TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Fransa'da Foto Muhabiri Mustafa Yalçın'ın polisin attığı gaz kapsülünün gözüne isabet etmesi sonucu yaralanmasına tepki göstererek, "Fransız polisinin göstericilere uyguladığı insanlık dışı uygulamalarının dünyaya duyurulması ne yazık ki Fransız polisini rahatsız etmiş olmalı.

TBMM Başkanı Şentop'tan yaralanan Türk gazeteci için Fransa'ya tepki

ANKARA/İHA- Fransa’da polisin göstericilere müdahalesi artık şiddet boyutunu geçip, terör boyutuna doğru ilerlemiştir" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle TBMM Tören Salonu’nda düzenlenen "İnsan Hakları: Gençliğin Sesi” başlıklı sempozyuma katıldı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve BM tarafından düzenlenen sempozyumda küresel tema ve gençlerin perspektifinden insan hakları ele alınacak.
Sempozyumun açılışında konuşan Meclis Başkanı Şentop, insan haklarının herkes için eşit savunulması gerektiğine dikkat çekerek, "İsrail’in Filistinlilere uygun bulduğu muamelenin binde biri Avrupa’da bir Yahudiye yapılamaz; insan haklarına aykırı olur. Ama Gazze’de yaşananlara karşı insan hakları savunucularının bir itirazını göremezsiniz. Türkiye’deki otoriterleşme eğilimleri her gün Batılı siyasetçilerin ağızlarında birer sakızdır ama Fransa’nın Müslüman kızların başörtüsüne müdahalesine insan hakları savunucularının sesi yükselmiyor. Mısır’daki darbeci, Batılı ülkelerin işbirlikçisi, Sayın Tramp’ın 'en favori diktatörüm' dediği kişi olduğu için Mısır’daki insan hakları ihlalleri raporlanmıyor. Yine Fransa’da insan hakları konusunda hassasız, ama Cezayir’de, Ruanda’da başka bir standarda kimsenin itirazı yok. Bu dile getirdiğim husus sadece bir teorik tartışma konusu değil artık. Avrupa’da yaşayanlar dahil bütün insanlığın en önemli risk alanı olarak karşımıza çıkıyor. Küreselleşme bizi bütün insanlar olarak birbirimize öyle bir bağladı ki, dünyanın her yerinde ve herkes için barış, çifte standartsız insan hakları, asgari düzeyde insani yaşam standardı olmadığı sürece hiç kimse huzur içinde olamaz, huzur içinde kalamaz. Yani, barış ve asgari refahı başkaları için de istememiz artık sadece insani ve vicdani bir zorunluluk değil; kendi kişisel huzurumuz için pratik bir zaruret haline gelmiştir. 'İnsan hakları' kavramını emperyalist politikaların enstrümanı haline dönüştüren anlayışlardan kurtarmalıyız. Bu da çifte standarttan vazgeçmekle, gerçekten bütün insanları sadece Adem ve Havva’nın eşit haklara sahip çocukları olarak görmekle mümkün olur" diye konuştu.

"Türkiye, emperyalist yaklaşımlarla sömürülen insanların haklarının korunması gerektiğini yüksek sesle haykırabilen birkaç ülkeden biri, belki de birincisi"
Fransa'nın başkenti Paris'te devam eden gösterilerde polisin kullandığı şiddete değinen Şentop, gösterilerde polisin müdahalesiyle yaralanan Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Mustafa Yalçın'ı hatırlatarak tepki gösterdi. Şentop, "Polisin göstericilere müdahalesi sırasında Mustafa’nın da başına isabet eden cisim, önce gaz fişeği sanıldı ancak orada bulunan sağlık birimlerinin ifadeleriyle plastik bomba olduğu söylendi. O gazeteci de orada, akreditasyonu yapılmış, demokratik gösterileri takip etmek için bulunuyordu. Ancak Fransız polisinin göstericilere uyguladığı insanlık dışı uygulamalarının dünyaya duyurulması ne yazık ki Fransız polisini rahatsız etmiş olmalı. Fransa’da polisin göstericilere müdahalesi artık şiddet boyutunu geçip, terör boyutuna doğru ilerlemiştir. Bir yandan gelişmiş dediğimiz, kendilerini güya örnek olarak göstermeye çalışan Batı ülkelerinin kendi ülkelerindeki uygulamalarında bile ortaya çıkan ikiyüzlü tutumunu görüyoruz, diğer yandan da gözlerimizin önünde cereyan eden insanlık dramlarına şahit olmanın acısını yüreğimizin derinlerinde hissediyoruz. Türkiye, emperyalist yaklaşımlarla sömürülen insanların haklarının korunması gerektiğini yüksek sesle haykırabilen birkaç ülkeden biri, belki de birincisi" dedi.

