Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, faizin sebep, enflasyonun sonuç olduğunu belirterek, yüksek faiz uygulayan bankaları eleştirdi. Erdoğan, “Bu konuda devletin bankaları dahi ciddi bir tutuculuk içindedir. Onun için Sayın Başbakan ile de bunu konuştuk, bu iş böyle yürümez, bunu çözeceğiz” dedi.
AK Parti Genel Merkezi’nde Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, enflasyonun yükselmesinin sebebinin yüksek faiz olduğunu belirterek, bu konuda devlet bankalarının da çok tutucu davrandıklarını ifade etti. Erdoğan, bu işin böyle yürümeyeceğini belirterek, bunun çözüleceğini söyledi.
İlçe kongreleri tamamlanan illerden başlayarak büyük şehirleri en sona bırakmak suretiyle kongre sürecini bitireceklerini ve büyük kongrenin ise 2018 yılı sonbaharında yapılacağını belirten Erdoğan, “AK Parti bu süreçte sevginin, saygının, dayanışmanın, fedakarlığının özünü oluşturduğu gelenekle demokrasiyi harmanlamayı başarabilen farklı bir parti olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Mesele memleket meselesi olduğunda, mesele davanın geleceği olduğunda, mesele partimizin iradesi olduğunda hemen hemen tüm arkadaşlarımız taktire şayan bir sadakatle hareket etmişlerdir. Allah’ın izni ile AK Parti asla hiziplerin, kliklerin, ekiplerin, dava yerine kendi ajandaları için çalışanların partisi haline getirmedik, getirmeyeceğiz. Biz hasbi oldukça, samimi oldukça, biz çalıştıkça, eser üzerine eser koydukça milletimizde bize sahip çıkmayı sürdürecektir. Bizi diğer partilerden ayıran en önemli özellik işte bu ruhtur. 3 Kasım 2002 tarihinden bugüne kadar tüm başarılarımızı bu anlayışla hareket etmemize borçluyuz. Ben özellikle şuanda karşımda bulunan yol arkadaşlarıma şunu hatırlatmak isterim; sakın ha, dedikodulara, fiskoslara kulak asmayın. Biz işimize bakacağız, yolumuza devam edeceğiz. Bizim ülkemizde yapacak çok işimiz var. Alacağımız çok mesafeler var. Biz kendimize inandıkça milletimizin bize olan sadakati de o derece artacaktır. 2019’da da bu çizgimize sarılarak gireceğimiz tüm seçimlerden başarı ile çıkacağız. Türkiye’nin en çok üye sayısına, en yaygın kadın ve gençlik teşkilatına, en güçlü il ilçe teşkilatlarına, en üretken Meclis grubuna ve genel merkez yönetimine sahip partiyiz. Tartışmasız. Şimdi tek yapmamız gereken kendi içimizdeki birliği, beraberliği, kardeşliği ve milletimizle olan bağımızı güçlendirmektir. Önümüzdeki 1,5 yıllık dönemi çok iyi değerlendirdiğimizde hem mahalli seçimlerde hem de milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hedeflerimize ulaşmamamız için hiçbir sebep yoktur. İnşallah bu tarihi mücadeleyi de hep birlikte başarı ile inşallah neticeye ulaştıracağız. AK Parti’nin genel başkanı olarak sizlere güveniyorum” diye konuştu.
