Eskişehir'de çeşitli hastanelerde şifa dağıtan doktorlar, günün sonunda boks yaparak yorgunluktan ve stresten uzaklaşıyor.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Spor Kulübü antrenörü Yılmaz Ayar'ın çalıştırdığı ESOGÜ Tıp Fakültesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Vural, Yunus Emre Devlet Hastanesi Acil Servis Bölümü doktorları Barış Esen ve Sabri Polat ile tıp fakültesi 4. sınıf öğrencisi Faruk Ay, yorgunluk ve stresin ilacını boksta buldu.
Prof. Dr. Vural, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 yıl önce yetişkin oğluyla başladığı boksu o günden bu yana antrenör Yılmaz Ayar ile sürdürdüğünü kaydetti.
Boksu isteyerek ve severek yaptığını ifade eden Vural, şöyle konuştu:
"Boks, spor olarak insanları korkutuyor ancak öyle algılamamak gerekiyor. Antrenmanlardan sonra kendimi rahatlamış hissediyorum. Sporun her türü çok güzel. Gerekli önlemleri alıp, uygun bir antrenörle usulüne uygun çalıştıktan sonra sporların en iyisi. Antrenman düzeyinde yapıldığında insanı sağlıklı ve dinç yapan bir spor dalı. Özellikle kask kullanarak, ısınma prosedürünü iyi uyguladığınızda iyi bir spor. Boks yaptığımı duyan meslektaşlarım meraklanıyor."
Vural, beyin cerrahisi, acil tıp, ortopedi hekimlerinin pek çok travma çeşidini görebildiklerine değinerek, "Boks da travmaya neden olsa da trafik kazası ülkemizde en çok görülen travma çeşidi. Boksa bağlı travmaların hastalığa net bir şekilde neden olduğuna yönelik ispatlanan çalışmalar yok. Kask takıp, doğrudan yüze sert darbeler almadığınız sürece amatör olarak boks, rahatlıkla yapılabilir." diye konuştu.
"Boks deyince akla kavga gelmemelidir"
Yunus Emre Devlet Hastanesinde acil tıp uzmanı olarak görev yapan doktor Barış Esen de boksu son bir yıldır aktif şekilde yaptığını vurguladı.
Boksu yapmayı bir hekim olarak önerdiğini anlatan Esen, şöyle konuştu:
"Yeterince efor sarf ettiren bir spor dalı. Boks vücudun esnekliğini sağlamasının yanında belli bir çalışma disiplini koymanızı sağlayıp birçok yönden pozitif etki yaratıyor. Boksa başlayanların diğer spor dallarına ilgisi kalmıyor. Bu spor çok güzel. Bize tıbben 'boksör kırığı' denen kırıklar nedeniyle gelen çok hastamız oluyor ancak onlar boks yaptığından değil, yanlış vuruş tekniğinden kaynaklanan hatalardan oluşan kırıklar. 'Boks' deyince insanların aklına kavga gelmemelidir. Düzgün tekniklerle antrenman gibi yapılırsa sakatlık riskinin minimum olduğu bir spor dalıdır. Birçok hekim arkadaşım da boksa başladı. Boksta yaptığımız antrenmanlar ne kadar yorucu olsa da zihnen dinlendiriyor."
"Boks kişisel gelişime olumlu katkılar sunuyor"
Aynı hastanede görevli acil servis doktoru Sabri Polat ise 4,5 yıl önce başladığı boksun kendisini işin stresinden uzaklaştırdığını söyledi.
Boksla daha sakin ve ılımlı bir insana dönüştüğüne değinen Polat, "Daha önce agresif biriydim. Boksla tanışmamın ardından sakinleştim. Boks sportif kazanımlarının yanı sıra kişisel gelişime de olumlu katkılar sunuyor. Bir hekim olarak boks sporunu öneriyorum." dedi.
ESOGÜ Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Faruk Ay da boksa babasının yönlendirmesiyle 5 yıl önce başladığını dile getirdi.
Boksun önceleri kendisi için vakit geçirilen bir aktivite olduğunu belirten Ay, "Daha sonra alıştıkça kopamadım. Öğrencilik hayatıma hiçbir zorluğu olmuyor. Profesyonelce yapılmayıp, amatör evrede kalındığı sürece hiçbir sakıncası bulunmayan bir spor dalı. Tıpta öğrenim gören arkadaşlarım boks yaptığımı öğrenince merak edip, birçok sorular yöneltiyor. Spor olarak yapılmasını herkese tavsiye ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Boks bir saldırı değil, savunma sporudur"
Boks antrenörü Yılmaz Ayar ise tıp camiasının kendisinden boks öğrenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Vatandaşları boksa teşvik ettiğini anlatan Ayar, "Profesöründen öğrenciye kadar birçok kişi büyük bir zevkle boksa geliyor. Profesyonel sporcular gibi güzel ve düzenli antrenmanlar yapıyorlar. Burada herkes aynı seviyede. Hiçbir ayrım yapmıyoruz. Boks bir saldırı değil, savunma sporudur. Herkesin rahatlıkla yapabileceği bir spor dalı." diye konuştu.