Azmi ve başarısıyla down sendromluların hayatın her alanında var olabileceğini gösteren 27 yaşındaki İrem Arslan, 2 yıldır bir bankanın Reklam ve Halkla İlişkiler departmanında çalışıyor.
Bir bankanın Reklam ve Halkla İlişkiler departmanında 2 yıldır çalışan down sendromlu İrem Arslan, ayakları üzerinde durmanın ve kendi ifadesiyle hayatını, "özgür bir kadın" olarak sürdürmenin mutluluğunu yaşıyor.
Zorlu bir çocukluk sürecinin ardından eğitim hayatında elde ettiği başarılarla toplumsal ön yargıları kırarak tüm engelleri aşan 27 yaşındaki İrem Arslan, 5 yıldır çeşitli alanlarda iş hayatında aktif rol alıyor.
Henüz 1 yaşındayken doktorunun ailesine, "7 yaşına kadar el sallayabilirse sevinin" dediği İrem Arslan, gündelik hayatın her alanındaki varlığıyla down sendromlulara ve ailelerine, eğitim ve azmin gücünü gösteriyor.
"İş hayatı bağımsızlığa ilk adımımdı"
İrem Arslan, AA muhabirine down sendromluların hayatın her alanında daha fazla ve güçlü bir şekilde var olduğunu söyledi.
İlk okula başladığında tüm engellere rağmen başarılı olacağına inandığını anlatan Arslan, "Tüm arkadaşlarımla çok iyi anlaştım. Dördüncü sınıfta takdir belgesi aldım ve daha fazla motive oldum. Hiçbir zaman başarısız olacağımı düşünmedim. Bazı farklılıklarımın bir ayrıcalık olduğunu biliyordum ve bu düşünceler mutlu ve başarılı olmamı sağladı. Öğretmenlerimin de desteğiyle hakkettiğim yerlere gelmek için önümde olan tüm engelleri açtım." dedi.
Eğitim hayatındaki başarılarına ek olarak kişisel yeteneklerini geliştirmek için de mücadele verdiğini anlatan İrem Arslan, down sendromlu olmanın hayatın hiçbir alanında gerçek bir engel olmadığını söyledi.
Arslan, iş hayatına atılmasıyla birlikte yaşamında yeni bir sürecin başladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Okulu bitirdikten sonra bilgi ve yeteneklerimi özgür bir birey gibi aktarabileceğim bir iş aramaya başladım. Bu dönemde Down Sendromu Derneğine başvurdum ve onların birçok eğitimine katıldım. "+BiDown Kariyer ve Bağımsız Yaşam Akademisi"nde bağımsız yaşamayı tüm boyutlarıyla öğrendik. Hayatta kararlarımızı tek başımıza alabilmek için ne ihtiyacımız varsa orada öğrendik. Ardından derneğin Bağımsızım Çünkü Çalışıyorum: İş Koçu Destekli İstihdam Programı aracılığıyla özel bir bankada çalışmaya başladım. İş arkadaşlarımla ve yöneticilerimle çok güzel bir iletişimimiz var. İş hayatı bağımsızlığa ilk adımımdı. Özgür bir kadın olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu duyguyu diğer tüm arkadaşlarımın da yaşamaları için öncelikle ön yargılarımızdan uzaklaşmalıyız. "
Çalışmadığı günlerde ise hobilerine zaman ayırdığını anlatan İrem Arslan, "Bir dans grubunda uzun zamandır dans ediyorum ve gösterilere katılıyorum. Sinema ve tiyatroyu çok seviyorum. Filmleri yakından takip ediyorum. Müzik dinlemeyi seviyorum. " ifadelerini kullandı.
"Doktor '7 yaşına kadar el sallarsa sevinin' dedi"
İrem'in annesi Hülya Arslan da karşılaştıkları en büyük engelin insanların ön yargıları olduğunu söyledi.
Arslan, doğduktan 8 ay sonra çocuğunun down sendromlu olduğunu öğrendiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Kızımın tesadüfen down sendromlu olduğunu öğrendik. Önceden sağlık sistemimiz bu kadar iyi değildi ve süreçler gerçekten çok yavaş ilerliyordu. İrem'i Türkiye'nin çok iyi hastanelerinden birine götürdüm. Doktor '7 yaşına kadar el sallarsa sevinin.' dedi. İrem'in eğitim alabileceği yerlerin sayısı da o dönemlerde çok azdı. Haftada sadece yarım saat eğitim alabiliyordu. Özel okullar çok pahalıydı. 4 yaşında Marmara Üniversitesinin Küçük Adımlar programına katıldı. Orada bize gerçekten çok yardımcı oldular. Ardından 55 kişinin eğitim gördüğü bir ilköğretim okuluna başladı. Burada öğretmenleri İrem'in yeteneklerini keşfetti. Öyle ki 4.sınıfta takdir belgesi aldı. Eğitim hayatı ilköğretimden sonra mesleki eğitim okulunda devam etti. Burada da çok başarılı oldu."
Eğitim hayatının ardından İrem'in yetenekleri doğrultusunda çalışabileceği bir şirket aradıklarını anlatan Arslan, bu süreçte İrem'in Down Sendromu Derneği'nin desteğiyle bir teknoloji mağazasında işe başladığını ifade etti.
Arslan, çalışmaya başladıktan sonra kızının değişen yaşamını şöyle anlattı:
"Onun işe başlaması ve hayatta ayakları üzerinde durabilmesi bizim en büyük mutluluğumuzdu. Onun sevinci, heyecanı ve azmi ailemizi güçlendirdi. Ama en önemlisi İrem down sendromlu çocuğu olan aileler ve toplum için bir örnek oldu. Kızımla gurur duyuyorum. Umarım şirketler iş yaşamında İrem gibi yetenekli ve başarılı gençlere daha fazla yer verir."