“SON TERÖRİST DE İMHA EDİLENE VEYA TESLİM OLANA KADAR BU OPERASYONLAR DEVAM EDECEKTİR”
Türkiye’nin içeride ve dışarıda çok zorlu bir mücadele yürüttüğünün altını çizen Erdoğan, “Daha dün Irak’ın kuzeyinde bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarda 2 askerimizi şehit verdik. Onların şahsında Rabbim tüm şehitlere rahmet eylesin” diyerek şehitler için salonda bulunanlardan Fatiha okumalarını istedi. Terör örgütünü sınırların her iki tarafında da rahat bırakmadıklarını söyleyen Erdoğan, “Onları inlerine kadar takip ediyoruz, edeceğiz. Güvenlik güçlerimizin operasyonları kesintisiz sürüyor. Kar kış demeden sürüyor. O bölgede yoğun kar var, yoğun kış var. Ama Silahlı Kuvvetlerimiz, polisimiz, korucularımız bu temasları aynı kararlılıkla devam ettiriyor. Son terörist de imha edilene veya teslim olana kadar bu operasyonlar devam edecektir. FETÖ terör örgütü ile ilgili davalar yavaş yavaş neticelenmeye başladı. Elde edilen bilgiler, bulgular ışığında yeni operasyonlar da kararlılıkla devam ediyor. Bu ihanet çetesini ülkemizden ve milletimizin bünyesinden kazıyana kadar bize durmak yok. Asla ara vermek yok, aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Hangi kurumumuzda varsa; askerimizde, polisimizde, bakanlıklarımızda, yargıda, nerede varsa bunları temizlemeye devam edeceğiz. Onların inlerine girdik zaten. Şuanda da kovalıyoruz, kovalamaya devam edeceğiz. Diğer taraftan güvenlik güçlerimiz DEAŞ ve DHKP-C gibi terör örgütlerine de nefes aldırmıyor. Türkiye’ye ve Türk milletine silah doğrultan, böyle bir niyete sahip olan hiç kimseye acımayacağız. Hep söylüyorum, acırsanız acınacak hale gelirsiniz, onun için acımayacağız” ifadelerini kullandı.
“DEVLETİN BANKALARI DAHİ CİDDİ BİR TUTUCULUK İÇİNDEDİR”
"Ekonomide de ciddi bir operasyon ile karşı karşıya olduğumuz aşikardır” açıklamasında bulunan Erdoğan, dövizde, faizde, uluslararası yatırımlarda, turizmde yaşanan sıkıntıların hiçbirinin ekonominin kendi doğal dinamikleri içinde ortaya çıkmadığını belirtti. Erdoğan, “Belli ki bir yerlerden Türkiye’nin dikkatinin dağıtılması için düğmeye basılmış. Buna rağmen üstesinden gelemeyeceğimiz bir yük ile karşı karşıya değiliz. Büyüme oranlarında çok iyi noktadayız. Yılın ilk yarısında yüzde 5’i geçtik. Üçüncü çeyrek ile birlikte yıllık bazda büyümenin yüzde 6-7 arasında bir rakamı bulması, belki de aşması bekleniyor. Hiçbir rasyonel temeli olmayan dövizdeki şişkinliğin kısa sürede ortadan kalkacağını ve kurun tekrar kendi seyrine döneceğine inanıyorum. Yatırımlar konusunda hem iç hem de dış kaynaklı ciddi bir hareketlenme olduğunu biliyorum. Borsa 110 bin seviyesini zorluyor. Merkez Bankası rezervlerimiz düzenli bir şekilde yükseliyor. Bugünlerde 120 milyar doları seviyesine yaklaştık. İhracatta Ekim ayı itibariyle yıllık 154 milyar dolar seviyesini yakaladık ve yükseliş istikrarlı bir şekilde sürüyor. Tabii ki 158’i yakalamış bir ülkeyiz. 