Sanatsal Gerçekler'den herkese merhaba. Sizleri şaşırtacak sanatsal bilgilerle dolu programımızın bu haftaki bölümünde Çöp sanatını anlattık..
Yaşadığımız gezegene ve doğasına en çok duyarlı olan kişiler şüphesiz sanatçılardır . Gezegenimize zarar vermek yerine yarar sağlamak için, Dünya’yı daha güzel hale getirmek için üreten kişidir sanatçı. Sizce hangi sanat dalı doğaya en çok fayda sağlar? Resim, müzik, heykel ? Hiçbiri değil ! Gezegenimizi güzelleştiren ve doğayı koruyan bir sanat dalı var ki ; önlenemez tüketim hırsına karşı geri dönüşüm konusuna dikkat çekmek için atık maddeleri muhteşem sanat eserlerine dönüştürüyor. Bu sanatın adı ‘Geri Dönüşüm Sanatı’ ya da kısaca ‘Çöp Sanatı’!
Eşyaları yeniden, farklı amaçlarla kullanmak; insanın kâinata daha az zarar vermesinin ve verdiği zararı telafi etmesinin en temel yoludur.
Sanatta atık malzemelerin, hurda metallerin vs. kullanımı 20. Yüzyıl’da başlamış. Hem de bu döneme eser bırakanlardan biri hepimizin hayranlıkla eserlerini izlediği Pablo Picasso. Picasso ,ünlü Boğa Başı heykelini eski bir bisiklet oturağı ve gidonundan yapmış. Tüketim toplumu gibi kavramlara karşı çıkan Dadaistler bu akımın o dönemde öncüleri olmuşlar. Bu sanat kapitalizme ve seri üretimle gelen estetik yoksunluğuna tepki olarak başlamıştır. Günümüzde çok bahsedilemese de oldukça ilgi çekici ve fark edildiğinde neden olmasın dedirten ,insanın içinde ‘ben de yapabilir miyim ?’ duygusu yaratan doğa dostu sanat olarak kabul görmektedir. Çöp sanatının tek kuralı; kullanılan tüm malzemenin atıklardan oluşuyor olmasıdır. Bu kurala uyup bir de üzerine yaratıcılığını ekleyen öyle sanatçılar var ki, sizi hem çok şaşırtacak hem de çok etkileyecek.
Çöplerle yaptığı resimlerle dikkat çeken mozaik sanatçısı Amerikalı Jason Mecier , topladığı binlerce parçayı bir araya getirerek ünlülerin portrelerini yapıyor. Mecier çok başarılı bir geri dönüşüm sanatçısı.
İspanya-Barcelona’da sokakları, duvarları boyamak yasaklanarak sokak sanatına bir engel getirilmiş ancak İspanyol sanatçı Francisco di Pajaro bu duruma bir tepki koyarak sokakta gördüğü, bizim “çöp” olarak değerlendirebileceğimiz şeylerin bir sokak sanatı potansiyeli taşıdığını fark ederek, onlar üzerinde çalışmaya başlamış. Üstelik, çöplerin toplanmasıyla ertesi günü göremeyen kendi sanat eserlerinin bir kısmını da Londra’da sergiletmeyi başarmış.
‘İyi bir sanat her zaman pahalı materyallerle oluşturulmaz, hayaline ulaşmak için çok paran olmasına gerek yok.’ diyen Güney Afrikalı sanatçı Mbongeni Buthelezi, atık plastikleri yenilikçi bir dokunuşla harikalara dönüştürüyor.
Buthelezi, Johannesburg’ taki resim atölyesinin bulunduğu sokağı temizleyerek ,ısı tabancasıyla renkli plastikleri eritip tuval üzerinde etkileyici eserler yapıyor.
İklim değişikliğine dikkat çekmek amacıyla Mathieu Goussin ve Hortense Le Calvez isimli sanatçılar, denize atılan çöplerden sahte deniz hayvanları yapıyor. Eşyaları su altında fotoğraflayan ikili, "Yakın gelecekte tüm eşyalarımız su altında kalabilir," diyerek insanlığı uyarıyor!
İngiliz sanatçılar Tim Noble ve Sue Webster inanilmaz yaratıcılıklarıyla ışık ve gölge heykeller de dâhil olmak üzere deneysel sanatta tanınan bir ekip. İkili, ilk bakışta gereksiz çöp yığınlardan başka bir şey gibi görünmeyen soyut çalışmalar yaratıyor. Ancak tek bir ışık yığınını aydınlattığınızda, duvara yansıyan ışık ve gölgenin kombinasyonu ile oluşturulmuş bir sanat eseri görüyorsunuz.
İngiliz sanatçı Jane Perkins oyuncaklar, deniz kabukları, düğmeler, fermuarlar, zincirler, renkli boncuklar ve hemen hemen her evde bulunabilecek renkli atık materyalleri birleştirerek ünlü ressamlara ait tabloları yeniden yorumluyor.
Uluslararası SplashTrash ArtExpo’da 36 ülkeden 100 isim arasına giren tek Türk sanatçısı olan Şinasi Yelkenci yıllardır gönüllü olarak denizlerden çöp topluyor. 20 yıl önce başladığı “temiz deniz” idealini yakalayabilmek için ortaya çıkardığı eserler ile çevre kirliliği ve doğa katliamına dikkat çekmek istiyor.
Atık malzeme, çöp ve metal parçaları kullanarak çevre bilincini dikkat çekmek isteyen Sami Demir ise kuruttuğu yapraklarla tablolar yapıyor.
Alanya’da nehirlerin sürükleyerek kıyıya getirdiği odun parçalarına ‘yallos’ deniyor. Yalloslar bildiğiniz çer çöp aslında. Deniz, kum ve rüzgar tarafından şekillendirilmiş odun parçaları. Tabii bakış açınıza bağlı, doğanın elinden çıkma heykeller gözüyle de bakabilirsiniz bunlara. Tıpkı Filiz Ateş ile Christiane Alaattinoğlu’nun yaptığı gibi.
Son dönemlerde ismini daha fazla duyduğumuz graffiti sokak sanatı geri dönüşüm sanatında da etkisini gösteriyor. Artur Bordalo, atık objelerle bilinen grafitilerin dışına çıkarak 3 boyutlu çalışmalar yapıyor. Sanatçının metal, lastik, boya gibi atık maddelerle çevreyi tuval olarak kullanıp yarattığı işlerin etkileyiciliği tartışılmaz.
Akıl ve estetiği buluşturarak ortaya konan her çalışma bir sanat eseridir diyebiliriz ancak sanatın içinde duyarlılık ve sorumluluk ta varsa, o eser insanlık adına sanatsal faydaya dönüşüyor!
Çünkü; sanatsal gerçeklerin özü ’Her şey bir işe yarar , yaramazsa da sanata yarar ! ‘dır.