AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, 'İstanbul'u deprem tehdidini ortadan kaldıracak çalışmalar, yeşil alan ve çevre hassasiyetini sonuna kadar gözetecek bir yönetim anlayışı ve ulaşımın, trafiğin eziyet olmaktan çıkacağı bir şehre dönüştüreceğiz' dedi
TBMM Başkanı ve AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen Yerel Yönetimler Sempozyumu’nda açıklamalarda bulundu.
İstanbul olmadan Türkiye’nin olmayacağını, İstanbul kalkınmadan Türkiye’nin kalkınmayacağını söyleyen Yıldırım, “İstanbul, bütün yerel yönetimlere de bir anlamda ağabeylik yapan ve yerel yönetimlerdeki sinerjiyi bir sonuca dönüştüren şehirdir. Demokrasiyi güçlendiren kurumlar olan yerel yönetimlerde en önemli ilkelerden birisi katılımcılık ve şeffaflıktır. AK Parti, yerel yönetimlerin değerini ve gücünü çok yakından bilen bir parti. Biz de yerel yönetimden merkezi yönetime gelen bir iktidarız” ifadelerini kullandı.
Yerel yönetimlerin merkezi yönetimde hayata geçirilen yönetim sistemini yıllardır uyguladığına dikkat çeken Yıldırım, “Yerel seçimlerde belediye başkanı ayrı, meclis üyeleri ayrı seçiliyor ve seçim aynı günde yapılıyor. Yerel yönetimlerin başkanlık sistemine aşinalığı yeni değil, önceden beri varolan bir gerçek. Merkezi idarenin de aynı modelle yönetiliyor olması yerel yönetimle merkezi yönetimin daha yakın iş birliğini çok daha etkili ve faydalı bir şekle sokacaktır” dedi.
Şimdiki belediyeciliğin 4.0 belediyeciliği olduğunu vurgulayan Yıldırım, “1994 kampanyasında Cumhurbaşkanımızın önünde üç mesele vardı. Çöp, çukur, çamur, hava kirliliği, susuzluk. O dönemde başka bir şeyi konuşmuyorduk. Yapay zekayı, sosyal medyayı, interneti konuşmuyorduk. Bugünün sorunları bunlar değil. Belki hala bazı belediyelerde bunlar devam ediyor olabilir ama genel anlamda AK Parti hizmet belediyeciliği ile bunlar geride kaldı. Şimdiki belediyecilik 4.0 belediyeciliğidir. Z kuşağı dediğimiz bir kuşak var. 2000 sonrası doğanlar. 1994’ün İstanbul’unu bilmiyorlar. Onlar o çileyi çekmediler. Kıyas imkanları yok. Kötüyle iyiyi kıyaslama şansları yok. Onlar yapay zekayı, robotları, geleceğin mesleklerini konuşmak istiyorlar. Yöneticilerden bunları duymak istiyorlar. Sadece İstanbul’da 18-30 yaş arası 2,5 milyon seçmen var. İstanbul seçiminin sonucunu belirleyecek seçmen var. Değişen şartların, gelişen teknolojinin ve dünyanın değişimini görmek, gençlerimizin beklentilerini, kadınlarımızın beklentilerini karşılayacak sosyal içerikli geleceğe yönelik projeler üretmek. Araştırmalara göre bugün mevcut olan mesleklerin yüzde 50’si önümüzdeki 25 yıl sonra olmayacak. Gençler sürücüsüz arabalar için belediye başkan adayları nasıl bir proje düşünüyor bunu soruyorlar. Dronelar güvenlik tehdidi oluşturmasın diye ne gibi tedbirler alınacak bunu soruyorlar. Bugün bunlar hayal değil. Yenilik yapmak, yeni ihtiyaç ve talepleri karşılamak yerel yöneticilerin en önemli sorumluluklarından biridir. Öncülük, liderlikte bu tip durumlarda ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Özellikle Büyükşehir Belediyelerinin gündemdeki en önemli konularının ulaşım, altyapı ve çevre olduğunu söyleyen Yıldırım, “2023’e gelindiğinde İstanbul, Londra’dan da, Moskova’dan da daha fazla raylı sistem ağına sahip olacak. Yeşil alan miktarı da artmaya devam ediyor. 10 yıl önce 5 metrekarenin altındayken bugün 8,5 metrekareye yükselmiş. Hedef, kişi başı 15 metrekare düzeyine ulaştırmak. Bunları yaparken merkezi hükümetle uyumlu ve koordinasyon içinde çalışacağız. Yerel yönetimler o şehirde yaşayan insanlara en yakın yöneticilerdir. Temsil ettiğiniz hemşehrilerinizin beklentilerini yok sayamazsınız. Sadece seçilmiş olmak yetmez, önemli kararlarda mutlaka o şehrin bütün paydaşlarını işin içine katmak mecburiyeti vardır. Böyle bir sorumluluğu aziz İstanbulluların bize vermesi halinde bunları en güzel şekilde uygulayacağız. İstanbul’a projelerimizi bu kampanya süresinde açıklayacağız ama her şeyden önemlisi projemiz şudur; İstanbul’u deprem tehdidini ortadan kaldıracak çalışmalar, yeşil alan ve çevre hassasiyetini sonuna kadar gözetecek bir yönetim anlayışı ve ulaşımın, trafiğin eziyet olmaktan çıkacağı bir şehre dönüşmesi İstanbul’un dünyaya ve Türkiye’nin diğer şehirlerine ulaşımında, iletişiminde bir problemi kalmadı. İstanbul’dan Bursa’ya gitmek, Tuzla’dan Avcılar’a gitmekten daha kolay ve kısadır. İstanbul’un dışıyla ilgili ulaşım, iletişim problemi yok. Şimdi İstanbul’a yaptıklarımızı biraz daha fazlasını, tam mesaiyle İstanbul’a yoğunlaşarak İstanbul’u 2023’e hazırlamak için hazırız. Her türlü imkanımız, hazırlıklarımız tamamdır” dedi.