İptal Edilen Düzenleme Neydi?
İptale konu düzenleme, 2019 öncesi kur farklarının KDV’ye tabi olup olmadığı ile ilgili.
Maliye, KDV Genel Uygulama Tebliğinde, "kur farklarının vade farkı, fiyat farkı gibi KDV’nin matrahına dahil olduğu ve KDV’ye tabi bulunduğuna" dair düzenleme yaptı. Bu düzenleme, 1 Mayıs 2014 tarihinden itibaren yürürlüğe girdi. Aslında, Maliye'nin Tebliğden önceki görüşü de bu doğrultuda. Yani, Maliye, özelgelerle verdiği görüşünü Tebliğe taşıdı.
İptal Davası Hangi Gerekçeyle Açıldı?
İptal davası, Maliye'nin yaptığı düzenlemenin Kanunda yer almadığı, Tebliğ ile bu şekilde düzenleme yapılamayacağı, bunun Anayasa'nın 73. Maddesine aykırı olduğu iddiasıyla açıldı.
Danıştay Verdiği Kararlarla Bir İleri, İki Geri Adım Attı!
Danıştay 4. Dairesi, "Kur farklarının işlevsel olarak vade farkı ve fiyat farkı gibi mal ve hizmetin karşılığını oluşturan bedele dahil ekonomik bir değer olduğu ve KDV'ye tabi bulunduğu" gerekçesiyle açılan davayı reddetti (Danıştay 4. D.nin 18.05.2017 tarihli ve E:2014/4834, K:2017/4605 sayılı Kararı). Davacı, bu kararı Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz etti.
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu, "Kanunun 24/c maddesinde yer alan "gibi" ifadesinden yola çıkılarak kur farkının vade farkı mahiyetinde olduğu kabul edilmek suretiyle KDV matrahına dahil edilmesinin hukuk devletinin unsurlarından biri olan hukuki belirlilik ilkesiyle bağdaşmadığı, ayrıca dava konusu Tebliğ ile KDV matrahına ilişkin hükümlerin yorum yoluyla genişletilmesinin verginin kanuniliği ilkesine de aykırılık oluşturduğu, bu nedenle bedelin farklı zamanlarda ödenmesi nedeniyle zaman içinde oluşabilecek kur farklarının matraha ilave edilmesinin mümkün olmadığı" gerekçeleriyle, Danıştay 4. Dairesinin söz konusu kararını bozdu (Danıştay VDDK’nın 18.05.2017 tarih ve E.2014/4834, K.2017/4605 sayılı Kararı).
Maliye: Bozma Kararı Sonrasında Yeni Karar Verilinceye Kadar Tebliğ'deki Düzenleme Geçerli
Maliye, bozma kararı üzerine bir Genel Yazı çıkararak, VDDK’nın bozma kararı üzerine Danıştay 4. Dairesi tarafından yeniden karar verilinceye kadar, bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği KDV’ye tabi işlemlerde KDV Genel Uygulama Tebliğinin (III/A-5.3) ve (III/B-1.2.2) bölümlerinde yer alan açıklamalara göre işlem tesisine devam edileceğini açıkladı (GİB’in 16.08.2018 tarihli ve 64994458-130 [5524-244]-E 108587 sayılı Genel Yazısı).
Maliye, İptal Olasılığını Gördü, Vakit Kaybetmeden Kanun Değişikliği Yaptı!
Maliye, Tebliğdeki düzenlemenin iptal olasılığını görerek, KDV Kanununun 24/c Maddesinde 7161 sayılı Kanunla düzenleme yaptı ve satıcı lehine oluşan kur farklarının KDV’ye tabi olduğu hususunu açıklığa kavuşturdu. Yani, konuyu netleştirerek tartışmaya kapattı. Söz konusu düzenleme, 18 Ocak 2019 tarihinde yürürlüğe girdi.
Maliye Tahmininde Haklı Çıktı, Danıştay Kur Farkı Düzenlemesini İptal Etti!
Maliye'nin tahmini tuttu, Danıştay 4. Dairesi VDDK'nın bozma kararına uyarak, KDV Genel Uygulama Tebliği'nin kur farkları ile ilgili (III/A-5.3) bölümü ile (III/B-1.2.2) bölümünde yer alan düzenlemelerini iptal etti (Danıştay 4. D.nin 13.03.2019 tarihli ve E.2018/6584, K.2019/1881 sayılı Kararı).
