Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 'Azerbaycan’ın sahada kazandığı başarılar sonrasında Ermenistan her zaman yaptığı gibi kara propagandaya başvurmuş ve Türkiye’ye ait savaş uçaklarının bu çatışmalarda kullanıldığına dair gerçek dışı iddialarda bulunmuştur. Bunlar Ermenistan’ın karşısında Türkiye olduğu algısını oluşturarak destek bulma çabalarının bir ürünüdür' dedi.
ANKARA/İHA- Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, komuta kademesindeki komutanlar ve Savunma Sanayi Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir ile birlikte ASPİLSAN Enerji AŞ tarafından Kayseri Mimarsinan OSB’de yaptırılacak olan Pil Üretim Tesisi’nin temel atma törenine katıldı. Burada gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Bakan Akar, "Her zaman ifade ettiğimiz gibi başta savunma sanayi olmak üzere ehemmiyet arzu eden tüm alanlarda yerli ve milli bir üretim yapmak bizler için bir tercih değil artık bir zorunluluktur. Bu coğrafyada var olabilmek etkin, caydırıcı ve saygın bir orduya sahip olabilmekten geçiyor. Güçlü ordu için güçlü savunma sanayine sahip olmamız gerektiği de apaçık ortadadır. Türk Silahlı Kuvvetleri bugün Irak’ın ve Suriye’nin kuzeyinde, Libya’da, Mavi Vatanımızda, semalarımızda ve dünyanın diğer birçok coğrafyasında hak ve menfaatlermizi güçlü bir şekilde koruyorsa, aynı zamanda dostumuz kardeşimiz olan ülkelere yardım edebiliyorsa bunda personelimizin kahramanlık ve fedakarlığının yanı sıra yerli ve milli savunma sanayimizin ürünlerinin de payı büyüktür. Yerli ve milli ürünlerimizin ordumuza sağladığı yüksek öz güven ve motivasyonla bugün TSK umudunu bize bağlamış mağdur ve mazlumlara yardım elini uzatmakta, faaliyet gösterdiği tüm bölgelerde barış, huzur ve istikrara çok önemli katkılar sağlamaktadır. Her ne kadar birileri istikrarsızlık ve huzursuzluk çıkarma peşinde olsa da Türkiye bölgesinde ve dünyada her zaman barış ve huzur için çalışmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı.
Akar, "Azerbaycan, Ermenistan’ın saldırıları karşısında ’Yetti gayri diyerek’ Bizler bunun için Suriye’de, Irak’tayız. Tek derdimiz barış, kardeşlik ve iyi komşuluk çerçevesi içerisinde güven ve huzur içerisinde yaşamak ve komşu coğrafyalarında barış ve istikrar içerisinde yaşamasına katkı sunmaktır. Bu azim ve kararlılıkla Güney Kıbrıs Rum Kesimi yanında Kıbrıslı kardeşlerimizin yanında olduğu gibi işgalci Ermenistan’ın yanında da Azeri kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Ermenistan’dan kardeşi Azerbaycan Türk’ünün topraklarının yüzde 20’sini oluşturan Dağlık Karabağ ve civarındaki 12 şehri yaklaşık 30 yıl önce işgal etmiştir ve bu işgal 30 yıldan beri devam etmektedir. Bu işgal ile birlikte 1 milyondan fazla Azerbaycan Türk’ü yerlerinden edilmiş, 20 bin şehit verilmiş, 5 bin kişinin akıbeti ise halen tespit edilememiştir. Hocalı katliamı da hafızalarımızdaki yerini korumaktadır. Uluslararası hukukta alınan tüm kararlara ve Azerbaycan’ın tüm çabalarına rağmen sorun çözülememiştir. Ermenistan BM kararları da dahil uluslararası hukuku da ayaklar altına alarak işgalini sürdürmekte, daha da ötesinde saldırganlığını artırarak devam ettirmektedir. Şunu çok net ifade etmek isterim ki; bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışı ile bu zulmü bazı ülkeler makul görmekteyse de, bizler için kabul edilmesi mümkün değildir. Zulüm ile mücadelemiz şimdiye kadar olduğu gibi bugün de yarında devam edecektir. BM, Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı ve sorunu çözmek için oluşturulan AGİT, MİSK grubu gibi mekanizmalar tüm sözde çalışmalarına rağmen bugüne kadar Azerbaycan topraklarındaki Ermeni işgalinin sonlandırılması için hiçbir somut adım atamamış, mevcut durumun yani işgalin normalleştirilmesinin kabullenilmesine doğru evrilmiştir. Gelişen süreçte gittikçe şımaran ve küstahlaşan Ermenistan Azerbaycan’a karşı çeşitli zamanlarda birçok kışkırtıcı eylemlerde bulunmuştur. Ermenistan’ın provokatif eylemleri giderek artmıştır. 12 Temmuz ve 21 Eylül’de Tovuz’daki saldırıların ardından 27 Eylül’de de sivil yerleşim yerlerine ateş açması bardağı taşıran son damla olmuştur. Ermenistan, son saldırısı ile masum siviller ve çocuklarda olmak üzere can kardeşlerimizi şehit etmiştir. Azerbaycan ‘Artık yetti gari’ diyerek öz topraklarını Ermeni işgalinden kurtarmak işgal altında olan halkının hürriyetinin özgürlüğünü geri almak için harekete geçmiştir. Azerbaycan’ın sahada kazandığı başarılar sonrasında Ermenistan her zaman yaptığı gibi kara propagandaya başvurmuş ve Türkiye’ye ait savaş uçaklarının bu çatışmalarda kullanıldığına dair gerçek dışı iddialarda bulunmuştur. Bunlar Ermenistan’ın karşısında Türkiye olduğu algısını oluşturarak destek bulma çabalarının bir ürünüdür. Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri kendi başına imkan ve kabiliyete, işgal altındaki öz topraklarını kurtaracak azim ve kararlılığa sahip olduğunu geçtiğimiz birkaç gün içerisinde tüm dünyaya göstermiştir. Hal böyleyken yıllardır Azerbaycan’ın yıllardır Karabağ’daki haklı davasına bir çözüm sunmayanların Azerbaycan’ın hakkını savunmaya başlamasıyla birlikte ateşkes çağrısı yapmaları samimi olmadığı gibi inandırıcı da değildir. 30 yıldır diyalog, siyasi çözüm diyenler bugüne kadar ne yaptılar. Azerbaycanlı kardeşlerimizin öz topraklarını istemesi için mücadele etmesi suç mu. Nasıl ki atalarımızın yedi iklim 3 kıtada barış ve huzurun içerisinde mücadele ettiler ve daimi haklının ve mazlumun yanında oldular, bizde aynı ruh ve inançla bugüne kadar olduğu gibi kederde ve kıvançta Azerbaycan Türk’ü ile daima bir ve beraber olduk. Bundan sonrada 2 devlet tek millet anlayışı ile can kardeşlerimizin haklı davasında, kendi öz topraklarını geri kazanması mücadelesinde sonuna kadar yanında olmaya devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın" şeklinde konuştu.
Programa, Kayseri Valisi Şehmus Günaydın, Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükılıç, milletvekilleri ve ilçe belediye başkanları da katıldı.