Şu kopan fırtına Türk ordusudur ya Rabbi, senin uğrunda ölen ordu budur ya Rabbi, ta ki yükselsin ezanlarla müeyyed namın, galip et; çünkü bu son ordusudur İslamın.

Galip et; çünkü bu son ordusudur İslamın

Kan gövdeyi götüren asıl o büyük harpler başladığında, Şam'dan bir ordu çıkar. İşte bunlar Allah'ın gelmiş geçmiş en hayırlı kullarıdır. (el fiten)

2023'e yaklaştığımız şu yıllarda Türkiye'nin kaosa çekilmek istenmesine şahitlik ediyoruz. Çoğu insanında bildiği gibi 2023 yılında Lozan Antlaşması bitecek ve tam olarak bağımsızlığını ilan etmiş bir ülke olacağız.

Ama... Yıllar öncesinden başlayan ayrıştırma çabaları 2015 yılından beri bombalı saldırılar, darbe girişimleri, suikastler, silahlı saldırılar ile uç noktaya ulaştı. Peki neden ?

Nedeni açık ve net yeni bir Lozan dayatması. Türkiye'nin kafasına yeni bir boyunduruk takma isteği, şiddetlenen Avrupa ırkçılığının sebebi, Rusya'nın Türkiye'yi Suriye bataklığına çekmek istemesi. Türkiye'ye yeni bir anlaşma imzalatmak isteme hevesleri.

Bombaların patlamadığı, silahların sustuğu kaosun bittiği vakit işte ozaman korkun... Ozaman anlayın ki ülke önüne koyulan dayatmayı kabul etmiş, vatan satılmış demektir.

Dünyada siyaset yüzyıllardır farklı sistemlerle işlensede, esasa dayanan bölümü hep işgalcilik ve sömürgecilik üzerine kurulmuştur. Ama unutmayın ki Mehmet Akif Ersoy'un da İstiklal Marşı dizelerinde belirttiği gibi...

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim: Bendimi çiğner, aşarım;
Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım.

Ve yine Mustafa Kemal Atatürk'ün de Gençliğe Hitabesi'nde dediği gibi;

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Korkuları nedir ?
Korkuları iki cihan güneşi Hz Muhammed (SAV) müjdelediği hükümdür. ''Türkler dünyaya 2 defa hükmedecektir''. Ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ında Sezai Karakoç'un şiirinden sıkça dile getirdiği mısra gibi;

Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.

NOT!!!
PKK, DEAŞ, FETÖ/PDY, YPG, DHKP-C, TAK, Esed Rejimi ve diğerleri, hepsi ile ayrı ayrı mücadele eden Türk milletnin asil ve yüce ordusu, ''Üstte mavi gök çökmedikçe, altta yağız yer delinmedikçe, senin ilini ve töreni kim bozabilir".

EY TÜRK TİTRE VE KENDİNE DÖN
OGÜNhaber