Maliye Yeni Kararı Temyiz Etti, Ancak Danıştay VDDK Temyiz Talebini Reddetti!
Maliye, Danıştay 4. Dairesi'nin VDDK'nın bozma kararına uyarak verdiği yeni iptal kararını temyiz etti. Ancak, Danıştay VDDK, Maliye'nin temyiz talebini reddetti (Danıştay VDDK’nın 23.10.2019 tarih ve E.2019/902, K.2019/707 sayılı Kararı).
Böylece 2019 Öncesi Kur Farklarının KDV'ye Tabi Olmadığı Hususu Netleşti!
Danıştay'ın iptal kararının kesinleşmesi sonrasında, KDV Genel Uygulama Tebliği'nin yürürlüğe girdiği 1 Mayıs 2014 tarihi ile 7161 sayılı Kanunla KDV Kanununun 24/c maddesinde yapılan değişikliğin yürürlüğe girdiği 18 Ocak 2019 tarihleri arasında (1 Mayıs 2014 – 17 Ocak 2019) geçen sürede, KDV'ye tabi mal teslimi ve hizmet ifalarından doğan kur farklarının KDV'ye tabi olmadığı hususu netleşti, açıklığa kavuştu.
İptal Kararı Kesinleşti, Ancak Maliye Açıklama Yapmadı!
Maliye, ilk bozma kararından sonra bir genel yazı çıkararak, yeni karar verilinceye kadar kur farklarında KDV uygulamasına ilişkin düzenlemeye devam edileceğini açıkladı. Ancak, iptal kararı ve bu kararın kesinleşmesi sonrasında, bir genel yazı çıkarmadı, bu konuda ne şekilde işlem yapılacağı ile ilgili yeni bir açıklama yapmadı.
Vergi İncelemelerinde İptal Kararı Neden Dikkate Alınmıyor? İptal Kararına Rağmen Neden Cezalı Tarhiyatlar Yapılıyor?
İptal kararına rağmen, 2019 öncesi yıllarla ilgili olarak yapılan vergi incelemelerinde iptal kararı dikkate alınmıyor, vergi daireleri ise tarhiyatlara devam ediyor! Bunun nedeni sorulduğunda ise, tek bir cevap veriliyor: Maliye, iptal kararı ile ilgili olarak Genel Yazı, İç Genelge veya Sirküler çıkarmadı, bu konuda yapılacak işlemleri açıklamadı!
İptal Kararı, 2019 Öncesi Yıllarla İlgili Vergi İncelemeleri İçinde Geçerli ve Bağlayıcı!
2019 yılı öncesi yıllarla ilgili yapılan veya yapılmakta olan vergi incelemelerinde, Danıştay'ın iptal kararının dikkate alınması ve bu şekilde ortaya çıkan kur farkları için KDV tarhiyatı önerilmemesi ve vergi dairelerince de tarhiyat yapılmaması gerekiyor. Yani, iptal kararı herkes için geçerli ve bağlayıcı.
Mükellefin Suçu Ne, İptal Kararına Rağmen Neden Konu Yargıya Taşınsın İsteniyor?
Bunun tek bir nedeni var, o da inatçılık. İptal kararı kesinleşti, artık değiştirilmesi de mümkün değil. Bu nedenle, mükellefler daha fazla mağdur edilmemeli, hatalı olarak yapılan tarhiyatların yargıya taşınması önlenmeli, yazılan raporlar düzeltilmeli ya da işleme konulmamalı. Bu konuda açılacak bir davanın Maliye lehine sonuçlanması imkânsız. Unutulmamalı ki, sadece dava kaybedilmiyor, bir de konunun maddi boyutu var: Dava masrafları var, avukatlık vekalet ücreti var, yasal faizi var, yani var da var! Peki, bu masrafları kim ödeyecek?
Bize göre, Maliye'nin iptal kararı ile ilgili olarak yeni bir Tebliğ ya da Genel Yazı veya Sirküler yayınlayarak, bu durumu açıklamasında fayda var!