O yaşlardaki insanlar ev alıp satmaya kalksa, akli melekeleri yerinde mi diye Devlet Hastanesi’nden rapor isteniyor.
Bu ne hizmet aşkıdır yahu.
Yeter artık. Ayar veren, atarlı, giderli siyasetinizden, toplumu okuyamayan gözlerinizden, geçmişi takılmış saplantılarınızdan, ileriyi algılayamayan zihinlerinizden, anahtar yerine kilit olmayı seçmenizden ve bunu zeka, siyaset, işbilirlik, politik manevra falan filan sanmanızdan bıktık usandık.
Ayrılın, emekli olun, gidin torun falan sevin, balık tutun, ayağınız toprağa değsin falan.
Size bir sır vereyim mi?
Ne yaparsanız yapın, sonunda öleceksiniz.
Sıyrılın hırslarınızdan.
Öfkenizden.
O gülmemeyi marifet sayan asık suratlarınızdan.
O nobran hallerinizden.
Ağırbaşlılık zannettiğiniz sığlığınızdan.
Son kullanma tarihiniz çoktan geçti.
Raf ömrü bittiği halde, market sahibinin rafta unutup, ambalajında çürüyen, kokan ürünler gibisiniz.
Kapağınızı araladığımız anda pis koku saçıyorsunuz.
Bizim nefes almaya ihtiyacımız var.
Sizin keyfinizi ve takıntılarınızı tatmin etmek gibi bir sorumluluğumuz yok.
Biz sizin için var olan zavallılar değiliz.
Siz bize hizmet edin diye yarattığımız zavallılarsınız ve ülkenin en iyileri değil, siyasetten başka hiç bir işi beceremeyen kötünün iyilerisiniz.
Az kenara çekilin, yol açın yenilere.
Tazeye.
Gülümseyene.
Mizaha.
Hoşgörüye.
Barışa.
Enerjiye.
Çözüme.
Vizyona.
Yerel değil evrensel olana.
Ve saire ve saire.
Bir çekin elinizi yaaaa.
Siyasetten.
Ülkeden.
Ve üzerimizden.
Alın topunuzu bir sektirin gidin yaaa…
Okurken her birinizin aklına farklı biri ya da birileri gelebilir.
Çok var bunlardan.
Yazarken benim aklımda biri değil, her tarafa bulaşmış olan hepsi vardı.
Eminim benimle aynı duygudasınızdır.
Bunların antropozlu ergen halleri sokağa da yansıyor.
Atarsız.
Gidersiz.
Kavgasız.
Dövüşsüz.
Tecavüzsüz.
Güler yüzlü.
Gergin olmayan.
Barışçı.
Sevgi dolu.
Saygılı.
Kabullü.
Alçakgönüllü.
Muhabbetli.
Şenlikli günleri özledim.
Son olarak.
Bir Akdeniz ülkesinde Ortadoğu iklimi yaşamaktan sıkıldım.