Türk demokrasi tarihinin kara lekelerinden biri olan ve Türk milletinin vicdanında derin yaralar açan 27 Mayıs 1960 darbesinin üzerinden 61 yıl geçti.

Demokrasi tarihimizdeki kara leke, 27 Mayıs

İSTANBUL/İHA- Tek parti döneminde yaşanan eziyetler sebebiyle bunalan millet 1946 seçimlerinde Demokrat Partiye büyük teveccüh gösterdi ancak CHP’nin o dönemde uyguladığı açık oy gizli tasnif uygulaması sebebiyle seçimleri yine CHP’nin kazandığı ilan edildi.

1950 seçimlerinde bu uygulama sona erince yüzde 55 oy alan Demokrat Parti 416 milletvekili kazandı. CHP ile sadece 69 milletvekili ile büyük hüsrana uğradı.

Bu zaferin ardından yıllardır uygulanan ve halkın asla benimsemediği Arapça ezan yasağı hemen kaldırıldı. Bu durum milletin Başbakan Adnan Menderes’i daha da çok sevmesine sebep oldu.

Sonraki seçimlerde de sonuç değişmedi. Demokrat Parti girdiği bütün seçimleri ezici üstünlükle kazandı.

Adnan Menderes’in başbakanlığı döneminde sanayi, eğitim, sağlık ve ulaştırma konularında önemli adımlar atıldı. Millet hem ekonomik olarak rahatladı hem de tek parti dönemi yasakları ve dayatmalarından kurtulduğu için refaha kavuştu.
Ancak özellikle Arapça ezan yasağının kaldırılması bazı kesimlerde büyük rahatsızlığa sebep olmuştu.

CHP’nin başındaki İsmet İnönü’nün yıkıcı muhalefeti sebebiyle ordu içinde rahatsızlıklar baş gösterdi.

İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nü n Demokrat Partilileri hedef göstermek için söylediği “Sizi ben bile kurtaramam” sözü çok konuşuldu.

Öğrenciler iktadara karşı kışkırtıldı. Olaylar çıkartıldı. Ve sonunda 27 Mayıs 1960’ta askerin içindeki bir grup cuntacı yönetime el koydu.

Darbeciler Anayasa ve meclisi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı. Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP’li milletvekilleri ve bazı üst düzey kamu görevlileri Yassıada’da hapsedildi.

Türk demokrasisinin yargılandığı sözde davalarda toplam 15 yargıç ve 9 savcı görev yaptı.

Türk yargı tarihinin en kirli senaryoları da Yassıada’daki bu mahkemelerde yaşandı. Düzmece delillerle yargılanan kişilere savunma hakkı verilmedi. Buna karşın tutuklulara her türlü hakaretin yapılmasına izin verildi.

Sonrasında da 15 kişi idam cezasına çarptırıldı. Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ın idamları alelacele onaylanıp sözde cezaları infaz edildi. Cuntacıların gözleri o kadar dönmüştü ki, sadece aşağılamak için idam edecekleri merhum Menderes’e sağlık kontrolü adı altında prostat muayenesi bile yapıldı.

Mahkeme sonucunun önceden belli olmasının en büyük delillerinden biri de idam sehpalarının karardan bir ay önce adaya gönderilmiş olmasıydı.
OGÜNhaber