınılmaz bir şekilde herkes figüran/herkes seyirci/tüm dünya biçare…
7 Ekim 2023'te Hamas İsrail'e saldırmıştı.
Ben buna
"İsrail'in 11 Eylül'ü” demiştim.
Çünkü Amerika'da yaşanan 11 Eylül Saldırıları da bir oyundu,
Savaş oyunuydu,
Amerika'nın düşman yaratma/hedef coğrafyaları istikrarsızlaştırma ve küresel bazda
"zorlayıcı rıza üretme” oyunuydu!
Yani haksızken haklılaşma/üste çıkma ve tüm ülkelere
"Benden yana mısın yoksa terörden yana mısın?” şeklinde
"kırk katır mı, kırk satır mı” oyunu idi.
Amerika'nın 11 Eylül'ünden sonra köprünün altından çok sular aktı.
Neler yaşandı neler…Afganistan/Irak/Somali/Suriye/Yemen derken; Rusya-Ukrayna savaşının başlaması ile devam etti ve ediyor.
Ama yetmezdi,
Çünkü savaş oyunu tüm coğrafyalarda devam etmeliydi.
En önemlisi de Ortadoğu'da…
Bunun fitili de sözüm ona Filistin için kurulmuş olan Hamas üzerinden ateşlendi.
Hamas
"Demir Kubbe” denilen; minik bir "drone"u bile sınırdan geçirmeyecek kadar mikro özelliğe sahip savunma sistemine rağmen İsrail'e saldırdı.
Hem de neredeyse "davulla-zurnayla” İsrail topraklarına girdi ve pek çok rehineyle geri döndü.
Savaş Oyunu bu sayede Ortadoğu'da da başlamış oldu.
Tam da Netenyahulu İsrail'in istediği şekilde…
Gazze, yerle bir oldu ama İsrail durdu mu/duruyor mu?
Hayır tabi ki…
Hamas saldırısı sonrası İsrail'in Gazze'yi yerle bir etmesi Ortadoğu'da planlanan savaş oyununun henüz başlangıcı/fragmanı idi.
22 Ekim 2023 tarihli "Hamas-İsrail Savaşı'nda asıl hedef İran mı?” başlıklı yazımda bu konuya değinmiş ve işin içine bir şekilde İran dahil olduğunda/edildiğinde olacakları seyredin mealinde tespitlerimi yazmıştım.
İşte, bugün o günlerin başlangıcı olan zamandır!
Peki, neden İran?Yaklaşık son beş-altı yıldır yazılarımdan fark etmişsinizdir; Rusya'yı da İran'ı da pek sevmem ve bu ülkelere güvenilmemesi gerektiğini söylerim.
Bu, İran denen devlet güya ABD düşmanı!
Sevsinler onların Amerika düşmanlığı ve karşıtlığını!
Açık ve net söyleyeyim: Özellikle Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası Amerika'nın işine en çok yarayan ülke İran'dır.
Adeta, düşman görünümlü dost/hasım görünümlü müttefik!
Amerika için /Batı'nın bölgeye müdahalesi için her zaman hazır ve nazır olan kullanışlı bir aparat!
Allah aşkına aklınız alıyor mu, savaş teknolojilerinin had safhaya çıktığı/savunma sistemlerinin bir tuşla harekete geçtiği ve adeta bir kelebeğin kanadını çırptığında bile harekete geçen savunma sistemlerinin var olduğu bir dünyada; üstelik her yeni savunma/saldırı teknolojilerinin İsrail'in emrine sunulduğu bir zamanda İran İHA/SİHA/roket konvoyu hazırlıyor; Irak'tan geçiriyor ve Suriye/Ürdün veya Lübnan üzerinden İsrail'e gönderiyor!
İran'ın saldırı konvoyu daha yola çıkmadan Amerika bunu tüm dünyaya ilan ediyor,
Bazı ülkeler hava sahasını kapatıyor,
Ve İsrail karşılama merasimi hazırlıyor!
Yolculuk 6-7 saat sürüyor ve İsrail semalarında karşılanarak havai fişek gösterisi başlıyor!
Aman da aman İran İsrail'e saldırmış da,
Amerika kendisini İsrail'in korunmasına adarmış da,
BM Güvenlik Konseyi ve G7 acil kodla toplantıya çağrılırmış da,
İran'ın bu "hayasız saldırısını” Amerika ve Avrupa şiddetle kınarmış da daha neler neler!
Bunlar olur da/bu kadar desteği arkasına alan İsrail durur mu!
"İran'a gereken cevap verilecektir!” diye bas bas bağırır.
Öte taraftan Sam Amca İran tavşanına kaç İsrail tazısına tut demeye devam eder.
Neden?Çünkü oyun devam etmeli/yeni dünya düzeni için istenen zemin mutlaka oluşmalı/planlandığı gibi oluşturulmalıdır!
Sonuç:Özetleyelim;Filistin mazlumdu/haklıydı ve küresel kamuoyu nezdinde İsrail müttehem durumdaydı.
Sivil-asker ayrımı yapmaksızın Hamas saldırısı geldi,
Bir anda küresel kamuoyu İsrail tarafına geçti.
İsrail Gazze'yi yerle bir etti. Kadın-çocuk-yaşlı-gazeteci demeksizin 40 binden fazla insanı katletti,
Küresel kamuoyu bu defa İsrail'in/Netanyahu'nun karşısına geçer gibi oldu.
Bu tablo ve algı birilerince kabul edilemezdi,
Çünkü bölgede gelişmeler İsrail lehine olmak zorunda idi.
Tam bu safhada bölgenin en kullanışlı aparatı/-sözüm ona- bölgenin süresiz Batı düşmanı İran devreye girdi ve havai fişek konvoyunu İsrail'e yolculadı.
An itibariyle durum ne dersek?Ortadoğu'nun ortasında düşman saldırılarına maruz kalan
"mazlum-mağdur ve yardıma muhtaç bir İsrail” algısı!
Oyunun herkes farkında mı?
Evet.
Bırakın mazlum ve mağdur olmasını, bölgenin anasını ağlatan/bölge halklarına dönük soykırım yapan/Filistin'in topraklarına devlet terörüyle çöken bir İsrail'in varlığını herkes görüyor mu?
Evet.
İran'ın, sinsice/içten pazarlıklı ve Amerikan düşmanlığıyla Amerika'ya/İsrail'e en büyük dostluk eli uzatan bir ülke olduğunu ve bugün yaptığı havai fişek gösterisiyle de İsrail'in ekmeğine yağ sürdüğünü cümle alem biliyor mu?
Evet!
Ama heyhat!..Kimsenin elinden hiçbir şey gelmiyor!Olan tek şey; strateji ve taktiğe bile gerek duymaksızın "bam bam bam” şeklinde oynanan
"Savaş Oyunu”…Daha durun siz; Hizbullah mı dersiniz/Irak mı dersiniz/yeniden Suriye mi dersiniz/Ürdün mü dersiniz/Yemen-Arabistan ve Bab-el Mendez Boğazı mı dersiniz/Somali mi dersiniz/Birleşik Arap Emirlikleri-Umman ve Hürmüz Boğazı mı dersiniz/Mısır ve Süveyş Kanalı mı dersiniz; neler olacak neler!..
Bu arada, taşeron ve alt taşeron terör örgütleri de her an sahne alabilir.
Tıpkı işveren, yüklenici ve alt yükleniciler gibi…
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.