"Türkiye haklarını savunamayacak durumda olan dünya milletlerinin de sesi olmaya devam edecektir"

Türkiye'nin mazlum coğrafyaların sesini duyurmaya devam edeceğini belirten Şentop, "Ülkemiz, demokrasinin kesintiye uğratıldığı acılı yılları da, vesayet rejimlerinin oluşturduğu toplumsal travmaları da yine demokrasi ile aşabilme azmini hiç kaybetmemiştir. Bu sebeple Türkiye, sadece kendi halkının insan onuruna yakışır şekilde bir hayat sürmesi için verdiği mücadeleyi devam ettirmekle kalmayıp, haklarını savunamayacak durumda olan dünya milletlerinin de sesi olmaya devam edecektir" diye konuştu.
Programda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'ın video mesajı da izlendi.Fransa’da polisin göstericilere müdahalesi artık şiddet boyutunu geçip, terör boyutuna doğru ilerlemiştir" dedi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 10 Aralık İnsan Hakları Günü nedeniyle TBMM Tören Salonu’nda düzenlenen "İnsan Hakları: Gençliğin Sesi” başlıklı sempozyuma katıldı. TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve BM tarafından düzenlenen sempozyumda küresel tema ve gençlerin perspektifinden insan hakları ele alınacak.
Sempozyumun açılışında konuşan Meclis Başkanı Şentop, insan haklarının herkes için eşit savunulması gerektiğine dikkat çekerek, "İsrail’in Filistinlilere uygun bulduğu muamelenin binde biri Avrupa’da bir Yahudiye yapılamaz; insan haklarına aykırı olur. Ama Gazze’de yaşananlara karşı insan hakları savunucularının bir itirazını göremezsiniz. Türkiye’deki otoriterleşme eğilimleri her gün Batılı siyasetçilerin ağızlarında birer sakızdır ama Fransa’nın Müslüman kızların başörtüsüne müdahalesine insan hakları savunucularının sesi yükselmiyor. Mısır’daki darbeci, Batılı ülkelerin işbirlikçisi, Sayın Tramp’ın 'en favori diktatörüm' dediği kişi olduğu için Mısır’daki insan hakları ihlalleri raporlanmıyor. Yine Fransa’da insan hakları konusunda hassasız, ama Cezayir’de, Ruanda’da başka bir standarda kimsenin itirazı yok. Bu dile getirdiğim husus sadece bir teorik tartışma konusu değil artık. Avrupa’da yaşayanlar dahil bütün insanlığın en önemli risk alanı olarak karşımıza çıkıyor. Küreselleşme bizi bütün insanlar olarak birbirimize öyle bir bağladı ki, dünyanın her yerinde ve herkes için barış, çifte standartsız insan hakları, asgari düzeyde insani yaşam standardı olmadığı sürece hiç kimse huzur içinde olamaz, huzur içinde kalamaz. Yani, barış ve asgari refahı başkaları için de istememiz artık sadece insani ve vicdani bir zorunluluk değil; kendi kişisel huzurumuz için pratik bir zaruret haline gelmiştir. 'İnsan hakları' kavramını emperyalist politikaların enstrümanı haline dönüştüren anlayışlardan kurtarmalıyız. Bu da çifte standarttan vazgeçmekle, gerçekten bütün insanları sadece Adem ve Havva’nın eşit haklara sahip çocukları olarak görmekle mümkün olur" diye konuştu.

"Türkiye, emperyalist yaklaşımlarla sömürülen insanların haklarının korunması gerektiğini yüksek sesle haykırabilen birkaç ülkeden biri, belki de birincisi"

Fransa'nın başkenti Paris'te devam eden gösterilerde polisin kullandığı şiddete değinen Şentop, gösterilerde polisin müdahalesiyle yaralanan Anadolu Ajansı Foto Muhabiri Mustafa Yalçın'ı hatırlatarak tepki gösterdi. Şentop, "Polisin göstericilere müdahalesi sırasında Mustafa’nın da başına isabet eden cisim, önce gaz fişeği sanıldı ancak orada bulunan sağlık birimlerinin ifadeleriyle plastik bomba olduğu söylendi. O gazeteci de orada, akreditasyonu yapılmış, demokratik gösterileri takip etmek için bulunuyordu. Ancak Fransız polisinin göstericilere uyguladığı insanlık dışı uygulamalarının dünyaya duyurulması ne yazık ki Fransız polisini rahatsız etmiş olmalı. Fransa’da polisin göstericilere müdahalesi artık şiddet boyutunu geçip, terör boyutuna doğru ilerlemiştir. Bir yandan gelişmiş dediğimiz, kendilerini güya örnek olarak göstermeye çalışan Batı ülkelerinin kendi ülkelerindeki uygulamalarında bile ortaya çıkan ikiyüzlü tutumunu görüyoruz, diğer yandan da gözlerimizin önünde cereyan eden insanlık dramlarına şahit olmanın acısını yüreğimizin derinlerinde hissediyoruz. Türkiye, emperyalist yaklaşımlarla sömürülen insanların haklarının korunması gerektiğini yüksek sesle haykırabilen birkaç ülkeden biri, belki de birincisi" dedi.

"Türkiye haklarını savunamayacak durumda olan dünya milletlerinin de sesi olmaya devam edecektir"

Türkiye'nin mazlum coğrafyaların sesini duyurmaya devam edeceğini belirten Şentop, "Ülkemiz, demokrasinin kesintiye uğratıldığı acılı yılları da, vesayet rejimlerinin oluşturduğu toplumsal travmaları da yine demokrasi ile aşabilme azmini hiç kaybetmemiştir. Bu sebeple Türkiye, sadece kendi halkının insan onuruna yakışır şekilde bir hayat sürmesi için verdiği mücadeleyi devam ettirmekle kalmayıp, haklarını savunamayacak durumda olan dünya milletlerinin de sesi olmaya devam edecektir" diye konuştu.
Programda BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'ın video mesajı da izlendi.
OGÜNhaber