Ayrıca, aynı Karar’da, 13 Eylül 2018 tarihinden itibaren otuz gün içinde, daha önce düzenlenmiş yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedellerin, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca belirlenen haller dışında Türk Parası olarak taraflarca yeniden belirlenmesi gerektiği de belirtildi.
Bu uygulamanın usul ve esasları ise, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan iki ayrı Tebliğ ile belirlendi (6 Ekim 2018 tarihli ve 30557 Sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2018-32/51, 16 Kasım 2018 tarihli ve 30597 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2018-32/52 No.lu Tebliğler).
Daha önce düzenlenmiş yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bedellerin, belirlenen haller dışında Türk Lirası olarak taraflarca yeniden belirlenmesine ilişkin olarak verilen
30 günlük geçici sürenin 13 Eylül 2018 tarihinden itibaren başlamasıyla birlikte,
kamuoyunda bir damga vergisi polemiği de aldı başını gitti.
Bu polemik, 22 Kasım 2018 Perşembe günü itibariyle nihayet son buldu.
Bu Konuda Uzmanlarca İleri Sürülen Görüşler Nelerdi?
Bu konuda
bazı yazarlar; daha önce düzenlenmiş yürürlükteki sözleşmelerdeki döviz cinsinden kararlaştırılmış bulunan bedellerin Türk Parası olarak taraflarca belirlenmesine yönelik olarak yeniden düzenlenecek sözleşmelerden, kanuni zorunluluktan kaynaklanması nedeniyle yeniden damga vergisi alınmayacağını,
bazı yazarlar ise, Damga Vergisi Kanunu’nda değişiklik yapılarak buna bir istisna getirilmediği sürece, döviz cinsinden kararlaştırılmış bedellerin Türk Parası’na çevrilmesine ilişkin olarak düzenlenecek bu sözleşmelerden yeniden ikinci kez damga vergisi alınacağını iddia ediyorlardı.
Peki, Biz Bu Konuda Ne Demiştik?
Biz ise, bu konuda Damga Vergisi Kanunu'nun 14. Maddesinin ikinci fıkrasına dayanarak,
- Sözü edilen Karar’dan önce düzenlenmiş bulunan sözleşmelerdeki dövizin, ilk sözleşmeye atıfta bulunularak ek bir sözleşme düzenlenmek suretiyle taraflarca TL.ye çevrilmesinde damga vergisinin sadece dövizin TL.ye çevrildiği tarihteki kur’dan daha yüksek bir kurla TL.ye çevrilmesi halinde söz konusu olabileceğini ve damga vergisinin sadece artan bedel üzerinden ödeneceğini,
- Örneğin, sözleşmede yer alan ABD Doları cinsinden belirlenen bedelin TL.ye çevrileceği tarihteki kur’un 1 ABD Doları= 6.30 TL olması halinde, sözleşme bedeli doların 6.30 TL üzerinden veya daha düşük bir kur üzerinden TL.ye çevrilmesi halinde damga vergisinin söz konusu olmayacağını, TL.ye çevirme işleminin 6.30 dan daha yüksek bir kurla (örneğin 6.40, 6.50 vb.) yapılması halinde damga vergisinin söz konusu olacağını, damga vergisinin ise sadece artan bedel üzerinden ödeneceğini belirtmiştik.
(Bkz. 13 Eylül 2018 tarihli ve 2018/38 Sıra No.lu Sirkülerimiz)
Maliye, Yayınladığı Sirküler İle Bu konuda Yaşanan Polemikleri Bitirdi!
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı, 22 Kasım 2018 Perşembe günü yayınladığı 22 Sıra No.lu Damga Vergisi Sirküleri ile, 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında döviz cinsinden kararlaştırılmış sözleşmelerdeki bedellerin Türk Lirası olarak değiştirilmesine ilişkin düzenlenen kağıtlarda damga vergisi konusuna açıklık getirerek, bu konudaki tereddütleri giderdi, yaşanan polemikleri bitirdi.
