Adana'da doğuştan görme engelli olan 50 yaşındaki Mahir Şamlı, tam 24 yıldan bu yana öğretmenlik yapıyor.
Hiç kimsenin yardımı olmadan her gün yaklaşık bir kilometre yol yürüyüp okuluna ulaşan Şamlı, öğrencileriyle de yakından ilgileniyor. Öğretmenliğin kendisi için bir yaşam biçimi olduğunu kaydeden Şamlı, “Her ne kadar görmesem de hissediyorum. Öğrencilerimi yürekten hissederek onlara yardımcı olmaya çalışıyorum.” dedi.
Osmaniye’nin Kadirli ilçesine bağlı Aşağı Bozkuyu köyünde Şamlı ailesinin 8 çocuğundan biri olan Mahir Şamlı, henüz 2 yaşında küçük bir çocukken annesi Elif Şamlı, onun gözündeki rahatsızlığı fark etti. Doktora götürüldüğünde her şey için çok geçti. Eğer 6 ay önce hastaneye götürülmüş olsaydı küçük Mahir, o dönem yeniden görebilecekti ama olmadı. Bir arkadaşının yönlendirmesiyle babası onu görme engellilere yönelik özel bir okula gönderdi.
Lisede normal öğrencilerle aynı sıralara paylaşan Mahir Şamlı, bu durumun kendisi için önemli bir avantaj olduğunu anlatan Şamlı, “Eğer özel okula gitseydim, bu kadar başarılı olamazdım” dedi. Çocukluktan bu yana psikolojiye ayrı bir ilgisi olduğunu, bu yüzden de ilk kez girip kazandığı üniversite sınavında ilk tercihinin de ‘Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik’ olduğunu belirten Şamlı, 1994 yılından bu yana da öğretmenlik yaptığını anlattı.
Öğrencileri için bir kilometre yürüyor
İnsanların ön yargısını ve kendisine olan bakış açısını değiştirmenin hiçte kolay olmadığını dile getiren Şamlı, “Zaman, her şeyin ilacı. Ve insanlar da beni zamanla tanıyarak ön yargılarını aşıp, bana güvendiler.” ifadesini kullandı. Evli ve biri 15, diğeri de 18 yaşında olmak üzere iki kız çocuğu babası olan Şamlı, her gün yaklaşık bir kilometre yol kat edip, görev yaptığı Turgut Özal Anadolu Lisesi’ne ulaşıyor.
“Görmesem de hissediyorum”
Mahir Şamlı, görme engelliler için özel olarak tasarlanan bastona alışmadığı için de hiç kimsenin yardımı olmadan yer gün bir kilometre yol kat edip, okula gidip geliyor. Okulda da kendisine ait özel bir odası olan Şamlı, öğrencileriyle de yakından ilgileniyor. Şamlı, “Her ne kadar görmesem de hissediyorum. Öğrencilerimin ses tonundan, yürüyüşlerinden onların duygu ve düşüncelerini çözüp, yardımcı olmaya çalışıyorum.” dedi.
Öğretmenliğin kendisi için kutsal bir meslek olmasının yanında aynı zamanda da bir yaşam tarzı olduğunu dile getiren Şamlı, “İmkan verilir ve de fırsat sunulursa değerlendirilmeyecek insan yok. Benim de en büyük eserim öğrencilerim. Bir insanı yetiştirmek, onu başarılı bir birey haline getirmek benim için en büyük mutluluk. Hatırlanmak ve emeklerinin karşılığını görmek de beni hayata bağlayan bir başka mutluluk.” yorumunu yaptı.