154 bizim için yeterli değil, onu ayacağız, 158’i de aşacağız. Türkiye bu noktada kararlı. Biz o ivmeyi yakaladık, şimdi onu rahat rahat aşacağız. Özellikle enerji alanında yatırımlarımızın semeresini almaya başladıkça cari açıkla da daha kolay baş edeceğimizi görüyoruz. Faiz ve enflasyon ilişkisi konusundaki görüşümü biliyorsunuz. Faizin sebep, enflasyonun netice olduğu kanaatindeyim. Bu konuda beni anlamayanlar er veya geç anlayacaklar. Enflasyon yok hıyarmış, yok salataymış, bunlardan kaynaklanan bir şey değil. Enflasyonu doğuran ana sebep faizdir. Bunu öğreneceksiniz. Bunu bütün gelişmeler teyit ediyor. Hala bunu anlamayanlar, hala bunu batıdaki kafalarla çözmeye çalışanlar tabi ki bizi anlamazlar. Kaldı ki, batıdaki kafaların da bir kısmı zaten uygulamaları ile bizi destekliyor. Şuanda Amerika’daki faiz oranları ortada, Japonya’da, Avrupa’da ortada. Bütün bunlardaki faiz oranlarına baktığınız zaman enflasyonların de orada ne olduğunu görüyoruz. Ama gel gör ki, bizdekilere bunu hala anlatamadık. Anlamadıkları şu, faiz lobisine çalışıyorsunuz, faiz lobisi bunu düşürür mü? Tabi ki faiz lobisi bunu düşürmeyecek. Şuanda bu ülkede en çok kazanan hangi kurumlar, kimler? Banka sahipleri, finans sektörü. Onlar götürüyor parayı. Bizde yatırımlarda niye sıkıntımız var? Sen kalkıp da bu kadar yüksek faizle kredi vermeye kalkarsan yatırımlar tabi ki durur. Bunu anlatamıyoruz. Bu konuda devletin bankaları dahi ciddi bir tutuculuk içindedir. Onun için Sayın Başbakan ile de bunu konuştuk, bu iş böyle yürümez, bunu çözeceğiz. Bunu bir tabu haline getiremeyiz. 15 senedir bunda inat edilmiştir. Faizi düşürdük enflasyon tek haneye geldi. Faiz tekrar çıkmaya başladı enflasyon da çift haneliye yine gidiyor. Merkez Bankası ne diyor ‘yıl sonu itibariyle şu olacak.’ Ne oldu, kaç kere revize ettiniz, söylediklerinizin hiçbirisi tutmuyor, tutmaz, yanlış yoldasınız. ‘Merkez Bankalarının bağımsızlığı var, müdahale etmeyin.’ Tamam, müdahale etmediğimiz için zaten bu noktalara geliyor, tablo ortada. 2018 yılı için mali disiplini elden bırakmayacak ancak ekonomiyi de çok fazla sıkmadan, daraltmadan, milletimize ve özellikle yatırımcılarımıza nefes aldıracak bir orta yolu bulmak zorundayız. Ülkemizi ekonomik olarak sıkıştırmak isteyenlere vereceğimiz en güzel cevap; üretimi, yatırımı, ihracatı gerçek anlamda destekleyecek bir politika uygulamak olacaktır. Bu konuda ilgili bakanlıklarımızın, kurumlarımızın şimdiden sıkı bir çalışma yapması gerekmektedir. Türkiye’ye diz çöktürmek için sabırsızlıkla bekleyenlere, her yola başvuranlara ben bir kez daha sesleniyorum, başaramayacaksınız. Milletimizi bölemeyeceksiniz, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, ezanımızı susturamayacaksınız, vatanımızı parçalayamayacaksınız, devletimizi yıkamayacaksınız, 2023 hedeflerimize ulaşmamızı engelleyemeyeceksiniz” dedi.
“AFRİN’DE AYNI OYUNA GELMEK İSTEMİYORUZ”
“Suriye ve Irak’ta yaşanan hassas süreci doğrudan ülkemizin bekası ile geleceği ile ilgili gördüğümüz için her aşaması ile yakından takip ediyoruz” diyen Erdoğan, İdlip operasyonunun da planlandığı şekilde sürdüğünü kaydetti. Erdoğan, “Türkiye, Rusya ve İran olarak bölgedeki gelişmeler karşısında ortak bir tutum oluşturma yönünde oldukça ciddi mesafeler kat ettik. Elbette bu ülkelerle farklı düşündüğümüz, anlaşamadığımız pek çok husus hala var. Ama bu durum hem kendi ülkelerimiz hem de bölge halklarının ortak çıkarları için işbirliğine gitmemize mani değil” dedi.
