MHP lideri Bahçeli, "ABD kara mizaha dönen politikalarını revize etmedikçe, terörle arasına mesafe koymadıkça, bilinmelidir ki, YPG demek hem PKK hem de ABD demek olacaktır" dedi.
MHP Genel Başkanı Bahçeli, ABD’nin, terör örgütü PKK’nın 3 yöneticisi Murat Karayılan, Cemil Bayık ve Duran Kalkan’ın yakalanması karşılığında 12 milyon dolar ödül vereceğini açıklamasına yönelik değerlendirmede bulundu. Bahçeli, "Açık ve ortadadır ki, PKK’lı teröristlerin başına ödül koymak, PYD/YPG’yi perdelemek, gözlerden uzak tutmak demektir. Ederi 12 milyon dolar olduğu ilan edilen canilerin işin özünde bizim nezdimizde delikli kuruş kadar değeri yoktur. 1 dolarlık FETÖ’cüler neyse YPG’li ve PKK’lı teröristler aynısıdır. ABD bölgemizde karıncayı bile izlerken, herkesi gözetlerken, kimin ne yaptığını takip ederken 3 PKK’lının yerini mi bilmeyecektir? Eğer bilmiyorlarsa, eğer görmüyorlarsa ya uyduları bozulmuş, ya da gaflet uykusuna bulanmışlardır. Başlarına ödül koydukları PKK’lılarla sabah akşam beraber olan, mağara deliklerinde, yer altı tünellerinde teröristlerle karşılıklı bağdaş kurup oturan ajanları da mı Washington yönetimini bilgilendirmekten acizdir? ABD yönetimi YPG’yi saklayıp PKK’yı sobelemekle milletimizin gözünü boyayacağını, akılları çeleceğini, sempati uyandıracağını zannetmesin. YPG demek PKK demektir, ölüm demektir, bebeklere sıkılan kurşun, mazlumlara hıyanet demektir. YPG’yi PKK’yla savaştırmaktan bahsedenler zeka özürlü değilse, kesinkes riya ve yalan kapanına sıkışmışlardır. YPG’nin yuları Kandil’in elindedir. YPG de teröristtir, PKK da teröristtir. Aralarında hiçbir fark yoktur. Sahneye sürülen yeni ve vandal oyuna Türkiye asla düşmeyecektir. YPG’yle birlikte planı yapılan sözde Kürdistan devletine, hatta büyük İsrail tasarımına Türkiye Cumhuriyeti bedeli ne olursa olsun izin vermeyecektir. PKK’nın isim olarak miadı dolmuş, bütün cinayet ve hıyanet müktesebatı YPG’ye devredilmiş olabilir. Hatta PKK’yı kuran ve kurduran muhasım odaklar için terör faaliyetlerinin YPG üzerinden devamı da planlanıp sağlanabilir. Ancak ismi ne olursa olsun, Türkiye’ye silah doğrultmuş, Türk milletinin bekasına saldırmış ve kast etmek için kuyruğa girmiş hangi örgüt varsa düşmandır, yok edilmesi sonuna kadar meşrudur, mubahtır, müstahaktır. Ödül yemi Vahşi Batı alışkanlığıdır. Acaba ödül avcıları bundan sonra ne yapacaklar, teröristleri ne zaman derdest edip ödüle hak kazanacaklardır? Merak ediyoruz, bu ödül parasının sponsoru kim olacaktır? ABD kara mizaha dönen politikalarını revize etmedikçe, terörle arasına mesafe koymadıkça, bilinmelidir ki, YPG demek hem PKK hem de ABD demek olacaktır. Önümüzde başka bir seçenek kalmamıştır" ifadelerini kullandı.
“ASIL HEDEF TÜRKİYE’DİR, TÜRK MİLLETİDİR, TÜRK VATANIDIR”
Devlet Bahçeli, bölgede yaşananların asıl hedefin Türkiye olduğunu gösterdiğini de belirterek, “ABD’nin İran’a uyguladığı haksız yaptırım kararları, akıl ve insanlığın reddettiği, üstelik barbarlıkta zirveye çıkan yöntemlerle katledilen gazeteci Cemal Kaşıkçı olayı, etnik ve mezhebi kamplaşmalar, Fırat’ın doğusundaki provokasyonlar hep aynı kapıya açılmaktadır. Ortadoğu’nun kargaşa ve krize sokulması, Arap Baharı’yla birlikte kırılan fay hatlarının yeni cephe hatları olarak değerlendirilmesi bölgesel huzur ve barış açısından büyük bir tehdittir. Dünya, Soğuk Savaş döneminden çıksa da, sıcak çatışma ve asimetrik hesaplaşmaların tuzağına çoktan düşmüştür. Bize göre 1.Dünya Savaşı’nın gerilim ve sancıları henüz geçmiş ve geride bırakılmış değildir. Paylaşım kavgaları, hâkimiyet mücadeleleri ağırlaşarak, şiddetlenerek, hatta dehşet verici bir sarmala bürünerek devam etmektedir. Burada asıl mesele Türkiye’nin çözülüp çözülmeyeceği, milli birlik ve dayanışma ruhunun canlı kalıp kalmayacağıdır. Bu itibarla asıl hedef Türkiye’dir, Türk milletidir, Türk vatanıdır. Tarihin akışını değiştirmek isteyen yabancı odaklar ve yerli işbirlikçileri; gönül, inanç ve kültür coğrafyalarımızla bağımızı koparmayı, kendi içimize kapanarak batışımızı ve bölünüşümüzü projelendirmişlerdir. Sevr’de bunu dayatmışlardı, ne var ki Lozan’da püskürttük. Topraklarımızı işgal etmişlerdi, savaş meydanlarında esarete itiraz ettik, çok güçlü şekilde hayır dedik. İnanarak söylüyorum, Türkiye’nin tamam demediği, boyun eğmediği, rıza göstermediği hiçbir emperyalist senaryo bugünkü şartlarda hayata geçemeyecektir. Bunu bildiklerinden dolayı Türkiye’nin siyasi, ekonomik ve diplomatik kanallardan önünü kesmek, irade ve istikbaline ipotek koymak gayesiyle her iğrençlikten, her ilkellikten medet ve menfaat umuyorlar. Türkiye düşmeden, insanlık düşmeyecek, bölgemiz devrilmeyecektir. Güvence büyük Türk milleti, yegane güç Türkiye Cumhuriyeti’dir. Suriye’yi Türkiye’ye taşımaya, Türkiye’den bir Irak çıkarmaya, Ortadoğu’nun kanlı hesaplaşmalarını Anadolu’ya teşmil etmeye gayret ve heves edenleri acıklı bir son, tıpkı kurtuluş yıllarında olduğu gibi inanmış ve can pahasına da olsa geri adım atmayacak kahraman bir millet beklemektedir. Terör örgütleriyle amansız ve tavizsiz mücadele edilerek Fırat’ın doğusu da, batısı da tertemiz yapılmalı, ülkemizi çembere almak için çırpınan mihraklara dünyanın kaç bucak olduğu gösterilmelidir. Medeniyetler ve milletler mücadelesinde yenilmeyeceğiz, eğilmeyeceğiz, mahcup düşmeyeceğiz. Terörizme karşı bir olacağız, zalimlere karşı dimdik duracağız. Biz Türkiye’yiz, biz Türk milletiyiz, biz kahraman ve dualı bir ecdadın şerefli ahfadıyız” diye konuştu.