​Dava uğruna öldürüyorsan..

Bir dava uğruna ölünür evet. 
Bir dava uğruna hakarete uğranır, dayak yenir evet. 
Belki bu saldırılar esnasında, o anda, sana saldırıldığında, en kutsal hakkın olan hayatını korumak uğruna saldırgana zarar verebilirsin evet. 

Ama, hiç bir günahı olmayan, belki de uzun zamandır görmediği sevdiklerine, Çoluğuna, çocuğuna, anasına babasına kavuşmak için saat sayanları öldürmek..

Hangi dava için kutsal olabilir?
Siz bunu din uğruna yapıyorsanız, insanları o dinden,
Özgürlük uğruna yapıyorsanız, insanları özgürlükten,
Eşitlik uğruna yapıyorsanız,insanları eşitlikten,
Ne uğruna yapıyorsanız, insanları ondan soğutursunuz.

Çünkü, hiç bir din, hiç bir doktrin, hiç bir felsefe,
Daha iyiyi, daha güzeli, daha mutluyu, daha hakçayı, daha... daha... yı
Öneren hiç bir düşünce, inanç, felsefe öldürmeyi önermez. 
Sizden öldürmenizi istemez ve beklemez. 
Bunu isteyen ve bekleyen, önererek sizi kahraman olacağınıza inandıran,
O enstrümanı, sizi yönetmek ve istediğini yaptırarak, 
Hükümdarlığını sürdürmek için kullanan alçaklardır. 

Bizim kazanımılarımız olmayan, uğruna emek vermediğimiz, hiç bir çaba sarfetmeden, doğuştan ve tesadüfi sahip olduklarımız uğruna masum insanları, Çocukları öldürmek, canavarlık değildir de nedir?

Dini kimlikler, etnik kimlikler, milli kimlikler,şehir, mahalle, köy kimlikleri...
Peki, kimliklerden bir piramit yapsak, en üste neyi koyarız sizce?
İnsan kimliğini değil mi?
O zaman daha alttaki kimliklerin değeri ne olur?
O kimlikler uğruna, en üstteki insan kimliğinden vaz geçmek söz konusu olabilir mi?

Ya da akıllıca bir kazanım mıdır?
Hangi amaç uğruna öldürüyorsanız, ya amacınız sapkındır ya da siz.
Sizi bu eyleme yönlendirenler de sapkındır şüphesiz, 
Ama sizin aklınız başınızdaysa, hiç bir güç size adam öldürtemez. 
Hiç bir şey ama hiç bir şey,
Ne bir inanç, ne bir ideal masum insanların canından kıymetli değildir.

Elli, bilemediniz yüz yıl sonra torunlarımızın çocukları, bugünleri anlamakta zorlanacaklar.

"Eskiden insanlar idealleri uğruna masum insanları öldürürlermiş, ne acayip" diyecekler. 

Kutsallaştırdığınız ve daha ideal olduğunu öne sürdüğünüz inancınız, ideolojiniz ya da her neyse uğruna masumları öldürüyorsanız; bu çok ama çok afedersiniz bekareti korumak adına sevişmeye benzer. 

Bakınız Deniz Gezmiş neden efsanedir biliyor musunuz?
İdealleri uğruna adam kaçırmış, banka soymuştur evet.
Ama elinde kan lekesi yoktur. 
Hatta, kaçarken sığınmak için bir ev bulurlar, kapıyı çalarlar, açılmaz,
Telaşlıdırlar, sabredemezler, bekleyemezler, kilidi açmak için kilde ateş eder,
O esnada, ev sahibi (Şimdi rütbesini unuttum, teğmen ya da yüzbaşı) subay
Kapıyı açmak için elini uzatmıştır ve elinden yaralanır. 
Denizler içeri girer. Kısa bir moladan sonra ev sahibi subaya (bankadan çaldığı değil, kendi parasından) bir miktar uzatır ve "Biz gittikten sonra bununla tedavini yaptırırsın, kusura bakma" der. 

Asılarak idam edilip de idealleri uğruna kimseyi öldürmeyen,
Ama gözünü kırpmadan ölen Deniz'in ölmeden son sözü "Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği" omuştur. 

Sevgili Deniz,
Sen ideallerin uğruna kimseyi öldürmeyip, gözünü kırpmadan ölüme giderken, kardeş dediklerini dağda hüküm kurmuş olanlar, ya da din v.s kılıflarda çölde, metropolde hüküm kurmuş olanlar, gözlerini kırpmadan masumları öldürmeye gönderiyorlar. 

Tam güzel bir yazı yazayım, aşk meşk diyeyim dedim tadım kaçtı kusura bakmayın. 

Şimdiden iyi Bayramlar, nasıl olacaksa artık. 
OGÜNhaber