Anayasa - Başkanlık

Vay masa devrildi, vay o devirdi, vay bu devirdi değil derdim. 
Kişileri, partileri konuşmak, taraf tutmak, suçlamak da değil.
Çünkü kişiler, partiler bugün var yarın yok. 

Bizim ihtiyacımız olan 10 sene sonra, ”İhtiyaca cevap vermiyor” diyerek değiştirmek zorunda kalmayacağımız bir anayasa. 

Ünlü ve çok değerli bir anayasa profesörünün, Server Tanilli’nin öğrencisi olarak yazacağım satırlarımı. 

Üçüncü köprüyü siyasiler mi yapıyor?
Boğaz tüp geçidini siyasiler mi yapıyor?
Nükleer santrali siyasiler mi yapıyor?
Hayır. 

Siyasiler ihtiyaç olup olmadığını tartışıyor, bir karar çıkıyor ve işin ehli, uzmanları, mimarlar, mühendisler falan çalışıp yapıyor. 

Hukuk zor bir alandır. 
Yazılacak metinin noktası virgülü dahi önemlidir. 
Hukuk mühendisliği ister. 
Evrensel bakış, vizyon ister. 
Kendine rağmen tarafsızlık ister. 
Hele ki yasaların bağlanacağı anayasa metnini yazmak ince işçilik ister. 
Öyle kasaba avukatlarıyla, intihal profesörleriyle olmaz. 
Anayasa kabulü için de referandum çok demokratik gibi görünür ama değildir. 

Bırakın anayasayı, açın medeni kanunu, borçlar kanununu, ceza kanununu, rastgele bir madde seçin okuyun. Ne kadarını ne kadar anlayacaksınız?

Yapın bunu. 
Basit. 
İnternetten arama motoruna medeni kanun 112. Madde yazın mesela. 
O yüzden bir masa kurulacaksa, orada siyasi parti temsilcileri değil, bu ülkenin angaje olmamış, uluslararası değer taşıyan anayasa profesörlerinin oturması lazım. 

Zaten siyasetçiler, yeni bir anayasa gerekliliği konusunda hemfikirler. Masaya oturacak hukukçuları seçerler ve kavga biter. 
Tabii gerçekten kendimize çalışacak anayasa istemiyorsak. 

Ben anayasanın kısa ve öz olanını severim. 
O zaman zırt pırt maddelerini değiştirmek zorunda kalmazsınız. 
Bu yüzden yeryüzünde değişmemiş tek anayasa vardır. Amerikan Anayasa’sı. 
Hepi topu 7-8 madde bir kaç sayfadan oluşur. Her kesin anlayabileceği çok basit bir metindir. 

Şimdi internetten bakıp araştıramayacağım. Üniversite bilgilerimle söylüyorum. 

Merak eden tek tuşla öğrenir 

Avrupa’daki anayasalar 70-100 madde civarındadır. 
Bizim anayasamız 177 maddedir. Yetmemiştir 16 da geçici maddesi vardır. 
Bu geçici maddelerin ne zaman geçeceği belli değildir. 
Maddeleri fıkralarıyla beraber topladığınızda koca bir kitapçık olur. 

Ne yani, gazetelerin spor sayfasından başka yerini okumayan, senede bir kitabı eline dahi almayan, alsa da bitiremeyen halkımız bu kitapçığı okuyacak, bizim okulda bile anlamakta zorlandığımız tüm o tuhaf sözcüklerden oluşan cümleleri kavrayacak ve fikrini belirtecek. 

Emin misiniz?
Ben değilim. 

Dürüst olun okur musunuz, yoksa genel seçimlerdeki falan eğiliminize, tuttuğunuz ya da karşı çıktığınız partiye göre mi oy verirsiniz?

Unutmayalım 82 darbe anayasası da referandumla, üstelik %92 oyla kabul edilmişti. 

O zaman rüzgar kahraman asker tarafından esiyordu ve büyük coşkuyla karşılandı yeni anayasa. 

Aradan 34 yıl geçti, rüzgar değişti yeni anayasa ihtiyacımız var. 

Tekrar ediyorum;
Gönlümden geçen, kısa, öz, bir maddede verdiği hakkı 20 madde sonra ‘ancak, aşağıdaki hallerde’ diyerek geri almayan, angaje siyasilerin değil, tarafsız hukukçu bilim insanları tarafından hazırlanmasıdır yeni anayasanın. 

BAŞKANLIK

1994’te Hürriyet’te yazmıştım. 
11 eyalet ve başkanlık sistemi Türkiye’nin hem coğrafi hem de andropolojik, hem de jeopolitik yapısına gayet uygundur. 

Federatif yönetim ve başkanlık sisteminden korkmamak lazım. 
Dünyanın en güçlü ülkeleri böyle yönetilmektedir. 

Başkanlıkta parlamento yokmuş kafasını da anlayamıyorum. 
Öyle bir sistem kurarsınız ki başkan ve yürütme attığı her adımdan parlamentoya hesap vermek zorunda kalır. 

Bakınız A. B. D. 

Çift meclisli parlamentoyu 12 Eylül diktatörleri yok etti. 
Bence gereklidir ve gündeme getireni duymadım. 

Senato ihtiyaçtır. 

Bunları tartışın. 

Yoksa seni başkan yaptırmayacağız üzerinden tartışma yürümez. 
Sistemdir esas olan. 
Kişiler kalıcı değildir. 
O yüzden, kişilerden azade, sistem tartışması yapılmalıdır. 

Ya da;
Amaaaaan bana ne, ne yaparsanız yapın yahu. 

O noktaya geldim ben. Kayıkçı kavgasından bezdim. Ya siz?
OGÜNhaber