Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (UTGAM) sempozyumunda açılış konuşmasını yapan Polis Akademisi Başkanı Yılmaz Çolak, Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerji kaynaklarının paylaşımında küresel ve bölgesel güçlerin rekabetinin öne çıktığını belirtti.
Polis Akademisi, Güvenlik Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini yürüten Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi (UTGAM) tarafından “Akdeniz’de Devlet ve Düzen” ana temasıyla IV. Uluslararası Güvenlik Sempozyumu düzenlendi. Antalya’ya düzenlenen ve üç gün sürecek olan sempozyumda yurt içi ve yurt dışından bilim adamı ve uzmanlar bildirilerini sunacak ve Akdeniz’de enerji politikaları, mülteciler sorunu gibi çeşitli oturumlar gerçekleştirilecek. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Polis Akademisi Başkanı Yılmaz Çolak, Doğu Akdeniz’de keşfedilen enerji kaynaklarının paylaşımında küresel ve bölgesel güçlerin rekabetinin öne çıktığını belirtti. Çolak, bu rekabet sürecinde yaşanan askeri tatbikatlar ve bölgesel silahlanmanın artışı gibi gelişmelerin Akdeniz’de istikrar ve düzen arayışının ayrıntılı olarak incelenmesi gerektiğinin en önemli göstergesi olduğunu aktardı.
"Türkiye enerji köprüsü olabilme çabası içerisindedir"
Akdeniz’in en büyük sınırlarından birine sahip olan Türkiye’nin ortaya çıkan enerji ihtiyacının en önemli aktörlerinden birisi olduğunu ve topraklarında 4 milyona yakın mülteciyi ağırlayarak uluslararası barış ve güvenliğe katkı sunduğunu belirten Çolak, "Bölgesel bir güç olan ülkemize, bölgede yaşanan gelişmeleri yakından takip edip bu konuda politika ve stratejiler oluşturarak yerel aktörlerin menfaatlerine uygun istikrarlı bir düzen kurulması doğrultusunda önemli roller düşmektedir. Türkiye her ne kadar yeterli kaynaklara sahip olmasa da konumu nedeniyle kaynak ülke ile arz eden ülke arasında enerji köprüsü olabilme çabası içerisindedir. Enerji köprüsü olabilme stratejisi Türkiye’nin uluslararası prestijini ve gücünü artırmak açısından önemli olmaktadır. Bununla beraber özellikle bölgeden kaynaklanan sorunların önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin hem iç hem de dış güvenliğini doğrudan etkileyeceği de aşikardır. Bu amaçla bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Akdeniz’de Devlet ve Düzen konulu Uluslararası Güvenlik Sempozyumu’nda Akdeniz’de Enerji Güvenliği, Sorunların Uluslararası Hukuk Boyutu, Mülteci Krizi, Değişen Güç Dengeleri, Düzen ve İstikrar Arayışları gibi birçok açıdan konuyla ilgili gelişmeleri ele alınacaktır. Buradan önemli fikirler çıkacağına yürekten inanmaktayım" ifadelerine yer verdi.
"Akdeniz’in Orta Doğululaşma süreci"
Sempozyumun açılışında konuşan UTGAM Müdürü Mehmet Şahin ise, geçen yıl düzenlenen sempozyumda krizlerin ele alındığını hatırlatarak bu yıl Akdeniz’in ele alınmasının daha faydalı olacağını kaydetti. Şahin, Akdeniz’de yeni enerji kaynaklarının gündeme gelmesi ve bu kaynaklara yönelik bölge devletleri tarafından yeni anlaşmaların imzalanmasının Akdeniz’e olan ilgiyi daha da arttırdığını aktardı. Küresel şirketlerin Akdeniz’le daha yakından ilgilenmeye başlaması ve askeri varlıkların daha da artmasına değinen Şahin, "Akdeniz’in bir göç mezarlığına dönüşmesi ve mülteciler konusu çok çok önemli. Son yıllarda bölgede yaşanan gelişmeler Türk diplomasisinde de ağırlığını hissettirir bir şekilde kendini göstermeye başladı. Özellikle Türk dış politikasının sadece Orta Doğu noktasında değil Akdeniz’in de önemli bir başlığı haline geldiğini görüyoruz. Bu yeni başlıkların gündeme gelmesini aynı zamanda Akdeniz’in Orta Doğululaşma sürecinin de başlangıcı olarak görebiliriz. Basra Körfezi’nden Akdeniz’e olan kısımı göz önüne getirdiğimizde aynısının denize doğru karşılığını görüyoruz. Orta Doğu’daki karadaki anlaşmazlığın bir anlamda batıya denize doğru ilerlediğini görüyoruz" şeklinde konuştu.
Sempozyum "Akdeniz’de Hukuki Sorunlar ve Düzen Arayışı" ve "Akdeniz’de Enerji Politikaları" oturumlarıyla devam etti.