Gelir İdaresi Başkanlığı söz konusu Sirkülerde;
1) 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında döviz cinsinden düzenlenmiş olan sözleşmelerin bedellerinin Türk Lirası (TL) olarak yeniden belirlenmesine ilişkin düzenlenen kağıtların,
- Sözleşmelerin diğer maddelerinde (taraf, süre uzatımı, yeni iş ilavesi vb.) bir değişiklik yapılmaksızın münhasıran bedele ilişkin düzenleme yapılması,
- Yapılacak değişiklik sonrası Türk Lirası cinsinden belirlenecek toplam bedelin, ilk sözleşmede yer alan döviz cinsinden bedel ile değişikliğe ilişkin kağıdın düzenlendiği tarihteki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca ilan edilen cari döviz satış kurunun çarpımı suretiyle bulunacak tutarı geçmemesi,
- İlk sözleşmeye atıf yapılmış olması şartlarını birlikte taşıması halinde, söz konusu değişikliğe ilişkin kağıtlardan ayrıca damga vergisi aranılmayacağını,
2) Sözleşme bedelinin Türk Lirasına uyarlanmasına yönelik düzenlenen kağıdın, yabancı para ile düzenlenen sözleşmenin diğer maddelerinde bir değişiklik yapılmaksızın, düzenlendiği tarihteki Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası döviz satış kurlarına göre hesaplanacak tutardan daha yüksek bir bedel içermesi durumunda, ilk sözleşmedeki damga vergisinin azami tutardan ödenmemiş olması kaydıyla, artan tutar üzerinden damga vergisine tabi tutulması gerektiğini, yabancı para cinsinden düzenlenen sözleşmelerde damga vergisinin azami tutardan ödenmiş olması halinde ise, değişikliğe ilişkin kağıdın yukarıda belirtilen nitelikleri haiz olması kaydıyla, artan bedel nedeniyle bu kağıttan ayrıca damga vergisi aranmayacağını,
3) Bedelin Türk Lirası olarak belirlenmesine ilişkin düzenlenen kağıdın, ilk sözleşme yerine yeni bir sözleşme olarak veya aynı sonucu doğuracak şekilde bedel dışındaki unsurları da değiştirecek şekilde düzenlenmesi halinde, bu kağıt için genel hükümler çerçevesinde damga vergisi aranılacağını açıklamıştır. Konu hakkında söz konusu Sirkülerde yer alan Örnek ise aynen aşağıdadır:
Örnek 1:
5/5/2016 tarihinde toplam sözleşme bedeli 100.000 USD olan bir sözleşme imzalandığını; 85 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı kapsamında, 2016 tarihli sözleşmenin diğer koşullarında bir değişiklik olmaksızın sözleşme bedelinin Türk parası ile değiştirilmesi için 14/9/2018 tarihinde ilk sözleşmeye atıf yapan bir sözleşme düzenlenmiş olduğunu varsayalım (14/9/2018 tarihinde geçerli TCMB döviz satış kuru 1 USD=6,3681).
Değişikliğe ilişkin sözleşmenin düzenlendiği 14/9/2018 tarihi itibarıyla 5/5/2016 tarihli sözleşmenin toplam bedeli, (100.000 USD *6,3681) 636.810 Türk Lirası olarak dikkate alınacaktır. Buna göre, bedelin Türk Lirası olarak belirlenmesine ilişkin 14/9/2018 tarihli sözleşmede,
- Bedelin 636.810 Türk Lirası veya altında bir bedel olarak belirlenmesi durumunda, değişikliğe ilişkin kağıt nedeniyle damga vergisi aranmayacaktır.
- Bedelin 636.810 Türk Lirasını geçmesi halinde, değişikliğe ilişkin kağıt için artan tutar üzerinden nispi damga vergisi alınacaktır.
Sonuç Olarak;
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı yayınladığı 22 Sıra No.lu Damga Vergisi Sirküleri ile, Türk Lirası’na uyarlanacak sözleşmelerde yaşanan ve bir ara söz konusu düzenlemenin bile önüne geçen damga vergisi polemiğini bitirdi. Keşke bu Sirküler daha önce yayınlanmış olabilseydi ve bu konuda yaşanan polemikler Ekim ayı Damga Vergisi Beyannamesinin verileceği tarihten bir gün önceye kadar uzamasaydı. Ancak, yine de bu Sirkülerin yayınlanmasını son derece önemli ve değerli buluyor, bu konudaki hassasiyetleri için Gelir İdaresi Başkanlığı yetkililerine teşekkür ediyoruz.
Ayrıca, döviz cinsinden kararlaştırılmış sözleşmelerdeki bedellerin TL.ye çevrilme zorunluluğunun getirildiği tarihte açıkladığımız şahsi görüşümüzün, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın söz konusu Sirkülerde yer alan resmi görüşü ile birebir aynı olduğunu belirtmek isteriz.