Düzce'de yaşayan köylü kadınlar, sağlık ve çevre alanında pilot üniversite olan Düzce Üniversitesi bünyesinde sürdürülen bilimsel çalışmalara tıbbi ve aromatik bitki yetiştirerek destek sağlıyor.

Köylü kadınlardan bilime imece usulü 'destek'

Yükseköğretim Kurulunca (YÖK) hazırlanan bölgesel kalkınma odaklı proje kapsamında, sağlık ve çevre alanında çalışmalar yapan Düzce Üniversitesi Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezince (DÜBİT), kent genelindeki çiftçilere ulaşılarak tıbbi ve aromatik bitki dikimi eğitimi verildi. 

Toprak analizleri ve bitki seçimi sonrasında çalışmalara başlayan Hacıyakup köyündeki Leyla Kardüz, Müzeyyen Kolamaç, Asiye Horuz ve Emine Demircan, fındık bahçeleri haricinde bahçeleri olmadığı için komşularından arazi kiraladı. 4 dönümlük araziye ada çayı fidesi diken kadınlar, sergiledikleri girişimcilik örneğiyle takdir topluyor.

Köylü kadınlar, üniversite bünyesinde sürdürülen bilimsel çalışmalarda kullanılmak üzere imece usulüyle tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriyor. 

"Her aşamada çiftçilerimizin yanındayız"

DÜBİT Saha Çalışmaları Koordinatörlüğünde görev yapan Öğretim Görevlisi Mehmet Fatih Çakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, üniversite olarak tıbbi ve aromatik bitki alanında önemli çalışmalar yaptıklarını söyledi.

Çakır, bölgenin toprak analizini çıkardıklarını ve alanda hangi tıbbi ile aromatik bitkinin ekilmesi gerektiğine karar verdiklerini anlattı.

Bölgede fındık işiyle uğraşan fakat farklı bitkiler yetiştirmek isteyen 45 çiftçiye ulaştıklarını ve toprak analizinin ardından çalışmalara başladıklarını anlatan Çakır, şunları söyledi:

"Pilot üniversite seçildikten ve çalışmalara başladıktan sonra kekik, lavanta, ada çayı ve melisa gibi bitkiler çiftçilerimize tanıtıldı. Bu işi daha çok kadın çiftçilerimiz yönetiyor. Burada ada çayı üretimi yapıyor. Dört dönümlük araziyi 4 kadın çiftçi bölüşerek, ekim ve bakımlarını ortaklaşa yapıp ada çayı elde ediyor."

Ada çayının önemli bir gelir kaynağı olduğunu, kadınların da bu işten ev ekonomisine destek sağladığını vurgulayan Çakır, "Hem dünyada hem de ülkemizde bu bitkinin önemi her geçen gün artmaktadır çünkü ilaç, gıda ve kozmetik alanlarda bu bitki kullanılıyor. Birim alanda bu bitkinin getirisi de yüksek. Bu bitkiler çok yıllık bitkiler. Gelecek yıl bu bitkinin getirisini kadınlarımız daha net görecek." ifadelerini kullandı.

Çakır, üniversite olarak tıbbi ve aromatik bitki ekimi, takibi ve bilimsel çalışma alanında uzun bir yol katettiklerini aktararak, şöyle devam etti:

"150 dekarın üzerinde bir üretim alanımız var. Bu sadece Düzce ile de sınırlı değil, Bilecik, Sakarya ve Bolu gibi illerden meraklı olan çiftçiler bize geliyor. Üniversite olarak öncelikle bu bitkileri tanıtıyoruz, bölgede yetişip yetişmeyeceğini söylüyoruz. Üretimin ilk aşamasından hasada kadar tüm aşamalarda çiftçilerimizin yanında yer alıyoruz."

"Üretimi daha büyük alanda yapmak istiyoruz"

Üreticilerden Leyla Kardüz de bir hevesle başladıkları ada çayı üretiminde akademisyenlerle güzel yol aldıklarını söyledi.

Akrabası olan kadınlarla imece usulüyle çalıştıklarını belirten Kardüz, şöyle dedi:
"Ekim yaptığımız yer önceden kavak ağacı bölgesiydi. Bu yıl kesim yapıldı, biz de temizlik yaptık burada. Yer lazımdı bize, burayı kiraladık. Ada çayı üretimi için burayı kiralayarak çabalayıp bu hale getirdik. Burada iş yardımlaşma şeklinde oluyor. Bir kişi bu kadar yeri tek başına yapamaz, birer dönüm olacak şekilde pay ettik. Bugün bana, yarın bir başkasına dikim yapıyoruz, hepimizin işini aynı anda görüyoruz."

Kardüz, köylerinde fındık üretiminde erkeklerin, yeni bir alan olan tıbbi ve aromatik bitki alanında ise kendilerinin söz sahibi olduğuna işaret ederek, "Üniversitemiz sağ olsun, onların sayesinde bu işi öğrendik. Ada çayı ya da kekik yetiştirmenin nasıl olduğunu bilmiyorduk. Geçen yıl üniversitenin örnek bahçesinde hasat şenliği oldu. Bu işi orada duyduk, aileye katkı olsun diye bu işi yapmak istedik. Fındık bahçelerinin dışında diğer alanlarda mısır, fasülye ekiyorduk. Topraklarımız her şeye verimli. Biz de bunu değerlendirelim dedik, sadece fındık üretimiyle kalmayalım istedik."

Müzeyyen Kolamaç ise bu işle kazanç elde etmek için uğraştıklarını dile getirerek, "Bu bahçeyi ektik, başka bahçelerimiz de var. Kazanç elde etmek için uğraşıyoruz. 4 kişiyiz, hepimiz akrabayız. Bir gün bana, bir gün diğerine şeklinde devam edip çalışıp duruyoruz." ifadelerini kullandı.

Kolamaç, daha büyük bir arazi kiralayarak üretimi daha büyük bir alanda gerçekleştirmek istediklerini sözlerine ekledi.
OGÜNhaber