22 Kasım’da Soçi’de Putin ve Ruhani ile üçlü olarak bir araya geleceklerini hatırlatan Erdoğan, “Bizden bir gün önce dışişleri bakanlarımız ve genelkurmay başkanları bir araya gelecekler, ardından da bizler final görüşmesini yapacağız. Bütün bunların ana sebebi özellikle İdlip meselesidir. Bu çalışmalarla birlikte çatışmasızlık bölgesi diye ifade ettiğimiz bu bölgedeki süreci bir nevi ateşkes sürecini daha kalıcı kılabilmek. Bunun yanında Afrin bizim için çok önemli, zira Afrin bizim sınırdaşımız konumunda. Burada da ciddi manada, yüzde 50’nin üzerinde Arap kardeşlerimiz var, bizde kamplarda yaşayan Arap kardeşlerimiz artık topraklarına dönüyorlar, bir tarafta kısmi olarak Kürt kardeşlerimiz var, bir diğer tarafta Türkmen kardeşlerimiz var. Buradaki yapıyı bizim terör örgütü olan PYD’den ve bunun yanında YPG’den Afrin’i temizlememiz gerekiyor. Bu başından itibaren söylediğimiz konudur. Oradaki özellikle gözleme noktalarında biz kendimiz hakim unsur olarak bulanacağız. Biz burada hakim unsur olarak bulunmazsak o zaman burayı farklı terör grupları işgal etme yoluna girerler. Amerika’nın Suriye krizi başladığından beri verdiği sözlerin çok büyük bir bölümünü tutmaması bizim için çok büyük bir hayal kırıklığı olmuştur. Afrin’de aynı oyuna gelmek istemiyoruz. Müttefiklik ilişkileri çerçevesinde çok kolayca çözebileceğimiz nice sorun maalesef Amerika tarafından ısrarla çıkmaza sürüklenmiştir. Rakka olayı böyledir, Mümbiç böyledir. ‘Rakka’da, Mümbiç’te gelin bu işi birlikte halledelim’ değimiz zaman Amerika’nın önceki yönetimi, ‘hiç endişe etmeyin, burada ne PYD ne YPG kalmayacak’ demelerine rağmen, Sayın Obama bu sözü bana kaç kere vermiş olmasına rağmen bu sözü tutmamışlardır. Ardından gelen yönetim ise ne yazık ki isim de değiştirmek suretiyle bu terör örgütü YPG’nin, ‘artık orada biz YPG ile değil, SDG ile işbirliği yapıyoruz.’ Yapmayın, siz ortada yokken biz vardık. Biz kimin kim olduğunu iyi biliyoruz. Bunlarla benim ülkemin insanlarının akrabalık bağları var, kim kimdir iyi biliyoruz, aşiretlerin kim olduğunu iyi biliyoruz. 3 bin 500 tır Irak tarafından gelerek Kuzey Suriye’ye girmiştir. Bu tırlar bütün bu ağır zırhları araçları, mühimmatı, silahları kime getiriyor? PYD’ye, YPG’ye ve Amerika’nın oradaki üstlerine getiriyor. Şanda Kuzey Suriye’de 5 hava üssü var Amerika’nın, 8 tane de normal üs var, şimdi birde Rakka’da kuruyor, 14. Bütün bunlar ortada, bilinen gerçekler bunlar. Siz 12 bin kilometre uzaklıktan acaba Suriye’ye niçin geliyorsunuz? Bana vatandaşım soruyor, bende vatandaşıma bunun cevabını vermek durumundayım, ben de size soruyorum. Benim ülkemde öyle ürkek, öyle korkak tipler var ki, bunlar aleyhimizde kampanyalar sürdürüyorlar. Biz bütün bunlara rağmen inandığımızı inandığımız gibi yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.